25 Nisan’da vizyona girecek olan, 26 yaşındaki genç sinemacı Kürşat Kızbaz’ın senaryosunu yazıp yönettiği “Mevlana Celaleddin-i Rumi: ‘Aşkın Dansı’, Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin yaşamı ve felsefesi üzerine kurgulanan bir dramatik belgesel. Yüzyılları aşan evrensel barış, kardeşlik ve aşk düşünceleriyle tüm dünyada geniş kitleler tarafından sevilen ve saygı duyulan, büyük felsefi düşünür, Mevlana Celaleddin-i Rumi’yi konu alan filmde aşk, ney ve sema üçlemesi yer alıyor.
31 Temmuz 2012

25 Nisan’da vizyona girecek olan, 26 yaşındaki genç sinemacı Kürşat Kızbaz’ın senaryosunu yazıp yönettiği Mevlana Celaleddin-i Rumi: Aşkın Dansı, Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin yaşamı ve felsefesi üzerine kurgulanan bir dramatik belgesel. Yüzyılları aşan evrensel barış, kardeşlik ve aşk düşünceleriyle tüm dünyada geniş kitleler tarafından sevilen ve saygı duyulan, büyük felsefi düşünür, Mevlana Celaleddin-i Rumi’yi konu alan filmde aşk, ney ve sema üçlemesi yer alıyor.

Filmin dramatik sahneleri Sinan TUZCU, Burak SERGEN, Özcan DENİZ, Müşfik KENTER, Turan ÖZDEMİR, Kıvanç SOLMAZ, Nesimi KAYGUSUZ ve Selçuk YÖNTEM gibi çok önemli bir kadro tarafından üstlenilmiş. Yılmaz ERDOĞAN, Yıldız KENTER, Cüneyt TÜREL ve Meltem CUMBUL “Mevlana Celaleddin-i Rumi: ‘Aşkın Dansı” na şiirleriyle, Mehmet ATAY da anlatımıyla renk katıyor.

Sayın Kürşat Kızbaz Sinematürk'ün sorularını yanıtladı:

Sinematurk: Daha önceki çalışmalarınıza baktığımızda yine belgesel türünde, bir tanesi Mevlana (RumAhlaf) diğeri de Çanakkale Savaşını (Çanakkale Destanı: 1915) konu alan ve dünyanın dört bir yanında milyonlarca izleyiciye ulaşmış filmler çektiğinizi görüyoruz. Kariyerinizin başında elde etmiş olduğunuz bu başarılardan ötürü sizi Sinematurk.com ailesi olarak tebrik ederiz. Öncelikle kendinizden, sinema ile nasıl tanıştığınızdan bahseder misiniz?

Kürşat Kızbaz: Çok teşekkür ederim. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunuyum. Halen de İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde yüksek lisans yapmaktayım. Üretici olarak sinemaya üniversitenin ilk yıllarında yönetmeni olduğum ilk belgesel filmim ‘Rumi- Ahlaf’ ile başladım. Ardı ardına yapımını tamamladığımız belgesellerimiz ile  bu bitmeyen heyecanı yaşamak beni profesyonel anlamda sinemanın içinde doğru daha da itti. Tabii ki izleyici olarak sinemanın büyüleyici dünyası ile belki de her sinema aşığı gibi çocukluğumda tanıştım.     

Sinematurk: Belgesel çekmeye nasıl karar verdiniz ve başka türlerde de denemeleriniz oldu mu? 

Kürşat Kızbaz: Belgesel film yapmak bir anlamda tarihe ışık tutmak gibi. Ya da pek çoğumuzun göremediği, görüp de ilgilenmediği konuların toplumsal hafızaya sunulması gibi birşey. Elime ilk defa kamerayı aldığımda aklıma belgesel film yapmak gelmişti. Bu belki de bir içgüdüydü. Nedenini ben bile bilmiyorum. Ama tek isteğim iyi bir belgesel film yapmaktı. Belgeselin gücüne hep inandım. İlk belgesel filmimi Türkiye’de çekip Amerika’da kurgulamak belki de büyük bir şanstı. Ardından pek çok videoklip, reklam ve tanıtım filmi yönettim. Ancak belgesel filmi kurmaca sinema ile bütünleşmesi sanırım beni çok daha etkiledi.

Sinematurk: İkinci kez Mevlana’yı filminize konu olarak seçtiğinizi görüyoruz. Üstelik bu kez senaryo da size ait. Mevlana’ya bu özel ilginiz nereden kaynaklanıyor?

Kürşat Kızbaz: Sanırım çocukluk yıllarımdan. Onda beni çeken hep birşeyler oldu. Bazen anlatamadığım bir iletişim oldu aramızda. Sevgiyi, aşkı, tevazuyu ve yaşadığımız dünyada kaybolan ve bilinmeyen pek çok değeri ben onda keşfettim.  Sanırım ona olan ilgim, saygı ve sevgim her zaman çok canlı kalacak. Profesyonel anlamda kariyerimde Mevlana belgeseli ile başlamıştı. Gelecekte Mevlana ile birlikte bu topraklardan dünyaya yayılan evrensel değerleri ve hikayeleri anlatma isteğim, sanırım yeni sinematografik eserler üretmek için bizlere enerji verecek.

Sinematurk: “Mevlana Celaleddin-i Rumi: ‘Aşkın Dansı’” ülkemizde çok fazla örneğini görmediğimiz dramatik belgesel türünde olmasının yanı sıra kullanılan film teknikleri ile de dikkat çekiyor. Filminizin teknik özelliklerinden söz edebilir misiniz?

Kürşat Kızbaz: Filmimizi HD (High Defination) formatta çektik. Ve tabii ki 13.yy’ın dokusu oluşturmak için digital animasyon ve özel efektlerden yararlandık. Toplam 6 ülkede çekilen beglesel filmimiz sanırım ilk defa Mevlana ile ilgili tüm dünyadan bu denli geniş bir kadro ile oluşturuldu. Filmin içinde özel canlandırma sahneleri, özel hat ve minyatürlerin 3 boyutlu olarak canlandırılması gibi farklı tatta kareler görülebilineceğini söyleyebilirim.   

Sinematurk: Filminizin çekim aşaması ne kadar sürdü ve hangi ülkelerde çektiniz?

Kürşat Kızbaz: Filmimiz iki yılı aşkın bir süredir durmadan çalışılarak ortaya çıkarıldı. Her projede emek çoktur. Özellikle sinema sanatı içerisinde.  Ancak belgesel filmin yapısı gereği ve tabii ki dünyaya adını altın harflerle yazdırmış, milyonları etkisi altına almış önemli birinin biyografik hikayesini canlandırmak için çok daha büyük gayret ve azim ile çalışmak gerekti. Özel çekimler, röportajlar, canlandırma sahneleri ve seyahatler gerçekten çok uzun bir zaman aldı. Sadece montaj aşamasının bile 4 ay sürmesi sanırım dikkat çekici. Filmimizi Türkiye, ABD, Fransa, İsviçre, Belçika, İtalya ve Kanada’da çektik.

Sinematurk: Ülkemizin değerli sanatçılarının yanı sıra filmin dublaj aşamasında Morgan Freeman ve Gerard Depardieu ile çalıştığınızı biliyoruz. Bu görkemli kadroyu nasıl bir araya getirdiniz ve hangi kurumlardan maddi dersek alabildiniz anlatabilir misiniz? 

Kürşat Kızbaz: Projemiz HSBC’nin ana sponsorluğunda gerçekleşti. Hyundai’de platin sponsorluğuyla projemize destek oldu. UNESCO ve BM ise projemize manevi anlamda destek verdi. Pek çok defa çekimler için Birleşmiş Milletler Genel Merkezi’nde bulunduk. Ancak belirtmek isterim ki projemizde yer alan tüm sanatçılar ile maddi anlamda hiçbir şey konuşulmadı. Onlar Mevlana gibi evrensel bir değeri günümüz insanına anlatmak için duyduğumuz heyecanı bizlerle birlikte yaşamak ve bizlere destek olmak istediler. Ve de oldular. Projemize emeği geçen tüm destekleyenlerimize, tüm sanatçı ve araştırmacı büyüklerimize sizlerin vasıtasıyla birkez daha teşekkür etmek isterim. 

Sinematurk: Yeni projelerinizden söz edebilir misiniz? 

Kürşat Kızbaz: Her sinemacı gibi benim de hayallerim çok büyük.  ‘Mevlana Aşkın Dansı’ projesi dünya gösterimlerine devam ederken sanırım  dünya tarihe damgasını vurmuş ve hepimiz için büyük önem arz eden bir diğer dünya insanı ile ilgili projem üzerinde çalışıyor olacağım. Umarım evrensel değerlerimizi bu medeniyetin yetiştirdiği essiz insanlarla birlikte tüm dünyaya anlatabiliriz. Teşekkür ederim.

Sinematurk: Başarılar dileriz.

Söyleşi: Neslihan Sevilmiş 

 

 YORUMLAR  ({{commentsCount}})
{{countDown || 2000}} karakter kaldı
{{comment.username}}
{{moment(comment.date).fromNow()}}
Uyarı:  Yorumunuz, yönetici tarafından onaylandıktan sonra tüm ziyaretçilerimiz tarafından görüntülenebilecektir. (Bu mesajı sadece siz görüyorsunuz)
{{reply.username}}
{{moment(reply.date).fromNow()}}
Uyarı:  Yorumunuz, yönetici tarafından onaylandıktan sonra tüm ziyaretçilerimiz tarafından görüntülenebilecektir. (Bu mesajı sadece siz görüyorsunuz)