'Safety Not Guaranteed' (Zaman Yolcuları) filmi için vizyon öncesi film eleştirisi...
24 Temmuz 2013

Zaman yolculuğu yapmayı hiç düşündünüz mü? Ben düşündüm. İleriye gitmek istemedim hiç bir zaman. Geçmiş, daima geçmişe gitmek istedim. Aztekleri, dinozorları görmek istedim. Piramitlerin nasıl yapıldığını görmek istedim. İstedim ama bir türlü fırsat geçmedi elime.

Kenneth Calloway'in (Mark Duplass) gazeteye ilan vermesi ile başlıyor her şey. "Benimle beraber zamanda geriye gidecek birini arıyorum. Şaka değil. Geri döndüğümüz de ücretini alacaksın. Kendi silahını getirmelisin. Güvenlik garanti değil. Daha önce bunu bir kez yaptım". Bu ilanı haber yapmak için Jeff Schwensen (Jake M. Johnson) yanına iki tane stajyer alır ve yola koyulurlar. Annesini kaybettikten sonra sıkıcı ve bunaltıcı hayat yaşayan Darius Britt (Aubrey Plaza) ve asosyal Arnau (Karan Soni) bu yolculuğa yeni şeyler kazanmak için çıkarlar.

Çıkılan yolculuk dışardan bakıldığında yetişkin olmuş üç kardeşin, uzak bir yere tatile gitmesi gibi gözüküyor. Aslında 3 karakterde bir şekilde aşk - seks hayatlarında olmayanı bulmaya gidiyorlar. Nereye mi varıyor bu üç aşk hikayesi, hiç bir yere. Jeff Schwensen (Jake M. Johnson) lise aşkına filmin ortasında geri dönüyor ama sonrasını bilmiyoruz. Darius Britt (Aubrey Plaza) aşık oluyor ama aşkın sonu hava da kalıyor. Arnau (Karan Soni) bekaretini kaybetme girişiminde bulunuyor ama başarılı oluyor mu bilmiyoruz. Olmuş olsa bile sonra neler oluyor hiç bir fikrimiz yok. Havada bırakılan basit sorulardan bir kaçı sadece. Başrol karakteri belli olmayan ve fazlaca başrole aday karakter kullanmanın sorunu bence bu. Yeterince süre yok ve hepsinin hikayesini tek tek anlatamıyorsunuz. Jeff Schwensen (Jake M. Johnson) çok güzel yazılmış bir karakter ve Jake M. Johnson oyunculuğu ile göz dolduruyor ama hikayesi yarım. Jeff'in kendine ayrı bir filmi olsa şiddetle tavsiye ederim gitmeniz için. Bu demek değil ki diğer karakter kötü yazılmış yada oyuncular çok kötü oynamış. Hepsi göz dolduruyor, hepsi çok iyi ama sonları yok.

Her şey çok güzel oturmuş filmin içine. Hiç bir şeyin yabancılığını çekmiyorsunuz. Her şeyin tıkır tıkır işlediği bir filmi bitsin diye bitirmek bütün zevkimi baltaladı. Halbuki ne güzel eğleniyordum izlerken. Zevk aldığım film, güzel bir şekil de eleştireceğim diye düşünüyordum. Ama olmadı. 'Küçük Bayan Günışığı' filminin yapımcılarından diye beklentilerimi yüksek tutarak gittim ama yanlış yapmışım. Pek tavsiye etmiyorum ben filmi. Israrla izleyeceğim diyorsanız sonra 30 dakikasını izlemeyin. Kendiniz tahmin edin. Hayal gücünüzü kullanın. Son 30 dakikayı izlerseniz de kullanacaksınız çünkü...

İyi seyirler.

 YORUMLAR  ({{commentsCount}})
{{countDown || 2000}} karakter kaldı
{{comment.username}}
{{moment(comment.date).fromNow()}}
Uyarı:  Yorumunuz, yönetici tarafından onaylandıktan sonra tüm ziyaretçilerimiz tarafından görüntülenebilecektir. (Bu mesajı sadece siz görüyorsunuz)
{{reply.username}}
{{moment(reply.date).fromNow()}}
Uyarı:  Yorumunuz, yönetici tarafından onaylandıktan sonra tüm ziyaretçilerimiz tarafından görüntülenebilecektir. (Bu mesajı sadece siz görüyorsunuz)