Üye değil misiniz?
Aktivasyonunuzu tamamlamadınız!
Zaten bir hesabınız var mı?
I.Dünya Savaşı, yer Batı Cephesi..."Yılbaşı Ateşkesi" olarak kayıtlara geçen olayın, son tanığı "Alfred Anderson" ve onun gibi tanıkların mektuplarından yola çıkan bu "SAVAŞSIZ" savaş filmi, savaşın anlamsızlığını ve insanı insan yapan bazı değerlerin hiçbir şekilde yok edilemeyeceğini dokunaklı bir şekilde anlatıyor.
Ateşkesaynı zamanda Birinci Dünya Savaşı fonunu ele alma cesaretini göstermiş İngiliz ordusuna mensup İskoç askerlerini, Fransız askerlerini ve Alman askerlerini savaşın ortasında, Noel gerekçesiyle bir araya getirmiş ve savaşı masaya yatırarak, hümanistliği galip getirmiştir. Eleştirisi sivri olan bu dokunaklı dramda, savaş yüzünden kariyerinden vazgeçen Alman tenor Nikolaus Sprink (Benno Fürmann), sevdiği kadın Anna Sorensen (Diane Kruger) ve hamile karısını cephede savaşmak için geride bırakan Fransız teğmen Audebert'in (Guillaume Canet) Noel gecesinde kaderleri kesişir. Bütün o savaş arbedesinden usanan askerlerin de katılımıyla bir geceliğine savaşı bırakan cephe askerleri tarafsız alanda birlikte Noeli kutlayıp, dua ederler. Bu birlikteliğin olmasına vesile olan karı-koca sanatçı ise, ertesi gün savaşın bir cephede sona ermesiyle hiçbir şeyin değişmeyeceğini anlayıp, oradan, karşı cephenin komutanı yardımıyla kaçarlar. Bu insana, savaşta bile insani duyguların baskın gelebileceği umudunu vermektedir. Filme "SAVAŞSIZ" savaş filmi dememin sebebi budur.
Film teknik açıdan bakıldığında da ışık, ses ve müzik kullanımı açısından oldukça kaliteli bir yapım ve I.Dünya Savaşı başyapıtlarından olmaya adaydır. 2006 OSCAR ödülü için en iyi yabancı film dalında, Filistin'den "PARADISE NOW", İtalya'dan "DON'T TELL", Almanya'dan "THE FINAL DAYS", Güney Afrika'dan "TSOTSI" filmleriyle yarışmış, ödülü "Tsotsi" filmine kaptırmıştı. Ayrıca 2006 İstanbul Film Festivali'nin "Açılış Filmi" idi.
Son olarak şunu söylemeliyim ki, yüksek teknolojilerle ve çok büyük paralarla yapılan filmlerin yanında, neyse ki böyle içeriği sağlam ve ustalıkla çekilmiş filmler var da, bize sinemanın hala bir sanat olduğunu unutturmuyor...