Türk Sineması ve tiyatrosunda bir çok ilklerin sahibi Muhsin Ertuğrul (İstanbul 28.02.1892 - İstanbul 29.04.1979) ekmeğini taştan çıkartacak yapıda biri olarak daha çocukken marangoz çırağı ve tornacı olarak hayata atıldı. Tefeyyüz Mektebinde, Topbaşı Rüştiyesi'nde (Ortaokulunda) ve Mercan İdadisi'nde (Lisesinde) okudu.
31 Temmuz 2012

Türk Sineması ve tiyatrosunda bir çok ilklerin sahibi Muhsin Ertuğrul (İstanbul 28.02.1892 - İstanbul 29.04.1979) ekmeğini taştan çıkartacak yapıda biri olarak daha çocukken marangoz çırağı ve tornacı olarak hayata atıldı. Tefeyyüz Mektebinde, Topbaşı Rüştiyesi'nde (Ortaokulunda) ve Mercan İdadisi'nde (Lisesinde) okudu.

Tiyatrodaki İlk denemelerinde beklediği başarıyı gösterememesi üzerine, kendisini geliştirmek amacıyla, 1911 yılında Paris'e gitti. Bir yıl sonra Türkiye'ye gelip 1913 yılında tekrar Paris'e giderek Fransız tiyatrocularla samimiyet kurdu ve kendisini geliştirdi. 1916 yılında Berlin'e giderek bu defa Alman tiyatro sanatını inceledi. 1924 yılında İsveç'e, 1925-1927 yıllarında da incelemeler yapmak üzere Moskova'ya gitti.

Yurt dışı gezi ve incelemelerinden elde ettiği kazanımlarla 1912 yılında başrolünü kendisinin oynadığı Hamlet' i, 1913 yılında Bursa'da Millet Tiyatrosu adıyla çeşitli yabancı oyunları, 1923 yılında Shakespeare'in Othello'sunu sahneye koydu. Çeşitli tarihlerde Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü ve İstanbul Şehir Tiyatroları Baş Rejisörlüğü görevlerini yaptı. 1971 yılında Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir sanatçıya, Muhsin Ertuğrul'a Devlet Kültür Armağanı verildi. Sinemada ve tiyatroda yönü batıya dönük Muhsin Ertuğrul sinemaya nazaran tiyatro ağırlıklı sanat sahibi olduğunu gösterdi.

SİNEMA YAŞAMI
1918 yılında gittiği Berlin'de sinemayla tanışan Ertuğrul burada kendi adına film şirketi kurarak Samson adlı filmini çekti. Bir çok film şirketlerine yönetmenlik yaptı ve yurda döndüğünde Darülbedayi'de (İstanbul Şehir Tiyatroları) yönetmenlik yapmaya başladı.
Uzun Almanya yılları sonrası 1922 yılında bir film stüdyosu kurmayı denediyse de sonuç alamadı ve Kemal Film (Kemal Seden) firmasıyla filmlerde yönetmenlik yapma konusunda anlaşarak İstanbul'da Bir Facia-i Aşk filmini çekti. Konusu gerçek hayatta yaşanmış bir cinayet olayını işleyen film çok ilgi gördü. Muhsin Ertuğrul büyük bir uyum içinde Kemal Film'le Ateşten Gömlek, Boğaziçi Esrarı/ Nur Baba, Sözde Kızlar, Leblebici Horhor ve Kız Kulesi'nde Bir Facia filmlerini çekti. Bu filmler halk tarafından çok tutulmuştu. 1923 yılında Ateşten Gömlek filminin baş rol oyuncusu Neyyire Neyyir ile evlendi.

Yapımcı Kemal Seden'in sinemaya küstürülüp ara vermesi nedeniyle İpek Film'le anlaştı. Muhsin Ertuğrul, Kemal Film'de birlikte çalıştığı görüntü yönetmeni Cezmi Ar ile Kemal Çakuş ve Necdet Mahfi Ayral'ı reji asistanı ve prodiksiyon amiri olarak çalıştırmak suretiyle İpek Film Firmasında çalışmalarına devam etti. İpek Film firması Muhsin Ertuğrul'a maddi kısıtlama olmaksızın gerekli harcama yetkisini ve yenilik namına ne varsa filmlerde uygulama kolaylığını tanıdı.Ve ilk olarak Ankara Postası filmini, 1931 yılında ilk sesli Türk filmi olan İstanbul Sokaklarında' yı çekti. Bu film aynı zamanda yurt dışında ve Türk-Yunan-Mısır ortaklığı ile çekilen ilk Türk filmi oldu. Bunun gibi Bir Millet Uyanıyor ilk tarihi film, Ateşten Gömlek ilk Kurtuluş Savaşı filmi, Aysel Bataklı Damın Kızı ilk köy filmi (gerçek köylüler de oynamıştır), Halıcı Kız ilk renkli film deneme çalışmasıdır.

Muhsin Ertuğrul henüz 25 yaşına gelmeden kendisini geliştirmeye başladığı, ekmeğini taştan çıkartabilecek sorumluluk sahibi biri olduğu, yurt dışına gittiği, tecrübelerden ders aldığı için sinema ve tiyatroda lider tipi çizmiştir. Bugün Türk Sinemasına hizmet etmiş ne kadar eski kuşak yönetmen var ise hemen hepsi bir ekol olarak tanımlayabileceğimiz, tiyatro yöntemi ile sinema yapan sistemin sahibi Muhsin Ertuğrul'un yolundan gitmişlerdir. Bu yönetmenlerden bazıları şunlardır: Mümtaz Osman, Ferdi Tayfur, Kemal Necati Çakuş, Vedat Ar, Hâdi Hün, Talât Artemel, Cahide Sonku, Sami Ayanoğlu, Kâni Kıpçak, Süavi Tedü, Refik Kemal Arduman, Mümtaz Ener, Kadri Ögelman, Avni Dilligil, Agâh Hün, Zeki Alpan, İhsan Tomaç, Muzaffer Arslan, Osman Nuri Ergün, Abdurrahman Palay ve Nejat Saydam.(Prof. Dr.Alim Şerf Onaran, Muhsin Ertuğrul'un Sineması)

Görüşleri iyice belirlensin diye yazılarından ve röportajlarından aynen alınan başlıklar aşağıda verilmiştir.(1)
- Sinema sanayii, çeşitli aygıtları, araç ve gereçleri ile uzmanlığı birinci derecede ihtiyaç gösteren bir endüstri koludur.
- Sinemasını geliştirmek isteyen sosyal bakımdan yeni yükselişler kaydetmiş ve bunları kendilerini tanımayan ülkelere tanıtmak isteyen ülkeler; teknik bakımdan, dışarıdan uzman getirerek veya kendi ülkesinden yetişmek üzere sineması gelişmiş ülkelere eleman göndererek bunları sanayide kullanmadıkça başarı elde edemez.
-Film yönetmenlerinin dışarıdan getirtilmesi uygun değildir.Kesinlikle dışarıda yetişmiş Türk eleman kullanılması zorunludur. Çünkü her ülkenin kültürel ve sosyal özellikleri, bunları iyice bilmeyen yabancıların sinemada bocalamalarını zorunlu kılacak kadar değişiktir.
-Film yönetmeni, sanayinin ruhudur, temel unsurudur.Oyuncular onun elinde filmin gerçekleştirilmesi bakımından diğer birçok araçlar gibi bir araçtır.
-Senaryo, filmin temelidir. Üzerinde aylarca çalışılması gereken bir uzmanlık konusudur.
-Film sanayii, büyük sermaye ile desteklenen, sabır ve zaman isteyen bir endüstri koludur.

Kurtuluş Savaşı yılları sonrası, savaşın sıcaklığı daha gazete haberleri seviyesinde iken belki de Muhsin Ertuğrul'un neden fazlasıyla savaş filmi çekmediği sorulabilir, sorgulanabilirse de bunun cevabını bütçeyle, destekle, istekle açıklamak mümkündür. Yoksa; "Bir Millet Uyanıyor, Ankara Postası, Ateşten Gömlek" filmlerini yapan yönetmen, yapımcı, oyuncu Muhsin Ertuğrul onlarca Kurtuluş Savaşı Filmi çekmeye meyilli ve muktedirdir. Kendisine zamanın yöneticilerince teklif gelmediği, destek görmediği gerçek olsa gerek.Türk Sineması günümüzde Avrupa ve Amerikan Sinemalarıyla at başı gidemiyorsa bunu Muhsin Ertuğrul'un dönemi dışında aramalı. Eğer 1950'den sonra gelen her yapımcı, senarist ve yönetmen bir değil iki tuğla koysaydı sinemamız bugün olduğunun iki katı gelişmişliğe sahip olacaktı. Üstelik Muhsin Ertuğrul tiyatro alanında da halkına çok büyük hizmetler veren, emektardır, sanat insanıdır.

(1) Prof. Dr. Alim Şerif Onaran
Muhsin Ertuğrul'un Sineması
Kültür Bakanlığı Yayıonları:475
 

 

 

 YORUMLAR  ({{commentsCount}})
{{countDown || 2000}} karakter kaldı
{{comment.username}}
{{moment(comment.date).fromNow()}}
Uyarı:  Yorumunuz, yönetici tarafından onaylandıktan sonra tüm ziyaretçilerimiz tarafından görüntülenebilecektir. (Bu mesajı sadece siz görüyorsunuz)
{{reply.username}}
{{moment(reply.date).fromNow()}}
Uyarı:  Yorumunuz, yönetici tarafından onaylandıktan sonra tüm ziyaretçilerimiz tarafından görüntülenebilecektir. (Bu mesajı sadece siz görüyorsunuz)