Üye değil misiniz?
Aktivasyonunuzu tamamlamadınız!
Zaten bir hesabınız var mı?
Bugün unutulmayanlar bölümümüzde Türkiyedeki tiyatro ve sinema alanında önemli yerlere sahip, basarili iki kadin sanatçıyı anıyoruz.
Türk sinema ve tiyatrosunun büyük yeteklerinden biri olan Cahide Sonku 27 Aralik 1916 yilinda Yemen de bir asker ailesinin ikinci kızı olarak dünyaya gelir. Ailesi Yemen'den İstanbul'a taşındığında, babası evlerini terkeder. Rahatlık içinde yetişmis olan annesi ve Cahide Sonku yoksullukla tanışırlar. 16 yaşında Osmanlıdakı ilk tiyatro kurumu olan Darülbedayi'ye girer. Darülbedayi'nin devamı olan ve 1934 yılında İstanbul Şehir Tiyatroları adını alan ve Muhsin Ertuğrul'un yönettiği Şehir Tiyatroları'nın gözde oyuncularından biri olur. Balerin olarak çıktığı sahnelerden sonra, "Söz Bir Allah Bir" filmiyle sinemaya geçiş yapar.
Cemal Reşit Rey'in müziklerini yaptığı 'Adalar' adlı revüyü oynamak üzere evden çıkacağı sırada hasta olan annesi vefat eder. Perdenin açılmasına yarım saat kala C.Sonku annesinin ölüsüyle, tiyatro arasında ne yapacağını şaşırır. Ne olursa olsun bir tiyatro perdesinin asla kapanmiyacagini bilen. C.Sonku tiyaroya gider ve o gece içi kan ağlarken dans edip şarkı söyler. 1937 yilinda cevirdigi Bataklı Damın Kızı Aysel adlı filmle üne kavuşur. Bu sırada tiyatro çalışmalarını da sürdürür. Sinema salonları C. Sonkuyu beyaz perdeden olsun bir kez görebilmek için gelen seyircilerle dolar.
1949 yılında oynadığı 'Fedakar Ana' filmi sırasında rahatsızlanan yönetmen Seyfi Havaeri'nin yerine filmi Cahide Sonku tamamlar. Türk sinemasinin ilk kadın yönetmeni ünvanını alır. Cahide Sonku artık filmlere hem oyuncu hem de yönetmen olarak imzasını atmaya başlar. 1950 yılında kendi adına Sonku Film şirketini kurar. Şirkette çıkan bir yangında bütün filmler yanar. Sonku'da servetini büyük ölçüde burada yitirir. Alkolü daha fazla almaya başlar. Alkole olan aşırı düşkünlüğü nedeniyle çalıştığı Dormen Tiyatrosu'ndan ayrılır. Cahit Irgat'la birlikte Cahitler Tiyatrosu'nu kurar. Birlikte çalışmaları fazla sürmez.
1963-64 sezonunda geri döndügü Şehir Tiyatrosundan da uzaklastırılır. Yaşamının geri kalan kısmını, alkol ve yoksulluk içinde geçirdi. 1977 yılında İstanbul'da bir sivil toplum örgütü olarak Atilla Dorsay'ın başkanlığında kurulan amacı Türkiye'de sinema sanatının toplumsal iletişim aracı ve bir sanayi ve ticaret alanı olarak gelişmesine katkıda bulunmak, her türlü sinemasal etkinlik içinde, sinema sanatının kendine özgü sanatsal değerlerinin ve ölçütlerinin korunmasına çalışmak ve sinema yazarlığını ve eleştirmenliğini bir meslek olarak tüm yazılı ve görsel medyalar içinde kabul ettirmek ve varlığını güçlendirmek olan Sinema Yazarlari Dernegi (SIYAD) 1979 yilinda C.Sonkuya hizmet ödülünü verir.
1981 yılında daha 64 yaşındayken aramızdan ayrılır.
Cahide Sonku temiz Türkçesiyle, düzgün diksiyonuyla, güzelliğiyle ve aldığı rollere kişiliğini katmasıyla Türk Sinemasinin önemli bir kadın oyuncusudur.
**
Toto Karaca
22 Temmuz 1992'de aramizdan ayrilan Toto Karaca balerin, opera sanatcisi ayrica türk tiyatro ve sinemasinin bir karakter oyuncusudur.
Kadinlarin cesitli nedenlerle sahneye cikmalarinin yasak oldugu dönemlerde Afife Jale ilk türk tiyatro oyuncusu olarak tiyatro tarihinde yerini alir. Bütün ilklerde oldugu gibi bunun da bir bedeli vardi ve Afife Jale ye bu ilk olma bedeli polis tarafından tutuklanıp hırpalanarak, evden atilarak, güvencesiz ve parasız bırakılarak ödetilir. Daha 39 yasindayken de aramizdan ayrılır.
Afife Jale nin actigi bu yoldan Bedia Muvahhit de gecer. O kendinden sonra gelecek olan kadın sahne sanatçılarına da öncülük eder. Toto Karaca ise cok daha kücük yaslarda bu yolda yürümeye baslar. 1930 yilinda tanistigi,kKendisi gibi tiyatro ve sinema oyuncusu olan Mehmet Karaca ile evlenir. Ve 5 Nisan 1945 de Türk Rockunun önemli ismi Cem Karaca dogar. Sahneleri birakmayan Toto Karaca 1947'de "Kılıbıklar" filmiyle sinemaya geçer, komedi filmlerinde oynar. 1960 da İstanbul Tiyatrosunun kurucuları arasında yer alir. 1979 yilinda cok sevdigi esi Mehmet Karacayi kaybetmesiyle sarsilir. Uzun süre onun yokluguna alisamaz. Cem Karaca ülkesinde olanlara duyarsiz kalmayip sosyal icerikli sözleri olan parcalari okuyunca 1980 generalleri tarafindan mallarına el konulur. Daha sonra da 200 yil hapis cezasina çarptırılarak sürgünde yaşamaya mahkum edilir. Bu durum anne Karacayı hasrete boğar. Yıllar sonra özel olanaklarla oğlunun yanina Almanya'ya gelen sahnelerin en iyi komedyen sanatcisi Toto Karaca oğluyla hasret giderir.
Oyunculuğu kendine bir yasam tarzı yapan Toto Karacayi saygıyla anıyoruz.