Üye değil misiniz?
Aktivasyonunuzu tamamlamadınız!
Zaten bir hesabınız var mı?
Yakup Sancı: Selahattin Geçgel 1938 yılında tokatta doğdu. Asıl mesleği radyatör tamirciliğiydi. Günün birinde Niyazi tombul kardeşlere der ki... "Beni İstanbul'a götürün". "İstanbul koca yer kimseyi tanımazsın, ne iş yaparsın İstanbul'da" derler ama yine de İstanbul'a götürürler. Akşam sinemaya gitmek ister, parası yoktur. İstanbul kurtuluş sinemasının önündeki ilanı görür. "Sinemada gazoz simit satacak eleman aranıyor", müracaat eder işe başlar. Sinemada gazoz, simit satar yerleri paspas eder. Makinist Mustafa Bey'e bir gazoz ikram eder ve der ki... "Abi sana bir şey olursa kim makinist olacak beni yetiştir misin?". Mustafa Bey tamam der. Makinenin başına geçer. Film bobinini sarar, filmi oynatır. 1955 yılında Metin Erksan rejisörlüğünü yaptığı "Aşık Veysel" filmi ile Atlas Sineması'na gelir. "Selahattinciğim, filmleri getirdim hazırlar mısın?" der. Tabi Abi der ve filmler hazırlayıp izlerler.
Selahattin Geçgel: Aradan bir zaman geçti Metin Bey tekrar geldi. ''Hala burada mısın? Biz şirket kuracağız bizimle çalışır mısın? Dedi. Tabi çalışırım Abi dedim Yazıhanesine gittik. Kısa bir süre sonra bir film teklifi geldi. Sinemaya gazoz satarak girdim, Godzilla olarak 55 yılı geride bıraktım.
Yakup Sancı: Size neden "Godzilla" dediler?
Selahattin Geçgel: Aksaray Yenikapı diye bir film çekiyorduk. Arabanın bulunduğu yerden kalkması gerekiyordu fakat anahtar yok şoför yok. Arabayı kaldırdım başka yere çektim. Yönetmen Metin Erksan ''Godzilla gibi adamsın'' dedi. O zamanlar sinemalarda ''Godzilla'' diye bir film oynuyordu oradan kaldı.
Yakup Sancı: 55 yıldır sinemadasın. Sinema size ne kazandırdı?
Selahattin Geçgel: Sinemadan maddi manevi çok kazandım. Maddi kısmını tutamadım. Halamın yanında kalıyordum. Başımızda büyüğümüz olmadığı için para biriktiremedim. Kazandığımı harcadım. Gece gündüz çalışıyorduk. Şimdi bile bir düzen yok hala gece gündüz çalışılıyor. Elimizde kalan manevi kazanç oldu.
Yakup Sancı: Kamera önünde mi çok çalıştınız, kamera arkasında mı?
Selahattin Geçgel: Daha çok kamera önündeydim. Yılmaz Abi derdi ''godzilla cenk kıyafetini giy'' giyinirdim hemen. Bana öyle derdi kostümleri giyin demezdi.
Yakup Sancı: Yılmaz Güney ile çalışmak nasıldı? Bir anınızı anlatır mısınız?
Selahattin Geçgel: Çok zevkliydi, çok güzel günlerimiz oldu. O günler bir daha geri gelmez. Özlüyorum Yılmaz Güneyi ve o günleri. Topkapı sarayında "Ozanoğlu" filmini çekiyoruz. Saat 15:00 sarayın bekçisi koşarak geldi. "Godzilla Bey kim" dedi. Benim dedim.
"Efendim, bir araba geldi sizi bekliyor". Rejisörümüz Atıf yılmaz. Başrol Yılmaz Güney ''hadi oğlum sen git'' dediler. Nikah şahidim olarak Danyal Topatan ile Arabaya bindik. Nikahımız kıyıldı. ''Hadi mutluluklar dileriz'' dedi memur bey. Bindik arabaya Danyal Abi ile sete geldik.
Yakup Sancı: Danyal Topatan ile sıkı bir dostluğunuz vardı değil mi?
Selahattin Geçgel: Ben makinistlikten geldim. Danyal Abi de setçilikten geldi. Çok iyi bir dostluğumuz vardı. Danyal Abi ile herkesin dostluğu vardı. Çok iyi bir insandı.
"Hatırsız Banoş" filminde çalışıyoruz. Yılmaz Güney, Semramis Pekkan, Danyal Topatan, Mümtaz Ener, Necati er, Hüseyin zan, İsmet Erten, Ali Seyhan var. Banoş'u kaçırmak için. Çiftliğe baskına geliyor Danyal Abi ve adamları. Ben de çiftliğin yanaşmasını oynuyorum. Danyal Abi "Ulan eşşolu eşek nerde banoş. Sayacağım simdi" dedi ve 1.den 5 e kadar. Saydı. "Asın bu eşşolu eşeği" dedi. Ve yılmaz abiye yöneldi. Yılmaz ağabeyi asıyorlar dizlerini kırıyorlar. Danyal Abi ata bağladı Yılmaz abi'nin ayaklarından, yerlerde sürüyordu. Dün gibi gözümün önünde çektiğimiz filmler söylediğimiz replikler. Şimdi onlar nerdeler? Hepsini özlüyorum.
Yakup Sancı: Hep sinemanın içinde mi oldunuz?
Selahattin Geçgel: Kıbrıs çıkarması başlamıştı. Hem savaş var hem sektörde kriz vardı. Bu dönem ara verdim. Bir buçuk yıl Ankara da kaldım. Asker arkadaşım Vejdi Vendelli bana inşaatta iş buldu. Gece bekçiliği yaptım. İstanbul'a döndüm. Kağıtçılık işleri yapan bir hemşerimin yanında da bir buçuk yıl çalıştım. Sonra, ''Dokuz dağın efesi çakırcalı'' filmi ile sektöre tekrar girdim. Yönetmenimiz Fikret Uçak. Yapımcısı Çetin Dağdelen. Oyunculardan. Hayati Hamzaoğlu Kazım Kartal. Tanju Korel vardı.
Yakup Sancı: Vefa ya da vefasızlık yaşadığınızı düşünüyor musunuz?
Selahattin Geçgel: Vefa da yaşadık, vefasızlık da. 1963-64 yıllarıydı. Karşıda Kalkavanların köşkünde çalışıyorduk Adnan Uygur Bey, ''Godzilla al sana geleceğin set amiri'' diye bir kişi ile tanıştırdı. Çalışmaya başladık. Yönetmenimiz Memduh Ün ''Selahattin sufle ver''dedi. Efendim benim okuma yazman yok ki dedim. Memduh Bey gülmeye başladı. Biraz önce tanıştığım kişiyi Memduh hocaya getirdim. Buyurun size bir asistan. Sufleyi o versin dedim. Ve başladı. Melih Gülgen beye teşekkür ediyorum. Asistanlıktan ustalığa geçti. Melih Bey bu insanlığı unutmadı. Bana yazıhanesinin altında barınacak bir oda verdi. Filmlerde kullandığım malzemeleri buraya topladım. Günün birinde. Dediler ki. Melih Bey seni çağırıyor. Gittim yanına. ''Selahattinciğim, ben bir filme başlıyorum benimle çalışmak ister misin?'' dedi. "Ağlamaya değer mi?" Faruk Tınaz'ın oynadığı filmi çektik. Kendisine çok teşekkür ediyorum. Yapılan iyiliği unutmamıştı. Hala da unutmadı.
Selahattin Geçgel: Filiz Akın ile Altın Koza Film Festival'inde karşılaştık. Korumalar önüme geçti. ''Filiz hanım ben Godzilla'' deyince''' beyler lütfen bırakın'' dedi. Yaklaştım elinden öptüm. Dedi ki' ''Onlar sinemanın bel kemiği. Bu ödülü bizden çok onlar hak ediyor''. Allahtan tek duam sinemamızdan böyle güzel insanları eksik etmesin.
Yakup Sancı: Simdi ki sinema filmlerini nasıl buluyorsunuz?
Selahattin Geçgel: Bana bu konuda hiçbir şey sorma. Mahsun Kırmızıgül'ün çalışmalarını beğendim. Ama ona kırgınım. Bir gün karşılaştığımız da söyleyeceğim.
Yakup Sancı: Sektörde olmaktan pişman olduğunuz oldu mu?
Selahattin Geçgel: Hiç pişman olmadım. Ne iyi etmişimde sinema sektörüne girmişim. Her şeye ramen ben mutluyum. Rahmetli Kemal Sunal, ''Godzilla sen manyaksın'' dedi. Neden dedim. ''Sinemayı bu kadar seven, bu kadar emek veren bir insan olamaz''... Haklısınız abi birkaç tahtam eksik dedim.
Yakup Sancı: Çocuklarınız da sinema sektöründe mi?
Selahattin Geçgel: Oğlum set amiri olarak çalışıyor. Bu aralar elinde bir iş var onu çekiyorlar Kahpe Bizans ile başladı. Oğlum evli bu günlerde dede olmayı bekliyorum.
Kızım laboratuarda çalışıyor. Kızım da evli iki çocuğu var.
Yakup Sancı: Bizimle birkaç anı paylaşır mısınız?
Selahattin Geçgel: "Kargacı Halil" filmini çekiyoruz. Polenez köyde. Benim küçük bir rolüm var. Yılmaz abi ile karşılıklı oynuyoruz. Benim elimde bir tüfek Yılmaz abiyi öldüreceğim. Yılmaz abi karşımda duruyor. Ben koşarak geliyorum. Mermiyi bir yiyorum 5 metre geriye uçuyorum. Rahmetli Erol Taş, ''Vay eşşolu eşek, ben bunca yıldır oyunculuk yapıyorum böyle bir ölme oynamadım. Bu ne güzel bir ölümdü''dedi. Mermi yaralamıştı beni. Beykoz hastanesine görürdüler ameliyat oldum.
Rahmetli Kasım Tülek'in çiftliğinde, ''İnce Cumali'' filmini çekiyoruz. Rejisörümüz Yılmaz Duru, ''Godzilla soyun bakıyım İrfan ile kavga edeceksiniz'' dedi. İrfan Bey'in elinde kırbaç var. İrfan abi ile karşılıklı kavga ederek sahneyi çektik. Tijen Par, ''Bir köle ağayı dövemez'' dedi. (o sahneyi filmden çıkarttılar gerçi) Kavga devam ederken Godzilla'nın da İrfan Bey ile kavga edecek takatı kalmadı. Yılmaz Duru sahneyi kesti. Ve ''Godzilla şaryo kur'' dedi. Bu şekilde de kavga sona erdi. Hem oyuncu hem setçilik yapıyordum. Ben setçiyim, kamera karşısına geçmem. Ya da ben oyuncuyum set işleri ile ilgilenmem demezdik. Nerde ne iş varsa koşardık. Bir set işçisi her işi yapar sette. Bizim gördüğümüz yaptığımız bu. Şimdi ki set elemanından bir çay istiyorsun, ben çaycı mıyım diyor.
Yakup Sancı: Kaç yıldır çalışmıyorsunuz?
Selahattin Geçgel: 10 yıldır çalışmıyorum
Yakup Sancı: 55 yıldır sektörün içindesiniz. Onca tanıdığınız yapımcı yönetmen var hiç teklif gelmedi mi?
Selahattin Geçgel: Gelmedi. Yeni bir iş konuşuyoruz bakalım olursa önümüzdeki günlerde çalışmaya başlayacağım.
Yakup Sancı: Yıllardır çalışmıyorsunuz. Hayat nasıl devam ediyor peki?
Selahattin Geçgel: Az çok emekli maaşım var. Hepsinden önemlisi dostlarım var.
Yakup Sancı: Jönler, eskiden çok sık gelirlerdi Yeşilçam sokağına... Şimdi neden gelmiyorlar?
Selahattin Geçgel: Nedenini bilmiyorum nerelerde ne harcamalar yapmıyoruz ki. O harcamalarda gözümüz yok. Eskiden sokak da kahvemiz vardı azminin kahvesi. Çok sevdiğimiz jönlerimiz gelirlerdi. İnsanlarda çok mutlu oluyordu onları gördüğünde biz emekçilerde onların aramızda olmasına mutlu oluyorduk. Şimdi pek gelmiyorlar daha başka mekanlara gidiyorlar. Sinemanın sokağını unuttular. Şimdi bu sokakta oturmuş fosur fosur sigara içen insanlar var. Sokağın eski neşesi kalmadı. Yapımcılar da buradan taşındılar. Başka yerlere gittiler. Bu da etken olabilir. Sokağın eski neşesi kalmadı.
Yakup Sancı: Sinemaya verdiğiniz 55 yıllık emekleriniz için size her hangi bir ödül veren oldu mu?
Selahattin Geçgel: Evet, veren oldu. Bir heykelcik!
Yakup Sancı: Tokatlı hemşerileri çöpte buldukları küçük bir heykelciği sinema sanatçısı ve emekçisi Selehattin Geçgel, Nam- diğer Godzilla ya sinemaya verdiği emeklerinden dolayı ödül olarak vermişler. ''Kültür bakanlığı verseydi bu kadar mutlu olmazdım'' diyen Godzilla, ''zaten kültür bakanlığı da böyle bir hediye vermedi'' diyor. Yıllardır set amirliğinde kullandığı düdüğünü boynundan hiç çıkartmayarak, bir onur madalyası gibi taşıyor.
Yakup Sancı: Yaşadığı yeri ve arşivini gelip görmeleri için insanları davet ettiğini söyleyen Godzila, kimsenin gelmemesine de üzülüyor.
Bir gün Godzilla sizi yaşadığı yere davet ederse lütfen onu kırmayın. Okuma yazması olmayan Yeşilçam'ın ayaklı kütüphanesi Godzilla'nın 55 yılını verdiği Yeşilçam anılarını buğulu gözlerinden dinlerken, çalıştığı dönem içinde ne kadar sinemacı gelmiş geçmiş ise yüzlerce albüm, binlerce fotoğraf içinde bir zaman tüneline gireceksiniz. Her filmden hatıra binlerce aksesuardan oluşan özel kolleksiyonu ile kendinizi bir antika dükkanın da sanacaksınız. Godzilla konuğuna hediye vermeyi seviyor. Bu özel koleksiyondan bir parça neden sizin olmasın'
TEŞEKKÜRLER'55 yıllık emekçi, Yeşilçam'ın yürüyen kütüphanesi Selahattin Geçgel (Godzilla)
Yıllardır seyircisi olduğumuz Yeşilçam sineması gibi, emekçilerine de seyirci kalmamak dileği ile'