Üye değil misiniz?
Aktivasyonunuzu tamamlamadınız!
Zaten bir hesabınız var mı?
Önce bu belgesel projesine nasıl girdiğimi başlayayım. Hayattaki akıl hocam, idolüm, esin kaynağım, işgücü aktivisti Dolores Huertadır. Bir göçmen işçinin hayatındaki bir günü anlatan bir belgesel yapıyoruz. Amacımız bu insanların nasıl zor şartlar altında çalıştığını; bizler Chateau Marmontta bir tabak salata yiyelim diye nasıl köle gibi çalıştıklarını göstermek? Latin işçilerin çalıştığı tarlada bir gün geçirdim. Kelimenin tam anlamıyla tüyler ürpertici derecede berbat bir deneyimdi. Bu ülkeye gelirken ailesini, hayatını, dilini, ülkesini, dinini, kısacası herşeyini geride bırakan insanların nasıl sömürüldüğünü gördüm. Onlar buraya gelmek ve günde beş dolar kazanmak için herşeylerini terk ettiler. Umarım ki, oralarda neler olup bittiği konusunda insanları bilgilendirecek bir belgesel olur.
Ergenlik döneminizdeki Latin rol modelleriniz kimlerdi?
Aslında çok fazla yoktu. Televizyonda bildiğim tek Latin insan Erik Estrada ydı. İleride Erik Estrada gibi olmak istemiyordum. Sadece üç kanalı olan tek televizyon istasyonu vardı. Erik Estrada yerine diğer kanallarda Threes Company veya The Jeffersonsu izlerdim. Sinemaya hemen hemen hiç gitmezdik. Bir film yıldızının ne olduğunu dahi pek bilmezdim. Sinemada gördüğüm ilk film Ramboydu. Savaş ve ateş eden insanlar? O filmi doğal olarak sevmedim. Ergenlik yıllarımda sinema çok fazla ilgimi çekmezdi.
Peki, bu oyunun içine girmeye nasıl karar verdiniz?
Teksas ta düzenlenen bir yarışmaya katılmıştım. Los Angelesta düzenlenen bir yetenek yarışmasına katılmak için yolculuk armağanı kazandım. Los Angelesa gelişim böyle oldu. Burayı sevdim ve kaldım. Param yoktu, arabam yoktu, işim yoktu, arkadaşım yoktu, kalacak yerim yoktu. Kısacası buraya geldiğimde hiçbir şeyim yoktu. Ancak tüm zorluklara rağmen başarıyorsunuz. Çok fazla çalıştım, çünkü setlerde olmak istiyordum. Sonunda Friends dizisinde figüranlık alınca İşte beklediğim gün geldi diye düşündüğümü anımsıyorum. Bir daha da yolumdan dönmedim. Sonuçta bu bir süreçti ve o zorlukların yaşanması gerekiyordu. Benim bir gecede doğan yıldızlardan olduğumu söyleyenlere sadece gülüyorum. Çünkü 10 yıldan beri bu işlerin içinde çalışıyorum.
Belki de tek gecede doğan yıldız kelimesi kulağa daha hoş geliyor?
Evet. Starbucksta kasa arkasında çalışırken keşfedildim. Ve bammm!?, işte buradayım! Böyle mi deseydim acaba?
Hollywood ile Teksas arasında dağlar kadar fark var? Sizce bir Teksaslıyı farklı kılan özellikleri nelerdir?
Kalabalık içinde bir Teksaslı yı hemen ayırt edebilirsiniz, bu farklılık sadece konuşma aksanından ibaret değildir. Biz farklı bir ülkeyiz. Bayrağımızı Amerikan bayrağı ile aynı yükseklikte dalgalandıran tek eyaletiz. Teksaslı daima cesurdur. Yetişme tarzı farklıdır. Şovalye ruhu taşır. Erkekleri tam erkek, kadınları tam kadındır. Orada hala komşunuzdan şeker ödünç alabilirsiniz. Arabanız bozulduğunda en az 10 kişi size yardımcı olmak için gelir. Hayatın temposunun düşük olduğu söylenir ama insanlar orada hayattan keyif alırlar.
Los Angeles ın farkı ne?
Los Angeles ta herkes güzel ama o kadar yapay ki? Burada herkes güzelliğine güveniyor ve güzelliğini kullanmaktan başka hiçbir şey yapamazmış gibi hissediyor. İçsel zenginliğe sahip olanlar da var elbette. Ancak onlarla tanıştığınızda diğerlerinin ahlak anlayışı tarafından dışlandıklarını, 'bildiklerimizden değil' şeklinde tanımlandıklarını görüyorsunuz. Bu çok tuhaf?
Günün birinde değişeceğinizi ve estetik ameliyat yaptıracağınızı düşünüyor musunuz?
Hayır. Estetik ameliyat yaptıranlara karşı olduğumdan değil ama ben iğnelerden korkarım. Geçen gün Discovery Channelda bu ameliyatlardan birisini gösterdiler. Keski aletinin sesi yok mu! Duyduğum anda öldüm sandım. Hayır, ben almayayım. Yumurta beyazından omletler, biraz egzersiz ve biraz göz kremi şimdilik iyi geliyor.
Ünlü çift olarak yaşamak zor mu?
Tony (Parker) ile zamanımızın çoğunu San Antonioda geçiriyoruz. Orada son derece normal bir yaşamımız var. Geziyoruz, kahvaltımızı yapıyoruz, onun ve benim ailelerimize ziyarete gidiyoruz. Çamaşır yıkıyoruz. Arabamızı yıkıyoruz. Kısacası San Antonioda çok normal bir yaşamımız var. Los Angelesa döndüğüm zaman peşime 40 araba birden takılıyor. Tabloid basında uyduruk haberler çıkıyor. Dedikoduya duyulan açlık artık kontrolden çıkmış durumda. Ünlü kişilerin bu durumdan sızlanmasını hiç kimse duymak istemiyor. Geçenlerde Matt Lauer ile yaptığı söyleşiden sonra Britney Spears?ın düştüğü durumu görünce çok kötü oldum. Onun adına kalbimin sızladığını hissettim. Sonunda onu da çıldırttılar. Artık bu piyasada olmamayı tercih etmişti. Kendisini geri çekti, hiçbir şeyin reklamını yapmayacağını söyledi ama onu hala geri çekmeye çalışıyorlar. Bu akbabaları beslemek için çok fazla enerji lazım?
Sizce ünlü isimlere takıntı düzeyindeki bu ilginin sebebi ne?
Röntgencilik? Böyle haberler yapılarak geniş insan kitlelerine, ?Bakın, yıldızlar da sizin gibi! Onlar da araba kazası geçiriyorlar!? denmek isteniyor. Güzel resimlerle dolu bir dergide bence yanlış bir şey yok ama o resimler psikopat yöntemlerle alınmışsa ne olacak? Kuaförde saçımı yaptırırken birileri cep telefonu kamerasıyla resmimi veya videomu çekiyor. Bu hiç eğlenceli değil. Desperate Housewives dizisinin patlama yapmak üzere olduğu ilk günlerde Al Pacino ile konuşuyordum. Bana şu soruyu sormuştu: ?Bunlarla nasıl baş ediyorsun? İki saniyede ünlü oldun.?
Nasıl baş ediyorsunuz peki?
Tanrıya şükür ki, bu konuma gelmeden önce de ayakları yere sağlam basan bir insandım. Eğer kim olduğunuzu bilmeden bu dünyaya girmeye kalkışırsanız kendinizi aniden kaosun göbeğinde bulmak zorunda kalırsınız. Üstelik bundan kaçamazsınız. Şöhret geldikten sonra sağlam duruş bulmanın çaresi yoktur. Çünkü şöhret kasırga gibidir. Önüne çıkanı yıkar geçer.