FİLMİN KONUSU
‘Blue Bolero’ (1965) (Tony Osborne) melodisi ve özkıyım girişiminde bulunan Jülide’nin Nazmi Beye verilmek üzere yazdığı mektup ; “Enişte, aylarca kendi kendimle mücadele ettikten sonra kararımı verdim. Ben öleceğim, Jülide biraz sonra sandalla denize açılacak ve bir daha geri dönmeyecek. Bu mektubu...  Devamını OkuDevamını Gizle
 YORUMLAR  (19)
2000 karakter kaldı
KartalTibetTutkunu
4 yıl önce
Reşat Nuri GÜNTEKİN "Roman Edebiyatı"ndan da esin İzzet GÜNAY Türkan ŞORAY ikilisinin nitelikli oyunu ile vücut bulmuş; güzelde bir sinemaya da uyarlama film

Tuba.Artan
6 yıl önce
Nedret Güvenç sesini Türkan Şoray'a yakıştırmayan tek benmiyim acaba. Çalıkuşunda da öyleydi ve orada da bu filmde olduğu gibi jön seslendirmesi Saadetin Erbil' e aitti ve yakıştırmamıştım. Ne İzzet Günay'a ne Kartal Tibet'e...

balabangür
8 yıl önce
Çok değişik güzel bir film. Yine imkansız iki aşk arasında kalan insanların melodramı. izzet günay ve türkan şoraya böyle siyah beyaz puslu melodromlar çok yakışıyor. Filmde aklımda kalanlar Dario morenonun şarkısı; türkan şorayın güzelliği; güzel diyaloglar ve etrüsk adındaki gemi.

benimsinema
13 yıl önce
seyretmekten inanilmaz zevk aldigim filmlerden biri...izzet günay adeta oyunculugunu konusturmus bu filmde.. ee ask bu belli mi olur, nereye düsecegini kimse bilemez... kimisede enistesine asik olur türkan gibi...

ozkaracam
14 yıl önce

Bu filmin önce fotoromanını okumuştum. Milliyet gazetesi 1972-73 yıllarında Romanfoto adında bir ek veriyordu, fakat basit bir fotoroman dergisi değil de, biraz daha nitelikli bir yayın olması planlanmış gibiydi. Bizim sinemamızdaki edebiyat uyarlaması yapıtlardan Sinekli Bakkal, Akşam Güneşi, Hicran Gecesi'nin karelerinden oluşturulmuş fotoromanların yanında birer İtalyan fotoromanı tefrika ediliyordu. Fakat bu yabancı fotoromanlar da Suç ve Ceza, Jane Eyre, Rüzgarlı Bayır, Yüzbaşının Kızı, Eugenie Grandet, vb. şeklindeydi! O dönemde ilkokul öğrencisiydim, Nazmi'nin karısının yeğenine karşı duyduğu umutsuz aşktan çok etkilendiğimi anımsıyorum. Filmin DVD'sini yakın zamanlarda alıp izleme olanağını buldum. O yılların atmosferinde çok başarılı bir edebiyat uyarlamasının gerçekleştirildiğini düşünüyorum. Gencecik Türkan Şoray, insanın içini titreten bir Jülide olmuş. İzzet Günay'ın oyunculuğu tartışma dışı. Suna Pekuysal ve Serpil Gül'ün başarılı oyunları filme çok şey katmış. Selma Güneri ve Ergun Köknar nispeten kısa rollerde gözüküyorlar.