Video Player is loading.
Current Time 0:00
Duration -:-
Loaded: 0%
Stream Type LIVE
Remaining Time 0:00
Â
1x
 YORUMLAR  (1)
2000 karakter kaldı
serdardemirkiran
8 yıl önce
“Tanrı neden babamı geri getirmemi istemesin ki?” Film, babasının askere alınması sonucunda, onun tekrar eve geri gelmesini sağlamak için her şeyi göze alan küçük bir çocuğun yaşadıklarını ve onun gözünden cephe gerisinde kalanların yaşadığı dramı anlatıyor. Japonların gerçekleştirdiği Pearl Harbour baskını sonrası, Amerika’nın II. Dünya Savaşına katılması üzerine ülkede ki erkekler askere alınmaya başlar. Busbee ailesinin genç oğlu James düztaban olduğu için askere alınmayınca evin babası Sam askere alınır. Doğduğu günden itibaren babasını kendisine bir oyun arkadaşı gibi gören ve gözünde kendi kahramanı olan babasının askere gitmesiyle küçük Pepper adeta yıkılır. Annesi Emma ve abisi James ile kalırlar, Pepper çok mutsuzdur. Zamanında babasıyla birlikte kitaplarını okuduğu çizgi roman kahramanı Ben Eagle’ın sinemadaki canlı gösterisinde Ben Eagle, küçük Pepper’ı bir şeyi yapmayı çok isterse onu başarabileceğine inandırır. Pepper kendisinde olağanüstü güçler olduğuna inanmaya başlar. Ama babasının hüznü hep içindedir. Onun bu durumuna çok üzülen kasabanın din adamı peder Oliver, hem Pepper’ı bu üzgün halinden kurtarmak hemde babasını için geri getirebilmek için ona bir liste verir. “Bu listeyi tamamlarsan baban geri gelecektir, inanman şart” der. Listede “Açı doyur”, “Evsize yuva ver”, “Hapistekileri ziyaret et”, “Çıplağı giyindir”, “Hastayı ziyaret et”,”Ölüyü göm”. Ve son madde olarak ta, savaşın çıkmasıyla Amerika da yaşayan Japonlara karşı sergilenen şiddet nedeniyle kasabadaki yaşlı Japon “Hashimoto’ya dostça davran” maddesini ekler. Ufaklık Pepper, babasının Japonlara karşı savaştığını bildiğinden buna önce kesinlikle hayır der ama rahip Oliver onu yatıştırır, o da ona Ben Eagle gibi “bir şeyi çok istersen onu er yada geç gerçekleştirirsin” der. Zaman zaman bizlere de olan içimizde hissettiğimiz adını koyamadığımız, bir şeye yeterince inanıp, isteyince ardından güzel şeylerin, hayallerin gerçekleşeceği hissinin, inancın gerçekleşmesine olan beklentidir bu. Amerika Meksika ortak yapımı olan film, savaşın geri planı olan sivillerin yaşamını bir çocuğun gözünden bizlere sunarken , bir zaman birlikte yaşayan insanların savaş nedeniyle nasıl birbirlerine düşman olduklarını gösteririyor. Savaş duygusu yerine kalplerde sevgi olması halinde küçük bir çocukla, yaşlı bir japonun bile dost olabileceğini bizlere gösteriyor. Nagazaki’ye atılan atom bombasının adının da “Little boy” olması ile filmin adı arasında da bir atıfta bulunuluyor. Atom bombasının atılması sonucu savaşın sona ermesi bir tarafta sevinçle kutlanırken , öbür taraftaki bir ülkenin yıkımı görüntünün dışında kalıyor. Film için, çok üst kalite bir film sayılmasa da izlenebilirliğini kaybetmeyen bir film denebilir. Küçük oyuncu JAKOB SALVATI çok başarılı. Yan kadro da tanınmış isimlerden oluşturulmuş bu duygusal ağırlıklı savaş draması filmde; “Her insanın yaşamında kendini kanıtladığı bir gün vardır”, “İnanmak cesaret ister”, “İçinde en küçük bir nefret bile varsa, imanın hiçbir işe yaramaz” gibi replikleri barındırıyor. Rahatlıkla ailece hep birlikte izlenebilecek olan film alttan alta, savaşın insanlara yaşattığı acıları ve savaşın hiçbir şekilde çözüm olmadığını ancak sevgi ile kalplerin yumuşayacağını ve dost olunabileceğinin altını çok koyu bir şekilde çizmese de, başarılı ve iyi niyetli bir çalışma sayılabilir. Filme bir şans vererek izlemenizi öneririm....