“Bilerek veya bilmeyerek suç işleyen insan düzelemez mi? Herkes, her gün, her fırsatta lekemizi yüzümüze vurmak için mi yaşatıyor bizi? Yeniden aranıza karışmak, kendimi sizlere sevdirmek istiyorum ben.Mecbur etmeyin, alnımdaki lekeyi sizin kanınızla sildirmeyin bana.” Aslında ‘her an bir daha suç işleyebilirim’ demek istiyor! Hem de daha büyüğünü!
07 Ekim 2017

"Bilerek veya bilmeyerek suç işleyen insan düzelemez mi? Herkes, her gün, her fırsatta lekemizi yüzümüze vurmak için mi yaşatıyor bizi? Yeniden aranıza karışmak, kendimi sizlere sevdirmek istiyorum ben. Mecbur etmeyin, alnımdaki lekeyi sizin kanınızla sildirmeyin bana." Aslında 'her an bir daha suç işleyebilirim' demek istiyor! Hem de daha büyüğünü!

'Son Vurgun'un (1968) renkli ikinci çevrimi. 18 Mart 1974, Pazartesi günü 'Yumurcak Sineması'nda gösterime girmiş. İlk filmin kameramanı Nejat Okçugil burda yönetmen. Aynı konu 'Soğukkanlılar' (1973) ve 'Şeytanın Kurbanları'nda (1996) tekrar işlenecektir.

Jenerikte iğne atsan yere düşmeyecek Karaköy; Yeni Cami; Dolmabahçe Saat Kulesi; Boğaziçi Köprüsü; Ortaköy Cami; Yüzlerce güvercin, bir o kadar insan; Taksim Meydanı.

Kahramanımızın adı Ahmet Atılgan [İhsan Baysal'ın 'Sığıntı'daki (1974) adıydı]. Daima zeki ve atak. Gösterişli, güvenli. Filmin başında Uskumruköy'u ziyarete gidiyor. Arabası, çalımlı yürüyüşü, "Merhaba Ahmet Bey oğlumuz" diye karşılanışı görülmeye değer. Allah 'yürü ya kulum' demiş bir kez!

Kendi bomba gibi, işleri yolunda. Cebi para dolu. 'Öyle ahım şahım bir tahsili de yok ama kocaman bir şirketin müdürüymüş'! (Şimdi el üstünde, birkaç yıl sonra hapisten çıkıp geldiğinde durum bambaşka olacaktır).

Tek bir derdi manav babası. Yaşı 60'a geldiği halde hâlâ çalışıp duruyor. Sonra da şu içkiden medet umuyor. Hal'den mal getirdikçe yorgunluğunu meyhanede gideriyor. Yaşlı adam için bir kat tutacak, dayayıp döşeyecek, emrine bir de adam verecekmiş. Bundan böyle sırtüstü yatıp keyfine baksın. Ama Hasan 'ne işinden ne köyünden ne de içkisinden ayrılmaya' niyetli.

İlk göz ağrısı Hülya da umutla bekleyenlerden. Eskiden sahilde, sokakta yolunu gözlerdi. Elele tutuşmak yetiyor, fazlasını da istemez, isteyemezdi. Şimdi ise Ahmet'in işi, gücü, parası, muhiti, parası girmiş aralarına. "O işler, paralar seni benden kopardı zaten. Şurda, babanın yanında manavlık etseydin ayrılır mıydık? Gözün benden başkasını görür müydü? Tabii, şimdi yeni muhitinde zenginler, boyalı boyalı sosyete güzelleri..." diyor genç kız.

Büyük şehre gitme nedeni belli değil. Gazinocu Osman'ın yanında çalışmaya başlayınca bir anda bütün hayatı değişmiş. (Burası aslında silah ve mücevher kaçakçılığı yapılan bir yer). Mükellef bir ev, lüks otomobil, kadınlar ve bol para. 'Zekâsı, kuvveti, hele cesareti sayesinde' kısa zamanda Patron'un sağ kolu olur. Çok sonraları Polis Müdürü Kayhan Yıldızoğlu "Bunların hepsi bir gece kulübünde müdürlükten mi" diyecektir.

6yusrueue5

Fakat bir gün biter bu rüya.

Kudret Karadağ, '34 KY 431' plakalı Fargo ile getirdiği yeni bir parti malı bırakıp gitmiş. Ahmet ve Cemil 'silah ve mermi sandıklarını '34 HL 889' plakalı DeSoto'ya yüklerken polis ekibi damlar.

Mahkemede Savcı Zeki Sezer gürlüyor; "Para karşılığı cemiyete karşı bir takım kimseleri silahlandıran bu iki sanık susmakla her türlü yardım, insaf hislerimizi de yok ediyorlar. Adaletin huzurunda kendilerinden ('kendilerine' olmalıydı) bir defa daha soruyorum. Her şeyi açıkça anlatacak mısınız? İtiraf edecek misiniz?"

Cemil'in kız kardeşi (filmde adı olmayan) Meran Zeren ve Ahmet'in babası da izleyiciler arasında. Hasan "Lanet olsun. Senin gibi evlat olmaz olsun" diye söylenip duruyor.

Suçu kabullenir bizimki. Cemil'i masum göstermeye çalıştığı gibi çeteyi de ele vermez. 8'er yıl ceza alırlar.

Bir görüş günü genç kız demediğini bırakmıyor. "Allahından bul. Daha beter ol. Yalnız Cemil'i değil beni de yaktın. Tek başıma ortalarda bıraktın... Bize ettiklerini kimbilir kimlere de yapmışsındır."

Yaptı ya! Birine daha yaptı. Hem de nasıl birine. Yaşlı adam, beterden de beter durumda şimdi! İçmeyip de ne yapsın. Esnaf selamı sabahı kesmiş. Arkasından söylenenler kurşun gibi; "Böyle evladın babası hiç olma daha iyi!"

Hapiste günler, Yeni Cami'den gelen ezan sesi ve namazla geçiyor. 4 yıl sonraki afla köyüne gidişi süklüm püklüm. Eskiden arabaylaydı, şimdi yürüyerek. Tövbe etmiş, "Herkes yanlış yola düşebilir. Sonra pişman olunca eski defteri kapatıp atar. Baştan başlar" diye yırtınıyor ama anlatması çok zor. Kahvedekiler işin alayında; "Yakında paran da olur araban da... Otomobilsiz duramazsın." Bakkal Şevket daha acımasız; "Camın hükmü çatlayıncaya kadardır derler! Huylu huyundan vazgeçer mi hiç!"

Hülya evlenmiş, bir çocuğu olmuş. Söyledikleri yenir yutulur gibi değil; "Seni içeri aldıkları zaman çok, çok dua ettim Allahıma. İyi ki beni sana kısmet etmemiş. (Oğlunu göstererek) Babası kocaman bir fabrikada ustabaşı. Namuslu! Evimiz de kendimizin (o zamanlar işçi maaşıyla ev alınabiliyormuş). Ya bu çocuğun babası sen olsaydın. Allah korumuş. Ömrü boyunca başı önde dolaşacaktı."

Babasının elini öpmek istediğinde "Babanım ama sen oğlum değilsin artık. Senin gibi bir oğlum yok, yok. Bütün köye rezil ettin beni. Hepsi benimle alay etti" karşılığını alır. 'Hırsız, kaçakçı oğlunu' affedemezmiş. Yine de baba kalbi işte, açık bir kapı bırakıyor; "Hele bir zaman geçsin. Göreyim, inanayım!"

56rturturt

Bu arada polis, kaçakçıların yakalanması için yardımını istiyor.

Osman da tekrar yanında çalışmasını. Bu işlerin topuna çaprazı çekmesi kolay değilmiş. İstese de ayrılamazmış. Tövbe mövbe palavra. Başında düşünüp girmeseymiş. "Gez, eğlen bir müddet. Giyin kuşan. Bir de kat tut kendine. Birkaç dilberin de hatırını sor! Sonra gene konuşuruz." İş, "Babana acı bari. Babanı da yaşatmam" safhasına gelince direnci kırılır.

Cemil'in polisle işbirliği yaptığı kısa sürede anlaşılınca çetenin verdiği ceza korkunç. Paramparça etmişler. Dilini kesmişler!

Bu zor günlerde Meral ve Ahmet birbirlerini seviyorlar. Genç kız, gazinoda şarkıcılık yapmaya başlamış. Asıl amacı, bir fırsat bulup intikam almak. Hasan'a da çetenin yaptığı şantajı anlatmıştı. Yaşlı adam, tedbirsizlik edip Osman'la konuşmaya gidince yaşamından olur.

Film biterken çete yakayı ele veriyor. Cemil ve Hasan'ın kaybından sonra kahramanlarımız beraberliği bir teselli olmuştur belki.

Filmdeki melodiler.

'Le Casse (The Burglars-Gli Scassinatori)'deki (1971) (Ennio Morricone) 'Le Casse (Theme Original Du Film Le Casse)' 4 sahnede (Jenerikte; Osman, Cemil'e "Ani bir iş çıktı. Senin çevirmeni istiyorum" derken; 'Tebdil kıyafet' Kayhan Yıldızoğlu, sokakta yoğurt tartarken; Osman, Hasan'a "Adamlarım sizi arabayla götürür" dedikten sonra). "Theme D'Amour" Ahmet, evde, Meral Zeren'in gazinodan dönüşünü beklerken.

'Eski Tatavla Havaları' albümündeki 'Çiftetelli Saroz' Babasıyla, meyhanede konuşurken.

'Il Clan Dei Siciliani'deki (1969) (Ennio Morricone) 'Dialoga No. 2' 2 sahnede (Ahmet, filmin başında arabası ile mahallesine geldiğinde; Kahvedeki, Hüseyin Amca ile konuşurken). 'Il Clan Dei Siciliani' 2 sahnede (Manav dükkanında çırakla konuşurken; Mahalleli, Osman'a "Böyle adamın babası hiç olma daha iyi" derken). 'Mostra Dei Gioielli' 2 sahnede (İlk mal tesliminde adamlarla konuşurken; Osman, kiralık katil Ekrem Gökkaya ile plan yaparken). 'Tema Par Le Goff' Surların orda Cemal'in iki adamıyla kavga ederken. 'Snack Bar' Dansöz Fatma'yla yataktayken. 'Jeanne E La Spiaggia' 4 sahnede (İkinci mal tesliminin başında; Tahliye sonrası mahalleye geldiğinde; Bakkal Şevket ile konuşurken; Cemil, Emniyet Müdürlüğü'nden çıkarken). 'Finale' Tahliye olurken.

r6ustujstust

'Diamonds Are Forever'deki (1967) (John Barry) 'Moon Buggy Ride' Polis, Ahmet ve Cemil'i tutuklarken.

'Planet Of The Apes'deki (1968) (Jerry Goldsmith) 'The Search Continues' Savcı "Bu tabanca ve mermileri kimden aldınız" dedikten sonra. 'New Identity' İlk mal teslimi için gelirken. 'The Revelation' Cemal'le deniz kenarında konuşurken.

Ronnie Aldrich'in 'The Magic Mood of Ronnie Aldrich' (1965) uzunçalarındaki 'Charade' (1963) (Henry Mancini) 2 sahnede (İlk mahalle ziyaretinde Hülya ile karşılaştığında; Tahliye sonrası karşılaştıklarında).

'Sunflower'daki (1970) (Henry Mancini) 'Love In The Sand' 4 sahnede (Görüş sırasında; Evde "Hangi sevgi, hangi af, hangi hayat için namuslu kalayım" dedikten sonra; Meral "Dikkat et kendine, olur mu" derken; Sonda, Kayhan Yıldızoğlu "Arzu ettiğin gibi namuslu yaşayacaksınız" derken). 'The Reteat' 2 sahnede (Mezarlıkta; Meral Zeren "Babana gittim, konuştum her şeyi anlattım" derken). "Masha's Theme" Meral, Ahmet'e babasına gitmesini söylerken.

'The Godfather'daki (1972) (Nino Rota) 'Love Theme From Godfather' Tahliye sonrası babasını deniz kenarında gördüğünde.

'Max Et Les Ferrailleurs'daki (1971) (Philippe Sarde) 'Generique-Main Title' Hasan, sahilde Meral Zeren ile konuşurken.

'Un Homme Et Une Femme'daki (1966) (Francis Lai) "Aujourd'hui Cest Toi (Orchestre)" 2 sahnede (Meral Zeren "Katil" diye bağırarak Osman'ın odasına girerken; Filmin sonunda polis geldiğinde).

Stanley Black'in 'Film Spectacular Vol. 2' 33'lüğündeki (1971) 'On The Waterfront' (1954) (Leonard Bernstein) Filmin sonuna doğru, çete, Ahmet'i beklerken.

'Silent Running'deki (1971) (Peter Schickele) 'Saturn' Babası öldürülürken.

Filmdeki şarkılar.

'Aldanırım Sanma' (1973) (Ivan Graziani / Tuğrul Dağcı) (1 dakika 20 saniye) Meral Zeren, gazinoda Nilüfer'in sesiyle söylüyor. "Git git işine//Yüzüne bakmam düşme peşime//Nasıl inandım, bir kere kandım//Aldanırım sanma iki kere//**//Ah, ölmeli miyim//Sana sonunda dönmeli miyim//Sözümü tuttum seni unuttum//Geriye dönmem ben deli miyim77Gel demiyorum ben bile bile//Kal demiyorum haydi sana güle güle."

'Dünya Dönüyor' (1973) (Tuğrul Dağcı) (3 dakika 10 saniye) Gazinodaki ikinci şarkı. "Dünya dönüyor sen ne dersen de//Yıllar geçiyor fark etmesen de//Değişmiş gördüm bu defa seni//Dertler yıpratmış o şen sesini//Gülen gözlerin gülemez olmuş//Güzel yüzüne çizgiler dolmuş//**//Ne kadar oldu görüşmeyeli//Eski yaralar depreşmeyeli//Farkında mıydın nasıl da sana//Ben bir zamanlar boş ver aldırma//Anladım ki biz eski biz değiliz//O günler geçmiş biz bu gündeyiz//**//Belki bu gece varmaz sabaha//Oldu olacak doldur bir daha//Sen ne dersen de//Değmez bu dünya//Yıllar geçermiş geçsin//Ruhumuz genç ya."

İlk çevrim 'Son Vurgun'daki (1968) Kayhan Yıldızoğlu ve Kudret Karadağ bu filmde de rol almışlar.

Uskumruköy sakinlerinin içkiyi sevdikleri söylenir. Hasan bu konuda çok tutarlı. İyi günde 'mutluluktan', kötü günde ise 'efkârdan' içiyor. "Ben ne işimden, ne köyümden, ne de içkimden ayrılırım" demişti. Sonlara doğru işini ve köyünü bırakıp İstanbul'a geliyor. Ama içkisinden ayrılamıyor. "Oğlun haklı, Hasan Usta. Neme lazım. Böyle bir oğlum olsun, 1 milyon da borcum olsun" diyen Meyhaneci'ye "Sen işine baksana be. Burası okul mu yoksa meyhane mi" karşılığını vermişti.

7ıdtıdtısrtı

Kahramanımız, meyhaneciye şaka yollu takılır; "Başka şişe isterse verme sakın. Yoksa bu dükkânı alır, sana da 'sütlaç' sattırırım." 'Son Vurgun'daki Sedat ise 'dondurma' demişti.

Oğlunun nerde çalıştığını bilmese de 'başarıları' nedeniyle 'ağzı kulaklarında' Osman'ın. "Sen beni çok mutlu ettin. İt kopuk takımına karışmadın. Başmüdür oldun." Yıllar sonra davranışı çok farklı; "Bütün köyün eğlencesi olmayalım. Başını al git buradan. Git, hemen git."

Kaçakçılık sahnelerinde 'Nakliyeci Karaca Kardeşler'in kamyonları kullanılmış. '34 HL 889' plakalı mavi DESOTO 2 kez; '34 KY 431' plakalı kırmızı FARGO bir kez görüntüye geliyor. Birer sefer de '34 LS 125' ve '34 NV 363' plakalı kamyonlar vardı.

Ahmet-Kartal Tibet ve odasındaki Sevinç Pekin afişi; Filmde adı olmayan Meral Zeren; Hülya-Yeşim Tan; Manav Hasan-Osman Alyanak; Osman-Atıf Kaptan; Cemal-Niyazi Vanlı; Komiser-Kayhan Yıldızoğlu; Cemil-Tahsin Koray; Kiralık katil-Ekrem Gökkaya; Kaçakçı Burhan-Kudret Karadağ; Dansöz Fatma-Yonca Yücel; Nuri-Osman Han; Rıfat-Hakkı Kurt; Sonlardaki Sadettin Düzgün; Savcı-Zeki Sezer; Bakkal Şevket-Ahmet Açan; Cemal'in adamı-Mustafa Özkaya; Mahkemedeki konuk Sıdıka Duruer; Hasan'ın çırağı ve manav dükkânındaki 'Hisar Terazisi'; 35 saniye izlediğimiz morg görevlisi Şener Şen; Çizgili takım elbisesiyle Garson Cemal-İhsan Bayraktar; Osman'ın sevgilisi Altınser Ilgaz; Ahmet'in '34 EY 583' plakalı ('e'si düşük) DeSoto'su; '34 AA 911' plakalı polis arabası; Nuri ve Rıfat'ın '34 LF 669' plakalı arabası; Vezir Palas Oteli (tel; 26 64 92) çok güzeldi.

Gazinocu Osman üç sahnede puro tüttürüyor. Sanki bir güç gösterisi. Odasında Meltem Mete'nin resmi var. Tahliye sonrası Ahmet'e "Birkaç dilberin de hatırını sor" demişti. Kahramanımız bir genç kız olsa ve 'birkaç delikanlının hatırını sorması' istense seyirci neler hissederdi acaba!

Hapiste geçen süre de çelişkili. Gardiyan "Vaktin doldu Ahmet, hazırlan" deyince 8 yıl doldu da öyle çıkıyor zannettik. Meğer 4 yılın sonundaki aftan yararlanmış.

Ahmet'i Abdurrahman Palay; Meral Zeren'i Nevin Akkaya; Hülya'yı Gülen Kıpçak; Hasan'ı Osman Alyanak; Kayhan Yıldızoğlu'nu Zafer Önen; Osman'ı Agâh Hün; Rıfat'ı Erdoğan Esenboğa seslendirmiş.

Ahmet ve Cemil tutuklanmış. Patron, bir kiralık katille plan yapıyor: "İşte 50 bin lira. Konuşacak olurlarsa vuracaksın... Ağızlarını açmadan gebermeliler." Elbette 'geberecekler'! Çünkü bu işte başka seçenek yok. "Silahımız şaşıracak olsa asıl yaşatırlar mı bizi!"

 YORUMLAR  ({{commentsCount}})
{{countDown || 2000}} karakter kaldı
{{comment.username}}
{{moment(comment.date).fromNow()}}
Uyarı:  Yorumunuz, yönetici tarafından onaylandıktan sonra tüm ziyaretçilerimiz tarafından görüntülenebilecektir. (Bu mesajı sadece siz görüyorsunuz)
{{reply.username}}
{{moment(reply.date).fromNow()}}
Uyarı:  Yorumunuz, yönetici tarafından onaylandıktan sonra tüm ziyaretçilerimiz tarafından görüntülenebilecektir. (Bu mesajı sadece siz görüyorsunuz)