Üye değil misiniz?
Aktivasyonunuzu tamamlamadınız!
Zaten bir hesabınız var mı?
Çalışmayan, üretmeyen, sadece mensubu olduğu bir zümre ya da gücün etrafında dönüp duran insanların sığındığı iki önemsiz özellik var: Para ve Gurur...
Ayrımcılığın her türlüsünün insan doğasına aykırı olduğunu düşünüyorum. Bunun renk, cinsiyet ve ırk olarak kategorize edilmesini de çok mantıksız buluyorum. Sinema ve diğer görsel sanatlar da eşitlik her alanda var gibi görünse de zaman zaman belli imkanları elinde bulunduranların, kendi gibi olmayanları dışladığını görüyoruz. Bunun kabul edilebilir bir yanı olamaz.
Ama insanlar kendi kaderlerini değiştiremez diye de bir kural yok... Kara Afrika'nın çoğu zaman görmezden gelinen insanları da kendi kaderlerini değiştirebilirler. Yıllardır ayrımcılık ve karmaşık yönetim yapısı ile akıllarda hep önyargılarla yer edinen Güney Afrika Cumhuriyetinde son zamanlarda güzel şeyler de olmuyor değil. Bahsettiğim kişi Sinema sektörü ve moda alanında ismini son 5 yıla altın harflerle yazdıran siyahi sanatçı David Tlale (29/01/1975/Vaal University of Technology/South Africa)'den başkası değil. O hem modacı hem de bir performans sanatçısı...
Üniversite döneminden sonra muhtemelen yurt dışına çıkıp, isminin unutulması beklenen David, bunu yapmayarak Johannesburg'da kaldı ve ülkenin adından en çok söz edilen sanatçısı oldu. Beyaz-siyah ayrımcılığını savunanlar ilk darbeyi bu şekilde yemiş oldular. Çünkü bir dilim ekmeğe muhtaç olarak gösterilmek istenen zenci çoğunluğun, sanatsal üretim faaliyetlerine katılamayacakları düşünülüyordu. Ama karnı ve gözü tok olanları unuttular...
Birkaç yıla kadar Oscar ödüllü Charlize Theron'u da (07/08/1975 Benoni - Güney Afrika) giydiren ve onla samimi dostlukları olan David, asıl çıkışını 2007 yaz ayında yaptı. Dünya Otomobil devlerinden Audi'nin, Audi Fashion Week 2007 kapsamında Paris'te yapılan defilesinde ülkesini temsil eden sanatçı, kendine burun kıvıranlara da gücünü göstermiş oldu. Güney Afrika kabilelerinin otantik giysileri ile bezeli yöresel temalı bir defile bekleyenler, Haute Couture ve Avangard bileşimli bir defile ile karşılaşınca kısa süreli şok yaşadılar. Paris'te defileyi izleyen Johannesburg menşeyli pek çok beyaz modacı yapılan etkinliği kötülemek için izlerken karşılarına çıkan tasarımlarla boyunları bükük bir şekilde ülkelerine döndüler. Çünkü amaçlarına ulaşamadılar. David zenci olabilirdi ama Yunan Savaşçılarının kostümlerini andıran, tamamı el yapımı terlikler üzerine giyilmiş yer yer zırh ve saf gümüş alaşımının da kullanıldığı parçalar nefes kesiciydi. Erkek bedeninin bu şekilde tasvir edilişi başta gerip gelse de yapılan işin kalitesi ses getirdi...
Ülkesinde pek çok ödül alan Davidin 2007 tarihli defileden sonra Hızlı bir şekilde Hollywood'a transfer olacağını düşünen hasım modacı çevreler, David'in ülkesinde kalmasıyla bir darbe daha yemiş oldular. Siyah olduğu için hem hor görülen hem de kıskanılan sanatçı belki de ülkesinde kalarak ayrımcılara en büyük dersi vermiş oldu.