Hani bazen bir filmden çıkarsınız ve etrafa hafifçe kulak kabartırsınız ya...İşte o zaman filmle ilgili olumlu ve olumsuz yorumlar dinlersiniz tıpkı müzik dinler gibi tepkisizce. Etraftakiler bir şeyler mırıldanır, fikirlerini dile getirir ve siz hiç yorum yapmadan hafifçe gülümsersiniz sanki onun bilmediği bir şeyi biliyormuş ifadesiyle. Aslında evet onun bilmediği bir şey biliyorsunuzdur; kendi fikriniz!

Film çıkışı işte tam da bu bahsettiğim belli belirsiz gülümseme ile etrafta dolanırken fark ettim ki; koca salonda filmi yalnızca ben beğenmişim! Üstelik kimseye de söyleyemedim çünkü herkes öyle veryansın ediyor ki, her halde fikrimi dile getirsem beni aforoz ederlerdi. 

'Senaryo berbat. Ashton korkunç bir iş çıkarmış. Televizyon filmi mi bu, yoksa sinema filmi mi?' ve daha nice söylemlerin arasından çıkıp filmin neden bu kadar sevilmediğini anlamak için kendime sessiz bir yer buldum. Elbette haklı oldukları kısımlar vardı. Jobs'ı canlandıran Ashton Kutcher, bu yılın Muhteşem Yüzyıl'ın yeni Hürrem Sultan seçiminden sonra ki en kötü rol seçimiydi bana sorarsanız. O kadar hazırlanmasına rağmen gördüğüm en başarısız taklit uyarlamasıydı diyebilirim. İzlerseniz siz de göreceksiniz; film çekilmiş de Jobs'ı oraya sonradan yapıştırmışlar gibi gözüküyor. Sanki Kutcher tek bir Jobs videosu izlemiş ve yaş, yer, durum, zaman ayırmaksızın her yere aynı Jobs'ı kopyala, yapıştır yapmış. Bu kadar mı yavan durur bir taklit. Ayrıca Jobs'ın ne karakteri, ne huyları, ne de davranışları Ashton Kutcher'ın bebek yüz ve masum bakışları ile hiçbir tutarlılık sergilemiyor. Şahsen tip olarak da filmde en az gerçeğine benzeyen kişi o olduğunu düşünüyorum. 

Filmin gidişatı ise... Evet kabul ediyorum. Heyecan dorukta bir film değildi. Ayrıca pek çok şey atlanmış ve Jobs'ın hayatı hakkında bilgisi olmayan kişilerin anlatım eksikliklerinden ötürü çok fazla kafasının karışacağı da aşikar. Ellerinden geldiğince Jobs'ı, hem iyi yanları hem de kötü yanları ile objektif bir biçimde ortaya koymaya çalışsalar da Apple ürünleri ilahlaştırmaları filmin asıl yapım amacının ne olduğunu üzücü bir şekilde ortaya koyuyor. Sosyal sorumluluk açısından ise gençlere uyuşturucu maddelerin, geçimsiz davranışların ve yapılan her kalleşçe hareketin eğer bir dahi isen mubahmış gibi gösterilmesi çok kişiyi çileden çıkardı.

Fakat ben bunları duyup, sonra da silik bir gülümseme ile aralarından ayrıldım. Tamam çok fazla kusuru var filmin ama, bence güzeldi... Amacınız bağcıyı dövmek değil de üzümü yemekse illa ki filmin içinde keyif alabileceğiniz şeyler bulabiliyorsunuz. Ben derim ki şöyle bir dikkat kesilip filmi izleyin. Çünkü bu gün deha diye tanınan bu adamın hayatı gerçekten garip bir hayat ve izlemeye değer.

 İyi seyirler...