Tarkan Altın Madalyon

(32 kişi yorum yaptı)
Yönetmen: Mehmet Aslan Mehmet Aslan
Ülke: türkiye
Oyuncular: Mehmet Uğur, Akif Kilman, Zeki Sezer, Mürüvvet Sim, Kamran Usluer, Halit Akçatepe, Pakize Suda, Yeşim Tan, Birsen Ayda, Arap Celal Devamını Gör...
Konusu : Filmde, Tarkan’ın kaçırılan prensi kurtarmaya çalışması anlatılır. Türk İmparatoru Atilla ülkesini genişletmek için sefere çıkar. Sefer esnasında Batı Vandal Kralı’nın kızı Onorya ile evlenir. Sefere devam etmek için yola koyulur ve Onorya’yı babasına emanet eder. Ancak sefer bitip geri döndüğünde Doğu Vandal Kralı’nın Batı Krallığını ele geçirdiğini öğrenir. Doğu Vandal Kralı, Onorya’yı öldürüp Atilla’nın oğlunu esir almıştır. Atilla bu yeni düşman krallığa sefer hazırlığına başlar. Bu esnada Hun cengâveri Tarkan ise Atilla’ya yardım eder. Tarkan, Vandal Krallığı’na giderek Atilla’nın oğlunu kurtarmaya çalışacaktır.
Kurgu
Sanat Yönetmeni
Yapım Ekibi
Yönetmen Ekibi
Post-Prodüksiyon
Işık Ekibi
Makyaj Ekibi
Ses Ekibi
Tasarım
ozkaracam
11 Eylül 2017 22:22Bu filmle ilgili olarak yaklaşık yedi yıl önce yazdığım ilk yorumda ayrıntılı bir değerlendirme yapmıştım. Daha sonraki yorumcuların vurguladığı iki noktanın, filmin "şaşırtıcılığı" ve "iticiliği" olması dikkatimi çekti. Şaşırtıcı, çünkü daha öncesinde ve sonrasında Türk Sineması'nda yapılmayan bir şeyi gerçekleştiriyor; Ortaçağ atmosferini bir korku ve tekinsizlik öğesi olarak kullanıyor. İtici, çünkü serinin diğer filmlerinde olmadığı kadar "istismar sineması"na yaklaşan unsurlar barındırıyor. Ortaçağ, edebiyat ve sinemada egzotik macera için olduğu kadar korku, dehşet için de bir esin kaynağı olmuştur. Burjuva uygarlığı üzerine kurulu çağdaş Batı kültürü, Ortaçağ'ı geride kalmış, anımsanması istenmeyen, cehalet ve hurafelerle dolu bir dönem olarak kodlamayı yeğlemiştir (tabii ki ciddi tarihçilerin yaptığı araştırmalar, bunun dışındadır). Bizim toplumumuzun bağlı olduğu Türk-İslam kültüründe "Ortaçağ karanlığı" fazla bir anlam ifade etmediği için olsa gerek, bu dönem sadece bizim kılıçlı cengaverlerimizin kahramanlık öyküleri için bir atmosfer oluşturmuştur. Tarkan, bunların içinde İslamiyet öncesi dönemde yaşayan ve maceraları Avrupa'da geçen tek kahraman olduğu için bu filmin yapılabildiğini düşünüyorum. Öte yandan, Sezgin Burak'ın yazıp çizdiği, bu filmin konusuyla hiç ilgisi olmayan maceranın özellikleri ile filmdeki grotesk (kaba-saba) şiddetin karşılaştırılması da ilginç olabilir. Filme uyarlanmaya çok elverişli olan bu üç bölümlük uzun macera, içerdiği iz sürme ve intikam temalarının yanı sıra (Freudcu kavramlarla) çarpıcı bir Eros ve Thanatos (Aşk ve Ölüm) hikayesidir. Şiddet ve erotizm unsurları diğer maceralara göre daha belirgindir. Fakat istismar amaçlı değildir, estetik ölçüler içinde tasvir edilmiştir. Kötü yürekli Bizans vezirinin dilber kızı Hera'nın kendisini ölümden kurtaran Tarkan'a aşık olması, Yeşiller ve Maviler olarak adlandırılan hizipler arasında geçen ölüm yarışları, cani ruhlu Bizans subayı Silas'ın tecavüz etmeye çalıştığı Hun kadınını vahşice öldürmesi, Tarkan ile sevişen Hera'nın yaşadığı cinsel coşku ve orgazm, Hipodrom'daki at yarışlarında bıçaklı tekerleklerle gerçekleşen ölümler, yarışların öncesinde Hera'nın gördüğü tüyler ürpertici düş, bu açıdan dikkat çeken temalardır. O dönemdeki Yeşilçam mantığının bu öyküyü maliyetli ve riskli bulduğu ve muhtemelen İngiliz Hammer şirketinin yapıtlarından esinlenilmiş bazı öğelerle, tema açısından orijinal öyküye paralel, fakat istismar sineması düzeyinde bir film yapıldığı kanaatindeyim.
Cevap YazYeşilcamSevdalısı
21 Ekim 2016 18:59Pekcan Koşar'ın Zeki Alasya dublajındaki gaddar kahkaları muhteşem :-)
Cevap Yazsinemaagresif
30 Mayıs 2016 16:04Filmi sansürsüz yüzde yüz orijinal seyrettiğimde akıllara zarar bir sürü şey barındırdığını gördüm. Mesela ilk sahnelerde ülkenin en masum ve en günahkar kadınlarının kaçırılıp kanlarının rahip tarafından Goşa'nın iskeletine aktarılıp diriltildiği sahnede midem bulandı resmen . Zira bu aynı zamanda şirkti de . Bu yetmiyor gibi bir de bunu yapan rahibi hançerleyip lav gibi bir şeyin içine atıyorlar iğrenç. Rahipleri de büyücü gibi göstermişler o da ayrı mesele. Sonra Zeki Alasya'nın yeğenine işkence yaptığı sahnelerde pis pis gülmesi hele ki güvercinin başını eliyle kopartıp yılanına yem ettiği sahne dehşetti ki güvercin bana çok gerçekçi canlı gibi geldi ama inşallah öyle değildir. + 18 sahneleri de biraz abartmışlar.. Goşa filmde çoğunlukla çıplak. Giyinik görmek neredeyse imkansız. Bir sahnede Yeşim Tan'ı at üzerindeyken büyüleyip etrafını ağlarla dolayıp boynundan vampir gibi kanını içiyor. Bu sahnelerin hemen hepsi tv lerde ki gösterimde kesiliyor tabi iyi ki de kesiliyor. Çünkü hep insanların aklı bulandıran psikolojisini bozan saçma sapan şeyler. Emeğe saygım var . Filmde ki oyuncular da hepsi birer usta ama bu filmi izlerken tarihi film değilde sanki korku filmi izliyormuşum gibi geldi daha çok. Bence izlemezseniz de olur. Pek bir şey kaybetmezsiniz .Akıllara zarar çünkü.
Cevap YazSeamen
3 Eylül 2020 23:44sızden rıcam kesık olan eksık sahnelerı gorebılırmıyım elınızde varsa
sinemaadamı
24 Şubat 2016 12:32nihayet orjinalini bulup seyrettim filmin orjinali 83 dk tvlerde 15 dk kesinti var. film sansürsüz daha güzel ama insanın midesini kaldıran kan sahneleride var :)
Cevap YazSeamen
3 Eylül 2020 23:45ben hıcbıryerde bulamadım o sahnelerı acaba yardımcı olabılırmısınız gorebılırmıyım o sahnelerı acaba
ElBLanKo
1 Şubat 2016 20:14Zeki alasya her ne kadar rolunu iyi oynayamasa da izlenilecek bir filmdir.
Cevap Yazperformer
27 Aralık 2015 23:04oyuncu kadrosu da çok iyi. keşke kamran usluer'in daha çok sahnesi olsaymış.
Cevap YazKleberson
8 Mayıs 2015 18:24zeki alasyayi bu filmde kötü rolde görüyoruz ustamiz cok basarili oynamis bu rolde
Cevap Yazblack_eagle_09
26 Ekim 2013 01:33Halit Akçatepe ve Zeki Alasya yanlış tercihler olmuş. Özellikle Alasya'nın canlandırdığı karakter filmin akışını bozmuş. Serideki kalitesiz filmlerden biri ve bence en kötüsü.
Cevap Yaz