Funny Games (Funny Games)

(7 kişi yorum yaptı)
Yönetmen: Michael Haneke Michael Haneke
Ülke: avusturya
Oyuncular: Frank Giering, Arno Frisch, Ulrich Mühe, Susanne Lothar, Stefan Clapczynski, Naomi Watts, Elif Acehan, Doris Kunstmann, Wolfgang Glück Devamını Gör...
Konusu : Üç kişilik varlıklı bir aile göl kenarındaki evlerine tatile gider. Eve vardıklarında genç bir adam (Frank Giering) kapılarını çalıp, kibarca 1 yumurta rica eder. Hemen sonra zayıf, dahada nazik arkadaşı ona katılır. İlk bakışta bu genç adamların terbiyeli görünümlerine aldanan Anna (Susanne Lothar) onları komşu aileden zannederek içeri buyur eder. Ne varki iki genç eve girdikten sonra Anna'nın kocasını (Ulrich Mühe) yaralayıp etkisiz hale getirir, Anna'yıda soyunmaya zorlar, ve kurbanlarıyla pekte komik olmayan oyunlar oynamaya başlarlar. mkurtsen 25.10.2010
mansuryıldırım
18 Eylül 2015 19:04Film baştan sona zengin bir ailenin zor bir durumda ne yapacaklarını anlatmak istemiş mesela polisin numarasını bilmemeleri ve hiç bir dua bilmemeleri dikkat çekici filmin oldukça rahatsız edeci bölümleri var yönetmenlik iyi oyunculuklar iyi özellikle arno frisch rolünde tekinsiz yüz ifadesiyle rahatsız ediciydi filmin başındaki ve sonundaki müzikler çok etkileyiciydi ama filmin bazı sahneleri gereksiz uzatılmış ama her şeye rağmen film izlemeye değer iyi bir film.
Cevap YazHaqan
29 Haziran 2013 15:50Filmin yönetmeni Haneke degil de başkası olsaydı sanırım bu kadar taktir toplamazdı. Benden yine de taktir almayacak. Psikopatlıkta sınır tanımamak çok zor degil ama seyirciyi istismar etme dengesi de iyi ayarlanmalı. Beğenmememdeki en büyük sebep gerilim ve korku filmlerini sevmeyişim olduğunu belirtip bir özeleştiri de yapmam gerek. Elbette Haneke sinematografisinin izlerini çokça buluyorsunuz, hayranı olduğum rahmetli Ulrich Mühe'yi izlemek de keyifli ama benim oyum 6/10
Cevap Yazsharapnell
7 Mayıs 2012 13:49iki psikopat adam, tatil için göl kıyısına gelmiş ailenin kapısını çalıp onlardan ödünç yumurta istiyor. ve film burada başlıyor. adamlar kendilerince gülünç bir oyun oynuyorlar ve ufak ufak aile üyelerine zarar vermeye başlıyorlar.
ben basit bir izleyici olarak filmi izlediğimde "sırada ne var? şimdi sıra kimde?" diye içimden geçirerek izledim. çünkü film insanı gererek, karamsarlığa sokarak yavaş yavaş o noktaya getiriyor.
Cevap Yazbaran34
10 Ocak 2012 23:12Michael Haneke biz seyircileri çıldırtmak için hem senaryoyu hemde kurguyu o kadar mükemmel ayarlamışki insan psikolojik olarak etkisinde kalıyor. Filmi film yapan en büyük öge bence Paul karakterini canlandıran Arno Frisch.. Soğukkanlılığı ve filmin ruhuna uygun yüzünde oluşturduğu mimikleri ile 10 numaraydı. Neden iyi yapımlarda oynatılmamış anlamak güç. Filmde yönetmen kanımca zengin, aristokrat yaşam tarzı güden ailelerin dingin ve mutlu hayatlarının kaos ortamında nasıl şekillendiğini bizlere anlatma gayesi gütmüş. Çokta yerinde nüktedan anlatımları olan bu yapım bence klasik deyimini sonuna kadar hakediyor. Örneğin bu aile bireylerinin polisin numarasını bilememe sahnesi ve Anna'nın hiç dua bilmemesi Haneke'nin hedefindeki bu elit kitleye senaryosu aracılığı ile vurduğu keskin hançerdi.... Bu yapım Alman ve Avusturya halkı içindi.. Birde 2007 yapımı Amerikan halkı için yaptığı aynı isimli ve aynı senaryo ile Amerikalı oyuncurla çektiği filmi var. İkisinide muhakkak seyredin..
Cevap YazGlasscow
7 Şubat 2009 23:25iki kişi evinize geliyor ve sizden yumurta istiyor. böyle başlayan bir hikayenin sonu nasıl biter? haneke'yi tanıyorsanız öykünün sonunu az-çok tahmin edebilirsiniz. herkes başka bir isim taksa da en nihayetinde; istismar sinemasının bir örneği olan bu film, hakikaten de çoğu izleyici için acı bir deneyimdir. adamlardan birinin kameraya dönüp "seni görüyorum" pozu attığı an, filmin unutulmaz sahnelerinden biridir. haneke'nin bu anarşist yapıtını her seferinde keyifle izliyorum, fakat herkese önermiyorum.
Cevap Yazbadem ağacı
6 Ocak 2009 14:16toplumsal gerçekçi yönetmenimizin odak noktasında yine bir burjuva ailesi var. tatil için geldikleri göl kenarı yazlık evlerinde hayatlarının kibar görünümlü iki genç tarafından cehenneme dönmesini baştan sona büyük merakla izledikten sonra yönetmenin asla sıradan olmayan anlatımına yine hayran kalıyoruz. üstelik yine sinirimiz bozulmuşken... şiddet sahnesinin asla göz önünde bulundurulmadığı bu filmde yönetmenin görüntülerden daha çok sesler üzerinde etkileyiciliğe oynaması başarılı olmuş. velhasıl görülmeye en fazla değecek haneke filmi şüphesiz bu olsa gerek. daha amerikan çekimini izlemeden nedense bunun ojinalliğinden dolayı daha başarılı olduğu kanısına vardım bile.
Cevap Yazlostmsty
26 Ekim 2008 19:31başlangıçtaki müziğini asla unutamıyacağım suçluların göz önünde olduğu ama asla dokunulamadığı süper bi michael haneke filmi