“Kuru kuruya aşk! Ben sana hayran, sen cama tırman.” Feridun Karakaya, aşkını gizleyen kahramanımıza söylüyor bunları. Osman da “Birini seversin… O’nun hayatını zehir etmemek için diyemezsin. Canlı canlı ama ölülerden beter gezersin” diyecektir.
12 Eylül 2017

"Kuru kuruya aşk! Ben sana hayran, sen cama tırman." Feridun Karakaya, aşkını gizleyen kahramanımıza söylüyor bunları. Osman da "Birini seversin... O'nun hayatını zehir etmemek için diyemezsin. Canlı canlı ama ölülerden beter gezersin" diyecektir.

Charlie Chaplin'li 'The Tramp' (1915) ve 'City Lights'dan (1931) izler taşıyan filmin adı afişte 'Kıralı', jenerikte 'Kralı'! 17 Nisan 1967, Pazartesi günü (Beyoğlu) 'İnci', (Beyoğlu) 'Lale', (Aksaray) 'Bulvar', (Kadıköy) 'Atlantik', (Kadıköy) 'Özen', (Kadıköy) 'Süreyya' sinemalarında gösterime girmiş. Söylenemeyen bir aşkın, ancak 60'larda olabilecek bir özverinin öyküsü.

İstiklal Caddesi yakınlarındaki 'Şen Sahne'. Göbek dansı, şarkı, sihirbazlık, ne isterseniz var. Kapının önündeki Çığırtkan (filmde adını öğrenemediğimiz Feridun Karakaya), 'illüzyonist' Ebu Medrani (asıl adı Osman) için yırtınıyor.

Sihirbazımız kuyruklu frak, gösterişli bir asa, silindir şapka, beyaz eldiven, pelerin ile sahnede. İskambil kâğıtlarıyla yaptığı gösteri, şapkadan çıkan horoz, tavuk. Kendinden çok emin bir hali vardı. Ancak seyirciler arasında Necip Tekçe'yi görünce eli ayağı birbirine dolaşıyor. Kem küm edip kulise kaçar.

"Hâlbuki her şey ne kadar güzel başlamıştı." Abisi Turgut'la şehrin en büyük kumarhanesini kurmuşlar yıllar önce. Yalnızca İstanbul'dakilere değil Monte Carlo'nun kumarbazlarına bile çarığı ters giydiren biri. Her gece cepleri deste deste banknot dolu adamlar 'lütfen bizi yolun' diye koşarlarmış oraya." Osman da bu işin ustası, rulet ve poker masalarında 100 binler el değiştiriyor.

Bir gece Selma, 'dünyanın en sevimli, en tatlı, en nefis dişisi' çıkagelir. "Yengen" demiş Turgut. "Sanki büyülenip kaldım iyi mi? Gözlerim dalıp gitti o lacivert gözlere." Genç kız, şerefine düzenlenen eğlencelerde, danslarda ağabeyden çok Osman'la ilgili. 'Çiklet gibi yapışmış yakasına.

Anlatmaya çalışır abisine. "Kızın gözü göz değil."  Ama beriki 'abayı iyice yakmış, deli gibi âşık'. Dinlemiyor bile.

Sonuçta, Selma, kumarhaneyi polise ihbar eder. Gammazlığı da beklediği ilgiyi göstermeyen Osman'ın üstüne yıkar. Üstelik "Tecavüz etti bana" diyerek Ağabey'i kardeşinin yeminli düşmanı yapmış. Ardından 'zengin bir işadamı ile ver elini Avrupa'.

'Alçak, kalleş' damgası yiyen Osman sokaklara düşer. Ali Seyhan'ın gazinosunda iş bulur. İtiraf edemediği aşkı Fatma ve hastalıklı kızı Boncuk ile Feridun Karakaya da burada. Aynı pansiyonda kalıyorlar. Yemekleri beraber. Aile gibi olmuşlar.

Fatma 'şarkılarıyla sarhoşları eğlendiren güzel bir kız'. Kocası Şeref rahmetli olunca 'Cadı' babaanne Aliye, yardım etmediği gibi bir de Boncuk'u yanına almak istemiş. 'İçtimai mevki bakımından' torununun bu sefalet yuvasında yetişmesine nazik yürekleri dayanamıyormuş!

Genç anne de gönlünü, dünyada başka kimse kalmamış gibi 'rahmetli' kocasının bir yakınına, Kemal'e kaptırmış. (Şeref'le akrabalığı konusu çelişkili. Fatma 'uzak bir akrabası'; Osman 'yeğeni' diyor. Delikanlının söyledikleri ise bambaşka. Aliye Hanım'ın yeğeniymiş).

ghhadhetjj

Osman'ın aşktan, 'dumanı tütüyor'. Bunu 'Sağır Sultan' bile duymuş. Bir tek güzel Fatma farkında değil. 'Abi' deyip durmakta.

Keşke hava alanına giderken arabanın aynasında kahramanımızın gözyaşlarını görüp durumu anlamasaydı. Büyük olasılıkla Kemal ile evliliğinde mutlu olamamıştır. Bazen 'anlamamak' daha iyi! 'Anlamak' insanı mutsuz edebiliyor!

Bu arada 'mahkeme için ihbarname gelir'. Aliye Hanım, Boncuk'u almakta ısrarcı. Avukat Mümtaz Ener 'zavallı yavrunun sefaletten kurtarılmasından, yüz binlerce liralık ameliyat ve tahsil masraflarından' söz ediyor.

Karara göre Fatma, tedavi için gerekli parayı bulamazsa çocuk, babaanneye verilecek. Bu şartı kabul edip etmediğini sorulduğunda yanıt Osman'dan gelir; "Kabul ediyoruz, Hâkim Bey."

Yük yine bizimkilerin sırtında. 100 bin için işportacılık, yankesicilik, kumar.

Turgut da cezasını tamamlamış kardeşinin peşinde. Bu arada Fatma ve Kemal pasaportları hazırlamışlar. Boncuk'un tedavisi için yurt dışına gitmek üzereler. Düğüm Yeşilköy'de çözülecek.

Onlar uçağa binene kadar Turgut'u içinde kurşun olmayan bir tabancayla durdurur Osman. Abisi ateş ettiğinde Pan Am çoktan havalanmıştı.

Filmdeki melodiler:

'Aseara Ti-Am Luat Basma' (1955/57). Orijinalini Maria Tanase'nin söylediği Romen halk şarkısını Metin Bükey Orkestrası yorumu ile jenerikte dinliyoruz. [Ajda Pekkan, Bora Çakır'ın sözleriyle plak yapmıştı (1970); 'Ben Bir Köylü Kızıyım'].

'Vularile Dunarii (Danube Waves) (Donau Wellen)' (1880) (Ion Ivanovici) Osman'ın sihirbazlık gösterisinde. [Sezen Cumhur Önal'ın sözleriyle Berkant'tan dinlemiştik: 'Eğer Dünyaya Yeniden Gelseydim' (1969)].

65rtusrtusrtu

'Dead Ringer'daki (1964) (Andre Prévin) "Maggie's Murder" (1.36-1.38 arası) 2 sahnede (Sihirbazlık yapan Osman, Necip Tekçe'yi görünce; Hüseyin Güler'in kumarhanesine zorla girerken). 'Main Title' 2 sahnede (Sokakta Osman'a 32 el ateş edilirken; Kumarhanede silahlı kavgada).

'On The Waterfront daki (1954) (Leonard Bernstein) 'Presto Barbaro' 3 sahnede (Polisler kumarhaneye geldiklerinde; Osman, Mehmet Ali Akpınar'ı araba ile kaçırırken; Turgut "O'na ait sinek bile canlı kalmayacak" derken).

Fausto Papetti'nin 'I Remember... No. 2' albümündeki (1965) 'Harlem Notturno' (1939) (Earle Hagen) Osman, arabada, abisiyle Selma hakkında konuşurken.

Los Hermanos Rigual'in 'Chitarra Amore Mio' 33'lüğündeki (1965) 'Tenderly' (1946) (Walter Gross / Jack Lawrance) Selma ile dans ederken.

'España Cañi' (1925) (Pascual Marquina) Boncuk'un sahnedeki dansında.

Herb Alpert & Tijuana Brass'ın 'S.R.O. (Standing Room Only)' uzunçalarındaki (1966) 'The Work Song' (1966) (Nat Adderley / Oscar Brown Jr) Otobüsteki yankesicilik sırasında.

'Zorba'daki (1964) (Mikis Theodorakis) 'Clever People And Grocers' Boncuk, mahkemede 'annesinden ayrılmak istemediğini' söylerken.

'Şehnaz Longa' (Santuri Ethem Efendi) 2 sahnede (Osman, işportacılık yaparken; Feridun Karakaya'nın yankesiciliği sırasında).

'Hatari!'deki (1962) (Henri Mancini) 'The Sounds Of Hatari' 5 sahnede (Hasan Ceylan'ın kumarhanesinde; Niyazi Vanlı "Patron, şu yabancı adam durmadan para kazanıyor. Elleri iyi işliyor. Sakın meşhur Osman olmasın" derken; Cezaevi müdürü, Turgut'a 'ertesi sabah erkenden tahliye olacağını' söylerken; Çete, havaalanı yolunda bizimkilerin peşindeyken; Terminalde Osman'ı ararlarken).

'Lawrence Of Arabia'daki (1962) (Maurice Jarre) 'Overture' Barbut atarken.

Jack Nitzsche'nin 'The Lonely Surfer' uzunçalarındaki (1963) 'Theme From Mondo Cane (More)' (1962) 2 sahnede (Fatma, Osman'a Kemal ile evleneceklerini söylerken; Arabanın aynasından Osman'ın gözyaşlarını gördüğünde).

'Murder Inc.' albümündeki (1960) (Irving Joseph) 'States Evidence' Osman, abisini silahla tehdit ederken çetenin adamlarını gördüğünde.

ı9ıdtyıdtyıtyd

Filmdeki şarkılar:

'Elveda Bütün Hatıralar' (Mutsel Öztürk) (Muhayyer-Kürdî) (3 dakika 52saniye) Fatma, Behiye Aksoy'un sesiyle söylüyor. "Elveda bütün hatıralar, elveda bütün gençliğim//Gelmesin baharlar, gelmesin yazlar//Bilinmesin karanlık mazim//**//Beni benden alan, beni yalnız çalan//O sahte sözlere yalancı gözlere//Kapandığım dizlere, elveda hayata sizlere//bilmez aktığı yeri su//Bir gençlik hikayesi bu."

'Kanaryam Güzel Kuşum' (Mustafa Nafiz Irmak) (Hicaz) (56 saniye) Osman, Sadri Alışık'ın sesiyle söylüyor.

Sahneye çıkışı çok çarpıcı. Kafası, bir dansözün getirdiği tepsideydi! Dumanlı bir patlamanın ardından numaralarına başlar. Seyircilerin yarısı bayan. Ama iki sahnedeki hitap yalnızca erkeklere. 'Kanaryam Güzel Kuşum' şarkısına başlarken 'Beyler' diyor. Boncuk da dansından önce 'Sayın Amcalar, Abiler' demişti. Bayan seyircileri yok sayıyorlar.

Feridun Karakaya'nın filmdeki adını, ailesi veya sevgilisi olup olmadığını öğrenemiyoruz. Avukat Mümtaz Ener dâhil cüzdanını 'götürmediği' kimse yok. Boncuk'un ameliyat masrafı için 'sanatını icra ederken' seyircilerin bile cebini yoklamıştır belki!

Milyoner kayınvalide Aliye rolündeki Cahide Sonku, mahkemede 5 kez ve toplam 27 saniye görünüyor. Gelinine neden yardım etmediği belli değil.

Kemal, filmde biraz silik kalmış. Bazen bir dediği diğerini tutmuyor. "Dünyada sevdiğim ve ölünceye kadar da seveceğim tek kızsın. Müsaade etsen bir ömür boyu yanında olmak isterim" diye atıp tuttuktan sonra söyledikleri pişmiş aşa su katar; "Teyzem seninle ilgilendiğimi bilse beni evde bir dakika bile tutmaz. Bütün yardımını keser."

Fatma'yı öpmek istemesi de en olmayacak yerde. Osman'ın kullandığı araba ile uçağa yetişecekler. Genç kadın, aynadaki gözyaşlarından 'gizli aşkı' anlamış. Bir ruh sarsıntısı içinde. Bizimki, daha önce yalnız oldukları onca sahnede yapmadığı şeyi böyle bir ortamda yapmaya kalkışıyor!

Abisinin Osman'ı nasıl öldüreceği kesin değil. Necip Tekçe'ye göre 'kralık bir katile geberttirecek'. Oysa Turgut, görüş gününde "Çıktığım gün vuracağım seni... Benimle aynı kanı taşıyan birini kiralık katile vurdurmak istemem" demişti.

Aşk yönünden iki kardeşin kaderi aynı. Sevdiklerine kavuşamıyorlar!

Filmdeki bazı sözler çok çarpıcı. "Kumarbaz milletinin eli kanlı olur." Başka bir sahnede; "Aşkta, kadında ve kumarda kayıp ve kazanç sonunda belli olur." Ne var ki Osman'ın 'aşkta' kaybedeceği baştan belli. Kendisine oldukça acımasız; "Kartaloza çeyrek kalmış it baytarı gibi bir herif."

Mehmet Ali Akpınar'ın kumarhanesi 'Çirkin Kral'da (1966) Nurlanların eviydi.

Filmde benzer plakalı iki araba var. '34 DK 277'yi 'Meleklerin İntikamı' (1966) ve 'Hırsız' (1965) filmlerinden; '34 DK 276' Buick'i 'Hicran Gecesi'nden (1968) anımsıyoruz. İkisi de Osman Seden'e ait olmalı.

Osman-Sadri Alışık; Fatma-Filiz Akın; Boncuk-Parla Şenol; Feridun Karakaya; Selma-Tülin Elgin; Kemal-Engin İnal; Turgut-Kenan Pars; Kayınvalide Aliye Hanım-Cahide Sonku; Avukat-Mümtaz Ener; Hakim-Nubar Terziyan; Pasaport memuru Ali Demir; Hapishane Müdürü Mehmet Büyükgüngör; Doktor-Tevfik Soyurgal; Mahkemedeki konuk Talia Salta; 'Şen Sahne' seyircisi Silvana Panpani; Otobüs yolcuları-Remziye Fırtına, Hikmet Gül; Feridun Karakaya'nın yankesicilik yaptığı '34 ES 240' plakalı Cebeci-Sarıyer MAN otobüsü.

79ıtyuıdtyıdty

Baskına gelen '34 DU 729' plakalı polis arabası; Ortaköy Camisi; Mahkemedeki konuk Talya Salta; Kumarbazlar Mehmet Ali Akpınar, Ergül Buharalı, Hakkı Kıvanç, Niyazi Vanlı, Hasan Ceylan, Yaşar Şener, İhsan Bayraktar, Kenan Tüzer; Fedailer-Hüseyin Zan, Zeki Tüney; Hüseyin Güler'in '34 EC 516' plakalı arabası çok güzeldi.

Hasan Ceylan'ın kumarhanesindeki Ali Ekdal'ı, bıyıksız olduğu için tanımak çok zor.

Osman'ı Sadri Alışık; Fatma ve otobüste "Kaç kere söyledim 'çocuğum böyle olmaz' ama kim dinler" diyen yolcuyu Jeyan Mahfi Ayral; Selma'yı Handan Kadıoğlu; Feridun Karakaya kendini; Turgut'u Sadettin Erbil; Yargıç Nubar Terziyan'ı Rıza Tüzün; Mehmet Ali Akpınar'ı Kemal Ergüvenç; Hasan Ceylan'ı Süha Doğan seslendirmiş.

Necip Tekçe'yi iki kişi seslendirmiş. Başta Erdoğan Esenboğa ve sonda "Biraz evvel hava meydanına gitmiş" derken Rıza Tüzün. Kumarbaz rolündeki Yaşar Şener'in seslendirmesi de iki kişi tarafından. "Yine kaybettiniz Beyefendi. İsterseniz devam etmeyelim" dışındaki kısımlarda Fikri Çöze. Bu sırada ilginç bir şey var. Osman, kâğıt dağıtırken karşısındakine bir kart eksik verir.

Boncuk bir sahnede Osman'a "İhsan Amca" diyor.

Fatma; "Biz evleneceğiz Abi. Tebrik etmeyecek misin, Abi?" Osman'ın filmde en zorlandığı an bu.

 YORUMLAR  ({{commentsCount}})
{{countDown || 2000}} karakter kaldı
{{comment.username}}
{{moment(comment.date).fromNow()}}
Uyarı:  Yorumunuz, yönetici tarafından onaylandıktan sonra tüm ziyaretçilerimiz tarafından görüntülenebilecektir. (Bu mesajı sadece siz görüyorsunuz)
{{reply.username}}
{{moment(reply.date).fromNow()}}
Uyarı:  Yorumunuz, yönetici tarafından onaylandıktan sonra tüm ziyaretçilerimiz tarafından görüntülenebilecektir. (Bu mesajı sadece siz görüyorsunuz)