Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali'nin onbeşincisine bu yıl 10-17 Mayıs tarihleri arasında yine şevkle ve heyecanla sevdiğimiz bir kursa devam eder gibi devam ettik. Tam gün çalışanlar emeklilere ve öğrencilere imrendi, daha fazla film izleyebildikleri için.
31 Temmuz 2012

Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali'nin onbeşincisine bu yıl 10-17 Mayıs tarihleri arasında yine şevkle ve heyecanla sevdiğimiz bir kursa devam eder gibi devam ettik. Tam gün çalışanlar emeklilere ve öğrencilere imrendi, daha fazla film izleyebildikleri için. İşi, okulu azbiraz kırdık, bak istersen hem film izleyelim hem birbirimizi görelim diye sözleştik. Festivalin takipçileri olarak birbirimize "sen hangilerini izledin, şunu gördün mü, nasıldı, ben şunu gördüm, şunu mutlaka gör diye" sorduk. Film çizelgesine işaretler koyduk. Tanıdıklardan, arkadaşlardan kimlerle karşılaşabileceğimizi az çok kestirip, görünce "gözlerim arıyordu seni bakışı ile" selamlaşıp, konuştuk. Başka yerlerden tanıdığımız insanlarla karşılaşınca, içimiz o insanlara daha da bir kaynadı. Arkadaşlıklar pekişti, yeni tanışmalar yaşadık, bazı filmlerden çıkınca bir süre boğazımız düğümlendi. Bazı günlerde çok sayıda film izlemekten bir süre izlediğimiz filmleri birbirine karıştırdık.  Bu yılki filmlerden ve Festival'de ziyade Ankara'da onbeş yıldır süren bir Kadın Filmleri Festivali'nin bir kadın olarak bana ne hissettirdiğini burada paylaşmak istedim.

Festival fikrini ortaya atan, bunu geliştiren, sahiplenen ve bilinir yapan herkesle gurur duyuyorum. Kadın yaratıcılığının, dayanıklılığının, kadınların kolay pes etmeyişlerinin, dayanışmanın ve çalışkanlığın en somut örneklerinden biri benim için bu Festival'dir.

Bir Ankara Festivali'dir Uçan Süpürge ve festivalin emektarlarına bu kent minnettardır. Her yıl ayrı bir tema belirlenir (2011'deki 'iktidar' geliyor aklıma en çok) ve bu tema gözümüze sokulur, hepimiz bu temalar üzerinde düşünürüz… Sessiz, hınzır ama etkili bir eylemci bizim Festival.

Uçan Süpürge'nin diğer film festivallerinden en farklı yanı, öncelikle kadınların hikâyelerini ele alması; başka yaşamları, ülkemizde ve dünyanın her yerinde kadınları aynı şekilde acıtan, aynı şekilde çevreleyen sorunları, kadınlık ve insanlığa ilişkin temel varoluşsal soruları, ana temalar, filmler, söyleşiler, verilen ödüller ile işlemesidir.  Biz burada Ankara'da, Türkiye'de, 2012 yılında yaşarken,  Afrika'da yaşayan bir kadının yaşamını görürüz, ya da 300 yıl önce yaşamış bir rahibenin karşısına çıkan zorlukları kotarabilme becerisine tanık oluruz. İspanya'da şiddet mağduru kadının kocasına öfkelenir, kadının döngüyü yavaş, ürkek ama evet sonunda, en nihayet kırabilmesine seviniriz. Bulunduğumuz tarihten, bulunduğumuz coğrafyadan çıkar ve başka tarihlere, başka topraklara uçarız Süpürge ile.

Süpürge'ye dayanırız, gerekirse süpürürüz çöpe çıkmış ilişkileri, halleri dünyamızdan. Olmadı süpürgeyi savuruveririz kafasına kafasına canımızı sıkanların, haydi kızlar gidiyoruz artık deyip süpürgemize atlayıp, uçup gidebiliriz bile... Masallardaki beyaz meyaz atlar yerine, Uçan Süpürgemiz var, saçlarımızdan ve çalılarımızdan yapılmış. Renkli, hızlı, cesur cadımızın süpürgesidir bizim süpürge.  

Dileğim lise öğrencilerinin, ev kadınlarının, izlediğimiz çoğu filmin özneleri olan kadınların da filmleri izleyebilmeleri, hikayelerimizin paylaşılması.  Başkalarının hikâyeleri de bizim hikâyelerimizdir çünkü. 

 YORUMLAR  ({{commentsCount}})
{{countDown || 2000}} karakter kaldı
{{comment.username}}
{{moment(comment.date).fromNow()}}
Uyarı:  Yorumunuz, yönetici tarafından onaylandıktan sonra tüm ziyaretçilerimiz tarafından görüntülenebilecektir. (Bu mesajı sadece siz görüyorsunuz)
{{reply.username}}
{{moment(reply.date).fromNow()}}
Uyarı:  Yorumunuz, yönetici tarafından onaylandıktan sonra tüm ziyaretçilerimiz tarafından görüntülenebilecektir. (Bu mesajı sadece siz görüyorsunuz)