Üye değil misiniz?
Aktivasyonunuzu tamamlamadınız!
Zaten bir hesabınız var mı?
Yeşilçam'ın en eski ve tutarlı karakter oyuncularından biridir Sadri Alışık. Yıllar süren hayat savaşı sırasında, övülerek göklere çıkartılmış, en yakın bildiği dostları tarafından terkedilmiş, mutluluğun sevincini, aldanmanın üzüntüsünü yaşamıştır. Hassas ve içe dönük olan yapısı zaman zaman çok incinmiştir ama her şeye rağmen, oyunculuğunu, kişiliğini herkese kabul ettirmiş ve Türk Halkı tarafından çok sevilmiştir. 5 Nisan 1925 yılında Paşabahçe'de bahçesinde meyve ağaçları bulunan üç katlı ahşap bir evde dünyaya geldi Mehmet Sadrettin Alışık...
Tüm aile büyüklerinin ve kardeşi Nevin'in onu Sadri diye çağırmaları nedeni ile, hayatının geri kalan kısmını da hep Sadri Alışık olarak geçirdi... Zeki ve bir o kadar da yaramaz bir çocuk olan Sadri Alışık otoriter bir baba ve gene otoriter bir anne ile büyüdü... İçinde ki oyuna hasret duygusunun ileride oyuncu olmasına neden olacağını ne o dönemlerin küçük Sadri'si ne de ailesi bilemezlerdi elbet.
Çocukluk yıllarında Naşit Özcan Tiyatrosu'nu seyrettikten sonra başlayan tiyatro aşkı, okul piyeslerinde, Cağaloğlu Halk Evi'nde ve şimdiki adı Sadri Alışık Tiyatrosu olan Küçük Sahne'de devam etmiştir… Annesi Saffet Hanım ve Babası Rafet Kaptan'ın oyuncu olmasına karşı olmalarına rağmen, içinde ki bu oyunculuk aşkının sönmesine hiç izin vermemiştir... Ailesi de işin ciddiyetini anlamış ve oğullarına destek olmaya başlamışlardır... Baba Rafet Kaptan'ın '' Sana bir nasihatım, aynı zamanda da vasiyetim olsun. Artık yeni bir hayata atılıyorsun. Bundan sonra ki yaşamında, işini elinle değil, canınla yap!'' sözünü hayatının geri kalanında hiç ama hiç aklından çıkartmamış ve bunu oyunculuk yaşamında hep amaç edinmiştir...
İlk filmi ''Günahsızlar''ı 1946 yılında çeviren Sadri Alışık şöhret basamaklarını hızla çıkmaya başlamış ve canı kadar sevdiği tiyatrodan Yeşilçam'a adımını atmıştır... 1959 yılında çevrilen '' Yalnızlar Rıhtımı'' adlı filmde 38 yıllık hayat arkadaşı Çolpan İlhan'a aşık olmuş ve aynı sene evlenmişlerdir... Küçük Sahne'deki tiyatro yıllarında çok yakın arkadaşı olan Çolpan İlhan hayatının en büyük aşkı olmuştur... Bu mutlu yuvaya çok zaman geçmeden bir kişi daha eklenir ve Alışık ailesinin oğulları Kerem Alışık dünyaya gelir...
Nejat Saydam idaresinde çevrilen ve başrollerini Ayhan Işık ve Belgin Doruk ile paylaştığı ''Küçük Hanımefendi'' serisi ile seyircinin dikkatini çekmiş ve sevgisini kazanmıştır... Ancak hiç şüphesiz ''Turist Ömer'' tiplemesi Sadri Alışık'ın oyunculuk kariyerinin en önemli adımı olmuş ve sanat yaşamında yepyeni kapılar açmıştır... Turist Ömer karakterinin doğuşu Sadri Alışık'ın asker arkadaşı Ahmet Güzelce'nin verdiği eğri selamdan esinlenerek yaratılmış ve rejisör Hulki Saner tarafından da ortaya çıkartılmıştır... 1951 yılında başlayan ve Ayhan Işık'ın vefatına kadar devam eden Sadri-Ayhan dostluğu beraber çevrilen filmlerle de pekişir...
Ayhan Işık'ın başrolünü oynadığı ''Helal Olsun Ali Ağbi'' filmi Turist Ömer serisinin başlangıcıdır... Bu filmde Ayhan Işık'ın Turist Ömer adlı bir arkadaşı vardır ve bu rol Sadri Alışık'a ısmarlama elbise gibi uymuştur… Ona gezmeyi çok sevdiği için arkadaşları Turist adını takmışlardır... ''Turist'' traş olmaz, gri pantolon, ekose gömlek, delik fötr şapka ve ökçesi basık pabuç giyen bir adamdır... Espri yapar, karşısına çıkanları, sözle, nükteyle ''harcar''... Ama ''Turist'' iyiliksever, yaşadığı andan ilerisini düşünmez, çalışmaz, işsizdir, içkiye düşkündür fakat kadın problemi yoktur… Karnı acıkınca doyurmak aklına gelir..Beceriksizdir,bu yüzden de sevimli ve cana yakındır... "Helal Olsun Ali Ağbi" filmini seyreden seyirciler sinemadan çıkarken ''Helal Olsun Sadri'ye bu filmde Ayhan'ı yedi, toz etti'' yorumunu bile getirmişlerdir... Böylece Ayhan Işık'ın fiyatı o günün parası ile 60.000'den aşağı düşerken Sadri Alışık'ın fiyatı 5.000'den 10.000'e çıkmıştır... Hulki Saner bu filmden sonra ''Ayşecik Çıtı Pıtı Kız'' ve ''Ayşecik Cimcime Hanım'' filmlerine de aynı tipi koymuştur...Dolayısıyla Erman-Saner firmasının en fazla iş yapan filmleri de 1963'te '' Sadri'li Filmler'' olmuş,1964'te ''Turist Ömer'' adlı film ortaya çıkmıştır..Bu film Sadri Alışık'a yeni ufuklar açmıştır...
Turist Ömer'den sonra en çok konuşulan ve seyircinin en çok sevdiği karakterlerden biri de ''Ofsayt Osman''olmuştur.. Osman Seden'in rejisörlüğünü yaptığı ''Şaka ile Karışık'' filminde ortaya çıkan bu tip çok tutulmuş ve Sadri Alışık'ın en çok iş yapan filmlerinden biri de '' Şaka ile Karışık'' olmuştur...''Ofsayt Osman'' hayatta hiç gol atamamış, hep ofsayt pozisyonunda kalmış bir adamdır... Beceriksiz fakat çok ama çok iyi kalplidir… Çizgili beyaz gömlek, kahverengi yelek, kışın da ceket giyer…''Turist Ömer''den farkı, birçok şey yapmak ister ama kaderi ve talihi bırakmaz… Şansı yoktur. Nihayet son serüveninde bir gol atar, yani bir kızın hayatını kurtarır ve mutlu olur…''Ofsayd Osman'' tipi yerli film seyircisinin çok sevdiği fakir adam tipidir… Fakir, haksever, fedakar ve sevmesini bilen adam... Sadece bunlar yüzünden değil Sadri Alışık'ın oyunculuk yönünden sergilediği başarı dolayısıyla da halkın hafızasına yerleşmiştir... Filmlerin ardı arkası kesilmez… Sadri Alışık herkesin çok sevdiği bir star olmuştur...
Avare filminden sonra sesinin güzelliği keşfedilen sanatçı,45'lik plaklar doldurmuştur, seyircinin ısrarı ve gazino patronları tarafında Sadri Alışık show dünyasına da adım atmıştır... Turist Ömer tipini sahnede de şarkı söyleyerek ve espri yaparak devam ettirmiş ve halkın ilgi odağı olmuştur... Bunun yanı sıra ağırlıklı olarak İstanbul için yazdığı şiirlerinin toplandığı bir kitabı da vardır... Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümünde de okuyan Sadri Alışık çok güzel yağlı boya ve kara kalem tablolara da imza atmıştır...
Ayhan Işık ile olan dostluğu, aile yaşantısı ve kişiliği ile her zaman Türk Halkına örnek olmuş gerçek bir sanatçıdır Sadri Alışık... Sanat yaşamı boyunca aile yaşantısından ve karakterinden asla taviz vermemiş bir çınardır... Türk Sineması'nda bir ekol, bir fenomendir... Hayatta ki en sevdiği dostlarından biri olan içki, bir gün ona ihanet edecek ve ölüm döşeğini getirecektir... O dönemin Cumhurbaşkanı olan merhum Turgut Özal'ın yardımıyla Amerika'ya giden ve ''Mucize Eller'' lakaplı Münci Kalayoğlu tarafından ameliyat edilen altmış beş yaşındaki Sadri Alışık Chicagolu otuz yaşında ki bir gencin karaciğerini taşırdı... 1994 yılında son filmi olan Yavuz Özkan'ın yönettiği Yengeç Sepet'i filminde oynar ve Altın Portakal En İyi Erkek Oyuncu ödülünü alır...
Yeşilçam'ın unutulmaz oyuncularından biri olan Sadri Alışık son nefesini verirken yanında olan eşi Çolpan İlhan o günü, Oradaydım Belgeseli'nde anlattı. İşte Çolpan İlhan’ın ağzından Sadri Alışık'ın yenik düştüğü hastalıkla mücadelesinde yaşananlar:
“Akşamüstü hava kararırken bizim evin kapısı çaldı. Kapı açıldı ve Sadri içeri girdi. Acayip zayıflamış. Kerem ve ben şöyle bir kaldık. Zaten hassas bir günümdeydim, gözümden yaş akmaya başladı. Sanki kapıdan giren Sadri değildi… Amerika’ya gidip organ nakli yapılmasına karar verildi. Çok korkuyordum organ naklinden. Sadri bana giderken diyordu ki; ”Ben şu anda buradayım, ama dönüşte kargoda olabilirim. Kendini buna hazırla.”
Amerika’daki Türkler çok ilgilendi. Üstünde "Turist Ömer Born Again" yazan tişörtler yapıldı… Gözü kapalı yatıyordu. Doktor geldi "Olur mu öyle bir şey" dedi ve "Sadri!" diye bağırdı. Şöyle bir baktı ve gözlerini tekrar kapattı.
Bir an monitörde kalp atışlarının giderek azaldığını gördüm. Sadri’ye bir şey oluyor diye yoğun bakım şefine fırladım. Kalp atışları yavaş yavaş düşmeye başladı. Serumdan sonra toparlanıyor duygusuna kapıldık ama birden gitti! Ondan sonra ne yaptığımı bilemiyorum. İnsanlar dolup taştı. Ben ona sarılıyorum. Sanki içimdeki kuvvet ile onu canlandıracağım gibi bir his taşıyordum. Öylece kaybettik Sadri Alışık’ı.” Çolpan İlhan
1995 yılının 18 Mart'ında yetmiş yaşında iken, ailesine, sevenlerine, canı kadar sevdiği İstanbul'una ve sinemasına veda eder Sadri Alışık.
Acaba Nerdeyim?
Bir sabah uyandığınızda
Beni bulamayacaksınız
Bir hicaz şarkı
Rüzgâr olacak denizlerinizde
Üşüyeceksiniz
Bir rıhtımda tiz bir ıslık
Her kundakta yeni bir yalnızlık
Beni bulamayacaksınız
İstanbul'un üzerinde kavak yelleri
Bir bir gemiler uzaklardan
Sizin eteklerinizde ziller
Sizinle olmayacağım
Anlamayacaksınız… Sadri Alışık.
İnsanın alıp karşısına saatlerce konuşası, eski aşkları hatırlayıp efkarlanası, feneri tartışıp beraberce futbol geyiğine giresi gelen adamdı. O’nu yengeç sepeti çekimleri sırasında halsiz, zor nefes alan, yavaş yavaş son yolculuğuna yaklaşır halde görmek bile onun bizdeki 32 dişi ortada, selam çakan simasını değiştiremedi, ya da Ofsayt Osman olarak hakimleri bile ağlatan, filmi seyredenlerin en sonunda "Gol ulan, Allahına kadar gol" diye bağırtan o yürek parçalayan, Mahsun suratını unutturamadı. Mekanı cennet olsun, beylik bir laf olacak ama onun gibisi zor gelir. Nejat Uygur
Çok iyi bir oyuncu olduğu tartışılmaz bir gerçek. Sinemaya ikinci derece roller oynayarak başladı. Sonraları kötü adam oynadı. Bu filmlerde oyunculuğu dikkat çekti. Komedi filmlerine Ayhan Işık, Belgin Doruk ve Sadri Alışık üçlüsünün başrollerini paylaştığı ’Küçük Hanımefendi’’ serisi ile geçiş yaptı ve gerçek oyunculuğunu bu filmler de göstermeye başladı. Hulki Saner ’’Turist Ömer’’ serisi yaparak Sadri Alışığı oynattı. O yıllarda sinemadan sahneye geçiş modaydı. Pek çok sinemada isim yapmış ünlü kişiler sahneye çıktı. Bu dönemlerde Sadri Alışığa da 45’lik plak yapıldı. Aksaray da Lunapark Gazinosu vardı, orada sahneye çıkıyordu. Sahnede Turist Ömer’in simgesi olan selamını vererek çıkardı. Çok güzel şiirler yazardı. Sahnede şiirlerini okurdu, dramatik fıkralar anlatırdı, kendine özgü bir takım skeçlerle seyirciyi kahkahaya boğardı. Sadri Alışık sinema da dram, avantür, komedi gibi farklı oyunculuklar oynadı. Tiyatro kökenli biriydi. Sahneye çıktığında bu altyapı ona güç verirdi. Sadri Alışığın iş yapmayan, beğenilmeyen bir filmi yoktur, hepsi başarılı filmlerdi. Allah Rahmet eylesin. Yunus Yılmaz- Yönetmen.
Sadri ağabeyi çok uzun yıllar önce tanıdım. Çok filmlerinde beraber çalıştık. Sadri Alışıkla ilgili birkaç anı anlatmak istiyorum. Red kid filmini çekiyorduk. Redkid’e bir at alınacaktı ve bu at’ın çok zayıf olması gerekiyordu. Yeşilköy’den 150 liraya bir at satın alındı. Filmi çekti. At’ın da işi bitti, Prodüksiyon at’ı ormanda bırakmak istedi. Sadri Abi" Ormanda bırakmak olmaz, birine verin" dedi. Fakat at çok zayıftı, kimse almak istemiyordu. Sadri abi bir köylüye bu at’ı parasız olarak verdi. Cebinden bir miktar para çıkardı ve… ’’ Al bunları. Bu da atın arpa parası, at’a iyi bak" dedi.
Eminönü’nde film çekerken bir kişi Sadri Abi’nin kostümlerini minibüsten çalıp kaçmış.’’Hiç üzülmedi. "Helal olsun, beni seviyormuş almış’’ dedi. Ama biz üzüldük. Çünkü giysilerinin devamlılığı vardı, bağlantılı kostümlerdi. Nereden buldu bilmiyoruz bir gün yazıhaneye bir telefon geldi. Adam Sadri ağabeyi istedi telefona. Arayan hırsız.’’ Abi, ben seni çok seviyorum, hatıra olsun diye elbiselerini çaldım" dedi.
Bir gün sete geldi. O neşeli adam gitmiş, başka biri gelmiş. Canı bir şeye çok sıkılıyordu. Merak ettik tabi sorduk’’ Hayırdır abi moraliniz niye bozuk?’’ Üzgün üzgün baktı sonra’’ Çocuklar sormayın sete gelirken İstiklal caddesinden Taksim meydanına kadar yürüdüm, yürürken cebimdeki parayı düşürdüm.’’ Dedi. Tabi biz merak içindeyiz.’’Sonra ne oldu abi?’’ dedik.’’ Ne olacak? Eğildim yere düşen paramı aldım’’ dedi. Bu kadar da şakacı bir insandı. Bunlar gibi pek çok anı var. Kitaplara sığmaz Sadri Alışığı anlatmak. Güzel adamdı. Duygusal bir yönü vardı. Fakir çocukları gördüğünde ağlardı. Bu da onun bilmediğimiz iç dünyasıydı. Ferhat Bakır- Görüntü Yönetmeni.
Her şeyden önce bizim ustalarımızdandı.’’Ah Güzel İstanbul’’ filminde çalışıyorduk. Sanırım Sadri Abi oyunculuğun yanında hem de kamera arkasında reji asistanı olarak çalışıyordu. Mükemmel isimlerden oluşmuş bir ekipti. Şakacı, esprili bir insandı. Aramızda şakalar yapardık, iş başlayınca bu espriler bir kenara bırakılır, herkes işine disiplinli bir şekilde başlardı. Kapris, kibir onda hiç olmadı. O ustalarımızdan sinema terbiyesi aldık. Bu terbiye ile çalıştık, çalışıyoruz. Diğer ustalarımız gibi Sadri Abi de alçak gönüllü, sözü sohbeti dinlenen, yerine göre hareket eden saygıdeğer bir ustamızdı. Necdet Kökeş- Oyuncu.