Discop Genel Müdürü Patrick Zucowski ile Sinematürk'e özel röportaj yapıldı.
08 Eylül 2014

1)      Bize kendinizden ve Discop'tan bahseder misiniz? 

Discop pazarları 25 yıl önce kuruldu. TV içeriği satıcılarını, alıcılarını ve prodüktörlerini bir araya getiriyoruz. Özelleştiğimiz alan ise, dünyanın hızlı gelişen bölgeleri ile çalışmamız. 25 yıl önce, Orta ve Doğu Avrupa'yı keşfederek başladık, ki o zamanlar Berlin Duvarı daha yeni yıkılmıştı. Şu anda ise Afrika ve Avrasya'ya -Orta Doğu Avrupa'dan Orta Asya'ya- odaklanıyoruz, ki buna Kuzey Afrika, Körfez ve Orta Doğu ülkeleri de dahil.  

2)      Discop olarak ne kadar zamandır Turkiye pazarındasınız?

Bu organizasyon bizim 4. seferimiz. 4 yıl önce başladık bu pazarda, ve en gözle görülür büyümemizi bu sene yaşadık. Bu yıla kadar hala otelleri kullanıyorduk, ancak bu yıl büyük bir sergi salonu kiraladık. İnanıyorum ki bu yerinde bir karardı. Çünkü Turkiye marketi büyüyor, bu coğrafya büyüyor. O sebeple bu salon müşterilerimizin beklentilerini karşılıyor.

3)      Neden bu organizasyonun Turkiye TV icerigi pazari icin onemli oldugunu dusunuyorsunuz?

Türk TV icerigi prodüktörleriyle 15 yili askindir calisiyoruz. Onlarin büyümesinin ön safhalarinda yer aldik. Son birkaç yıldır, değerli Türk müşterilerimizin önemli ölçüde büyümesine şahit olduk. İnaniyoruz ki halihazirda Avrupa'nin 1 numaralı içerik ithalatçısı Türkiye'nin büyümesi devam edecek. Eminiz ki önümüzdeki yıllarda da Türkiye bölgesel ve evrensel anlamda prodüksiyon merkezi olmaya devam edecek.

4)      Discop dünyanin en büyük içerik pazarlarından birisi. Bu pazar ekosistemine distribütör ve alıcılar dışında baska oyuncuları da dahil etmeyi düşünüyor musunuz?

Bizim distribütörlerimiz, alıcılarımız ve ayrıca prodüktörlerimiz de var. Bunlar bizim odaklandığımız 3 ana kategorimiz. Ayrıca reklamcılarımız da var ki onlar günümüzde bu sektörün ana besleyicileri. Bu sebeple, hem burada, hem Kuzey Afrika'daki organizasyonda büyük rol alacaklar. Mesela yarın, televizyon dünyasını ve reklamcılık dünyasını bir araya getirecek bir günlük Marka ve Eğlence üzerine konferansimiz olacak.

5)      Peki bu ekosisteme, yatırımcılar, hükümet organları, teknoloji şirketleri ve digital şirketler gibi oyuncuları dahil etmeyi planliyor musunuz? 

İnanıyoruz ki içerik bu sektörün anahtarı. Bizim rolümüz içeriği pazarlamak. Şurasi açık ki, içerik birçok şirketi kendine çekiyor, sizin de söylediğiniz gibi, yatırımcılar, teknoloji şirketleri vb. Ancak bizim ana odağımız içeriğin alımı, satımı ve ortaklaşa üretimi (co-producing) olarak devam etmekte. Bu yüzden içeriğe odaklanıyoruz, içerigi seviyoruz, televizyonu seviyoruz, bu yüzden odak noktamızda içerik var. Biz bir teknoloji etkinliği değiliz. İnaniyoruz ki, içeriğe  odaklı kalmamız, ve içerik ile ilgili, ortaklaşa üretim alanında mümkün olduğunca çok ilişki keşfetmek önemli. Ayni zamanda TV içeriği ithalatını destekleyen hükümet organlarıyla da çalışmaya devam ediyoruz.  Kapsadığımız diğer ülkelerde de benzer hükümet organlarıyla çalışıyoruz. Bunun dışında bazı başka kurumlarla da içerik ithalatının desteklenmesi konusunda çalışmaya devam ediyoruz.

6)      Bu yılın göze çarpan etkinlikleri ve olayları neler sizce?

Mesela 8 ülkenin genel yayın temsilcileri burada. Örneğin, ilk kez Libya kanallarını temsilen katılımcılarımız var, Irak'ı temsilen katılımcılarımız var, Ukrayna'yı temsilen de katılımcılarımız var. Aynı şekilde Çin, Birleşik Krallık, Fransa da burada. Yani farklı olarak bu yıl daha çok ülke genel anlamda burada temsil ediliyor. Bir başka önemli nokta ise, bu yıl Orta Avrupa'dan, Orta Asya'dan, geçen yıla oranla iki kat daha fazla şirket katılıyor. Sektörel açıdan baktığımızda, bu kadar farklı ülkeden -ki 53 adet ülke temsil ediliyor burada- bu kadar fazla sayıda alıcının katılımı, içerik satışı için bulunan partnerlerimize daha çok sayıda iş fırsatı sağlıyor, ve duyuyorum ki burada birçok iş anlaşmasına varılıyor. Bence en önemli faktör, müşterilerimizin burda para kazanması, mutlu olması ve tekrar bu organizasyona katılması. Bu bizim gerçekten odaklandığımız şey. Bildiğim kadarıyla buraya, televizyon programları, belgeseller, filmler, kısaca tvde görebileceğiniz her içeriğe talip, TV kanallarını, ücretli tv platformlarını, mobil operatörleri, hatta hava yolu şirketlerini bile temsilen 600 adet ciddi anlamda alıcı getirdik.

7)      Sektörel oyunculara tavsiyelerde bulunulabilecek ana sorunlar nelerdir?

Mükemmel içerikler yaratmaya devam edebilmek. Biliyorsunuz, işimizi sevme nedenimiz, televizyonu sevmemiz. Her gün daha fazla televizyon izlemek istemeye devam etmek, bu bizim uğraşımız. Ortalama TV izleme süresi günlük 4 saat, eğer bu rakam önümüzdeki 5 yılda 5 saate çıkarsa biz mutlu oluruz. Fikrimizce bu sektörü alıp götüren şey, ilgi alanımız dışında olan finansal regülasyon ile birlikte içerik kalitesidir. Ve bu içeriğin çeşitliliğidir.Çeşitlilikten kastım içeriğin, mesela bugün Türkiye'de üretilen içeriğin dışında, içeriğe duyulan bir açlık var. Sadece diyelim 10 ülke de değil, İngiltere, ABD, Güney Afrika, Almanya ve birkaç diğer ülke değil, artık birçok başka ülke komşularına, bulundukları coğrafyaya ihraç etmek üzere içerik üretiyor. Biz en büyük büyümeyi burda görüyoruz, bölge içi, bölgeler arası birlikte çalışma, ve birkaç yıl içinde yepyeni televizyon içerikleri üzerine fırsatlar... 

8)      İçerik alımı ve satımı dışında hangi alanda potansiyel görüyorsunuz? Birlikte çalışma  ya da başka gelecek vaad eden iş modelleri?

2 kategori var, birincisi dramalar ki çok başarılılar, ve formatlar, ki aynı zamanda Türkiye'de üretilen formatlar da çok başarılılar. Bunlara ek, niş olarak gördüğümüz bir başka alan daha var: Animasyonlar. Türkiye'de birkaç adet başarılı animasyon şirketi var, ki onları Johennesburg'taki etkinliğimize de çağıracağız. Böylece onlar ve Güney Afrika'daki büyük animasyon şirketleri -ki onlar da bu pazarda çok önemli ve başarılı bir içerik üretimi merkezi- arasında ortak yapım anlaşmaları yapabilirler. Yani söylediğim gibi, biz geleceği ortakyapımlarda ve ayrıca bazı sektörlerde görüyoruz. Animasyon da o sektörlerden biri.

9)      Gelecek Discop organizasyonu için ne planlıyorsunuz?

Bir günü tamamen drama ve format alanlarında ko-prodüksiyon fırsatlarına ayıracağız. Önümüzdeki sene de, bu yıl ve önceki yıllarda olduğu gibi, ko-prodüksyon fırsatlarına ayrılmış doludizgin bir konferans ve atölye programlarımız olacak. Gelecek sene yapacaklarımızı kestirmek için erken. Ancak şunu biliyoruz ki burada bölgesel ortak yapımlar alanında artan bir trend var, ve biz bu trende gereken önemi göstereceğiz. 

10)   Neden Türk içeriklerinin bu coğrafyada başarılı olduğunu düşünüyorsunuz? 

Çünkü eğlenceli, ustaca üretilmiş, farklı, ve kendi kişiliği var. Bunlar şimdiden yeterli açıklamaya. Ben bir prodüktör değilim, ancak söyledğim gibi Türk şirketleri ile 15 yılı aşkındır çalışıyoruz, Discop organizasyonlarında bir araya geliyoruz. Türk içeriğinin ilk olarak Orta ve Doğu Avrupa'da nasıl popüler olduğunu gördük, Sonra Orta Doğu'da, daha sonra Uzak Asya'da, hatta bir müşterimizin bir kaç hafta önce Güney Amerika' da Şili' ye ve Çine'e bir Türk dizisi setini satışına tanık olduk. Yani bu içeriğin başarılı olmasının bir sebebi de uluslararası özellikte olması, ki bu bence Türkiye'nin kozmopolit yapısından ve dış dünyaya açıklığından kaynaklanıyor. Bunu hissedebiliyorsunuz. Bu coğrafyanın tarihi, jeopolitik konumu ve bütün bu hikayeler, içeriğin üretiminde ve başarısında rol oynuyor.

11)   Türk filmleri, uluslararası anlamda Türk dizilerinin başarısını yakalayamadı. Başarılar arasındaki bu farkı neye bağlıyorsunuz? 

Günümüz dünyasında filmlerin uluslararası distribütörlüğü ve pazarlaması çok zor bir konu. Bunu sadece Türkiye içeriği için söylemiyorum. Bu kolay bir iş değil. Fikrimce Türk prodüktörlerinin uluslararası pazara açılmadaki problemleri, diğer ülkelerin prodüktörlerininkinden hiç de farklı değil. Bugün global anlamda izleyicisi olan filmlerin yarısı animasyon yarısı özel efekt dolu filmler. Geri kalan için ise her zaman çok zor. Yetenek, şans, fırsatlar, yani bu konuda yalın ve belli başlı bir faktör yok. Ben de bu faktörleri anlayıp sayabilecek doğru insan değilim. Tüketici olarak görüyorum ki, filmlerin ekranlardaki ömrü çok kısa, tabi uluslararası ölçekte gişe filmleri değilse. Çünkü günümüzde, toplumun filmlere ayıracak pek bir vakti yok, film o kadar da popüler değilse yok olur gider. Yani farklı bir sistem, farklı bir endüstri var, yüzde seksen gişe filmlerine karşı ancak geri kalan filmler bağımsız filmler. Tutunmaları kolay değil. 

12)  Alıcılar ve satıcıların dışında, yönetmen, oyuncu ve çalışanlara da yer olacak mı?

İstediğimiz şey müşterilerimizin iş yapması. Biz içeriğin geliştirme tarafında değiliz. Şirketler burada hazır projelerine yatırımcı bulmak için geliyor. Ya da yatırımı yapılmış, tamamlanmış içerikleri ile geliyor. Biz bir festival değiliz, yeteneği pazarlamak için burda değiliz ki zaten yetenek kendini kolayca hazır içeriklerle pazarlar. Bizim odağımızda yetenek bazlı kişiler, içeriğin üretiminde rol alan kişiler ya da işin teknolojik kesiminden oyuncular yok. Gerçekten bizim odağımızda alıcılar, satıcılar ve ortak yapımcılar var. Bu şaşalı ve eğlenceli görünmeyebilir, ama bu sektörü işleten de budur. Eğer hiç televizyon satışı olmazsa, bu endüstri de olmazdı. Bu yüzden bizim niş alanımız, müşterilerimize hızlı gelişen ülkelerde daha fazla para kazanmalarına yardımcı olmak. Rolümüz bu ülkelere gidip, potansiyeli olan şirketleri tespit etmek ve bir çatı altında toplamak. Yönetmenler, senaristler, bu başka bir alan. Herşeyden önce bir pazarız. Konferans programımız var, bu önemli, ama biz herşeyden önce içeriğin alındığı, satıldığı ve ko-prodükte edildiği bir pazarız.

13)   Bu yılki performansınızı nasıl görüyorsunuz?

Müşterilerimizin hepsi gelecek yılki programa da kaydını yaptırıyor. Pazarlama ekibim katılımcılarla temas halindeydi ve hepsi gelecek sene burada olmak istiyor. Bizim işimiz de bu konu çok basit, eğer para kazanılmazsa bir daha gelinmez. Diyebileceğim şu ki geçen yıldan daha çok katılımcımız ve gelecek yıldan daha az katılımcımız var. Bu bizim için bir süpriz değildi, alıcıları buraya çekmek için çok çalıştık. Sürpriz değildi çünkü bu işi 25 yıldır yapıyoruz. Süpriz değildi çünkü doğru oyuncuları çekmeye çok önem verdik. Doğru oyuncudan kastım, karar alabilen, çek yazabilen, söz verebilen insanlar. Bunlar önemli. Biz buraya turistleri getirmedik, gezip dolaşmaya gelecek insanları getirmedik, biz zaten iş yapmak üzerine organize olmuştuk. Bizim rolümüz toplantıları organize etmek, biz sanki bir çöpçatanlık ajansı gibi çalıştık. Karı ve kocayı bir araya getirmek yerine alıcı ve satıcıları bir araya getirdik, ve bizim işimiz bu. Bütün müşterilerimiz buraya geldiğinde onlar için organize ettiğimiz 40 adet toplantı listesini aldı. Mesela belgeselleri olan satıcıları, ilgili alıcılarla buluşturduk. Bizim katma değerimiz budur. Biz sadece stant satıp, güzel bir ortam yaratmıyoruz, müşterilerimiz bizim bin ya da on bin insanı buraya çekmemizle ilgilenmiyor. Onların ilgilendiği 40 adet toplantı, doğru insanları onlara sunmamız ve bu toplantılardan kaç tane anlaşmayla çıktıkları.

14)   Sinematürk aracılığıyla Türk distribütörlerine ne gibi önerilerde bulunursunuz?

İçeriğinizi satmak için buraya gelin ve TV kanallarının dikkatini çekmek için savaşın. TV kanalları fazla sayıda film satın alıyor. Bu pazarı kendi pazarı gibi görmeliler. Burda film satan bir çok katılımcımız var. NBC Universal var, Walt Disney var, bir çok büyük film distribütörü ve film satıcısı burada. Burada film satılıyor. Sadece dizi veya animasyon gibi formatlar değil, film içeriği de buranın önemli bir parçası. Yani buraya gelip TV kanallarına, paralı TV platformlarına filmlerini satabilirler. Tavsiyem budur. Bağımsız sinemayı desteklemeye devam etsinler, ve bilsinler ki TV kanalları onlara çok yardımcı olabilir. Sinematürk aracılığıyla duyurmak isterim ki, Türk sinemasını, olması gerektiği gibi, bağımsız tutun ama aynı zamanda  TV kanallarını hedefine alan bu markete gelerek profesyonelce davranın, çünkü TV kanalları gerçekten bağımsız içerik arayışında ve çoğu zaman bu bağımsız içeriğin farkında olamayabiliyorlar.

 YORUMLAR  ({{commentsCount}})
{{countDown || 2000}} karakter kaldı
{{comment.username}}
{{moment(comment.date).fromNow()}}
Uyarı:  Yorumunuz, yönetici tarafından onaylandıktan sonra tüm ziyaretçilerimiz tarafından görüntülenebilecektir. (Bu mesajı sadece siz görüyorsunuz)
{{reply.username}}
{{moment(reply.date).fromNow()}}
Uyarı:  Yorumunuz, yönetici tarafından onaylandıktan sonra tüm ziyaretçilerimiz tarafından görüntülenebilecektir. (Bu mesajı sadece siz görüyorsunuz)