Üye değil misiniz?
Aktivasyonunuzu tamamlamadınız!
Zaten bir hesabınız var mı?
"Deniz mi? Benimki de Engin. Biz ikimiz, senle beraber 'engin deniz' oluruz." Genç kızın ismini öğrenen delikanlı bunları söylüyor. İlişkileri gerçekten de 'kocaman, korkunç dalgalı engin bir deniz' gibi olacaktır. "Ben o dalgalara göğüs germeye hazırım" diye devam etmişti. Ama 'Bar Kızı' olduğunu öğrenince hakaret ve tokat dâhil yapmadığını bırakmıyor. Herhalde "Ben o dalgalara göğüs germeye razıyım, eğer her şey 'benim istediğim gibi olursa' demek istedi galiba."
'Babası milyoner' delikanlı ile annesinin hastalığına para yetiştirebilmek için şarkıcılık yapan genç kızın öyküsü.
Yaz aylarında çekilen film 21 Kasım 1966, Pazartesi günü (Beyoğlu) Şan, (Kadıköy) Feza, Şık sinemalarında gösterime girmiş. 87 dakika sürüyor ve 15 dakikası şarkı. Hostes olarak göreceğimiz Figen Han'ın ilk filmlerinden.
Ankara'dan kalkan THY uçağı, Yeşilköy'e 'Societa Aereo Mediterranea' uçağı olarak iniyor.
Uçuş sırasında çok neşeliydiler. Genç kızın mide bulantısının nedenini bulmuş(!) delikanlı. "Merak etmeyin irtifadandır. Fırtınayı aşağıda bıraktık. Durun size limon kolonyası vereyim. İyi gelir." Sonra iltifat başlar. "Gözlerinizin içi güldü, yüzünüz aydınlandı. Gülümsemek size çok yakışıyor. Çok güzel olduğunuzu söyleyebilir miyim size." Askerliğini yedek subay olarak yapmış. Şimdi evine dönüyor. Ama insan yalnız başına mutlu olamazmış ki. "Son zamanlarda yalnızlık canıma yetti. Tezkereyi alır almaz ilk rastladığım kıza âşık olmaya karar verdim." Üstelik çok cesur. "Hostese değil, size" diye devam eder. Deniz de rövanşı alırken cin gibi; "Bana mı? Merak etmeyin irtifadandır. Malum ya fırtınadan kurtulmak için yükseldik. Kolonya vereyim size. İyi gelir."
Filmde 3 otomobil var. Kaya'nın Yeşilköy'de kullandığı (sonlarda Engin'e çarpan) ['Beyoğlu Piliçleri' (1963); 'Gençlik Rüzgârı' (1964); 'Tamirci Parçası' (1965) ve 'Kolejli Kızın Aşkı'ndan (1966) anımsadığımız] '34 AH 992' plakalı Pontiac; Engin'in Deniz'i evine getirdiği ['Ömrümün Tek Gecesi' (1968); 'Aşkım Günahımdır' (1968) ve 'Son Mektup'ta (1969) göreceğimiz] (Ediz Hun'a ait) '34 EH 029' plakalı Chevrolet/Corvair; Ayrıldıkları tepede duran ['Suçsuz Firari' (1966); 'Beyoğlu Esrarı' (1966); 'İdam Mahkûmu' (1966); 'Aşk Mücadelesi' (1966); 'İntikam Uğruna' (1966); 'Kolejli Kızın Aşkı' (1966) ve 'Kardeş Kavgası'ndaki (1967)] '34 FR 689' plakalı Ford.
Filmin çevrildiği aylarda 'Anadol' üretime başlamıştı. 'Karlı Dağdaki Ateş' (1969) ve 'Buğulu Gözler'de (1970) göreceğiz ama 'başroldeki' Amerikan arabalarının yanında sanki 'figüran' gibi kalacaktır. 'Biricik müttefikimiz', inceden inceye ve her konuda 'eziklik' duygumuzu derinleştiriyor.
Engin, fabrikatör-müteahhit Galip Kurt'un oğlu. Mesleğini öğrenemesek de yüksek tahsilli. Paracı babasına "Benim evliliğim paradan daha sağlam bir temele dayanacak; Aşkımıza" diyebilecek kadar özgüvenli. Sevgisi tahterevalli gibi. İnip çıkıyor. Evleneceği kızı, barda çalıştığını öğrenince tokatlayıp kovar. Sonrasında aşk acısıyla perişan olup meyhanelere düşer.
Deniz Uluçay. Sahne soyadı 'Akın'. Yatalak annesi-Mahmure Handan'ın ameliyat parası için yapmadığı özveri yok. Zavallı kadına 'bir sigorta şirketinde çalıştığını' söylemiş. Gece geç gelişleri 'fazla mesaiden'! Önceleri Kulüp 77'deydi sonra Tepebaşı'ndaki Kazablanka'ya ve nihayet Kristal'e geçer. "Şapkalı ve kara bıyıklı kapıcı sanki orada değil Manhattan'daki Waldorf-Astoria'da çalışıyor. Öylesine azametli."
Patron Kaya'ya söyledikleri dönemin aile yaşamına bir ışık; "Benim özel hayatıma ne hakla karışıyorsun? Kocam mısın yoksa babam mı?" Ayrıca Engin'e "Abim bekliyor beni. Bizi beraber görmesin. Bir erkekle arkadaşlığımı iyi karşılamazlar. Ailem mutaassıptır" demişti. Kadınlar hep bir erkeğin koruması altında. Ayrıca, bu tip filmlerde olmazsa olmaz, "Sen soylu bir ailenin zengin çocuğusun, bense bir bar kızı" sözlerini duyarız kendisinden.
Öylesine temiz ki patronu Kaya "O'nun hayatına hiçbir erkek girmedi. Ben bile" diyecektir. Sözcük sözcük aynısını 'Hüzünlü Aşk'taki (1969) Vural-Ekrem Bora da söyleyecektir.
Galip Kurt çok sert bir işadamı. İnsanın en vefakâr arkadaşı, işiymiş. Engin de "Babamı bilmez misin anne. O çalışmadığı zamanlar daha çok yorulur" demişti. İki kez fabrikatör olduğu söyleniyor. Ancak O'nu hep bir müteahhit gibi 'en geç üç ay içinde yetiştirmesi gereken blok inşaat'ta görüyoruz. Evleri Armatör Suat Sadıkoğlu'nun Ortaköy'deki yalısı. Hep orkestra elemanı olarak görmeye alıştığımız Erdoğan Üçkaya'nın resmi var bir duvarda. Askerden gelen oğlunu "Hey maşallah, armut dibine düşermiş. Kurttan kurt çıkar. Hey be, kurt oğlu kurt" övgüsüyle karşılamıştı. 'Bar Kızı' ile evlenmesi söz konusu olunca, bu kez 'akılsız oğlum' diye demediğini bırakmıyor.
'Gelgeç bir heves denemesi olsa öpüp başına koyacak'mış! Ama evlenmeye kalkması! İşin ilginç yanı, bu evlilik meselesinden önce, Kulüp 77'de genç kızı pek beğenmiş ve 'süt kuzusu'na benzetmişti. (Karısına göre 'her gece eve geç gelmesi fazla mesai'den! Deniz'in annesi de aynı durumda). Şantiyede işçilere 'en sevecen' seslenmesi "Durmayın be çalışın. Ne duruyorsunuz" şeklinde. Çok şükür Onları kırbaçlayıp aslanlara atmıyor!
Kaya ile yaptığı işbirliği sonucu neredeyse vesikalı olacak Deniz için "Hayatta herkes layık olduğu mevkii bulur" demişti. Dümen O'nun, ceremesi başkasının.
Kaya filmin kötü ancak tutarlı kişilerinden. Hangi sahnede olursa olsun hep aynı derece sinir bozucu. Deniz'in bir bardak şampanya boca ettiği Nedim'i sakinleştirmeye gelmiş. "Çok özür dilerim Abicim. Bu karıların arada bir namus nöbeti tutuyor. O da size rastlamış Abicim."
Bu kızı 'düşürmenin' zorluğunu şöyle izah ediyor; "Belli mi olur Nedim Abi. Avcılık bu. 40 gün taban eti, bir gün av eti değil mi?"
Gazinodaki bayanlar için çok sevecen! "Yerine göre kiminin abisi, kiminin babası, kiminin kocası oluruz." Birazcık çıkarı olduğunda Onları anında satıyor. Engin'i "Amma yaptın Abi, namusu kim kaybetmiş de O bulacak. Hem namuslu karının bizim dükkânda işi ne?" diye dolduruşa getirirken, Deniz'e de "Gözünü açarsan bu herifi inek gibi sağarız. Hele bir ayağı alışsın" demişti.
Anneler çok saf ve o ölçüde tutarlı. İkisi de isimsiz. Deniz'inki filme yatalak başlamıştı öyle bitiriyor. Engin'in annesi ise kocasının ev dışında yaptıklarından habersiz. Sevgisini oğluna vermiş. "Ah, anne olmak ne zordur" havasında. Deniz'in gelinlikle karşısına çıktığı toplantı için 'nişan' diyor.
Silvana Panpani (sonuçlanmayan) nişan/düğünde ve gazinoda hazır ve nazır. İlerde Serdar Gökhan olarak göreceğimiz Nusret Ersöz de iki sahnede gazinodaydı.
'Bar Kızı' bir Erler Film yapımı olduğu için yüzükler de zorunlu olarak Zümrüt Kuyumcu'dan alınır. İstiklal Caddesi, 155 numaradaki dükkânı 'Kardeş Kavgası' (1967), 'Son Mektup' (1969), 'Lekeli Melek'den (1969) anımsıyoruz. Sahibi Mir(i)can Tellelyan değil ama çalışanı Zabel Merdinyan görüntüye geliyor.
Filmdeki melodiler.
'Musical Themes Hollywood USA' uzunçalarındaki (1958) 'Jolly Journey' (Jack Shaindlin) Jenerikte.
Percy Faith'in 'Malaguena' albümündeki (1959) 'Quiéreme Mucho (Yours)' (1931) (Gonzalo Roig /Augustin Rodriguez / Albert Gamse / Jack Sherr) 8 sahnede (Uçakta Deniz'in elini tutan Engin "Yolculuk bitti ama aşk başladı" derken; Deniz, Kaya'ya "Yalvarırım sus. Annem duyacak söyleyeceklerini. Akşama söylersin" derken; Zümrüt Kuyumcu'da yüzük alırlarken; Deniz "Hiçbir zaman fahişe olmadım. İnan hayatıma senden başka erkek girmedi" derken; Altın Ses plak şirketinden gelen mektubu okuduktan sonra; Kaya, koca bir buket çiçekle geldiğinde; Galip özür dilerken; Sondaki meyhanede) kullanılmış.
Werner Müller ve Orkestrası'nın 'Your Musical Holiday in Rio' 33'lüğündeki (1955) 'Tango of Desire' Filmin başlarında Engin annesi ile konuşurken.
Pierre Sellin'in trompetinden 'Manuel Benitez-El Cordobes' (1966) (Gérard Bourgeois / Jean Max Riviére) Deniz, gazinoda Nedim ve Galip beylerle şampanya içerken.
Goldfinger'daki (1966) 'Teasing the Korean' (1.20-1.30 arası) (John Barry) üç sahnede (Kaya, Deniz'in annesine "Kaya geldi, selamı var dersiniz" dedikten sonra; Ahlak Zabıtası memurları otele geldiklerinde; Genç kızın parmak izi alınırken).
Werner Müller (As Ricardo Santos) Orkestrası'ndan 'Caminito' (1926) (Juan de Dios Filiberto / Gabino Coria Penaloza) Gerçekleşmeyecek nikâh sırasında.
'Si minör Manfred Senfonisi, Op. 58; IV. Allegro con fuoco' Galip Bey "Kulüp 77'de çalışıyor. Dans edip şarkı söylüyor" dedikten sonra.
"Sultanîyegâh Sirto'nun Giriş Kısmı (derleyen Sadi Işılay)" 3 sahnede (Çayevinde Engin "Ben senden asla vazgeçmeyeceğim. Seni gerçekten seviyorum" derken; Deniz, otel odasında "Senin karşına bir bar kızı olarak çıkmak istemedim" derken; Başka bir sahnede "Sen soylu bir ailenin zengin çocuğusun. Bense bir bar kızı" derken).
'İçimde Nice Uzun Yılların Özlemi Var (Ağla Gitar Çal Gitar)' (Nihâvend) (Avni Anıl / Ümit Yaşar Oğuzcan) (Enstrümantal) Deniz ve Engin çayevinde buluştuklarında.
"Sevmek ne güzel şeydir//Sonu hicran olmasa//Hayatta her şey olsa//Şu ayrılık olmasa" Boğaz'ı gören tepede Deniz "Senden başka hiçbir erkek yok hayatımda" derken.
'Değdi Saçlarıma Bahar Küleği (Nazende Sevgilim)' Deniz ve Engin yemekteyken.
'Hani O Bırakıp Giderken Seni (Veda Busesi)' (Muhayyer-Kürdî) (Yusuf Nalkesen / Orhan Seyfi Orhon) 2 sahnede (Ayrıldıkları gün ağacın altında konuşurlarken; Engin, Deniz'in afişlerine bakarken).
'Azize (Ellerimden Ellerin Ayrılmasın)' (Muhayyer-Kürdî) (Suat Sayın) Meyhanede.
Filiz Akın, Sevim Şengül'ün sesi ile 7 şarkı söylüyor.
'Söyle Naz mı Bu Kaş Çatış' (Kürdîli-Hicazkâr) (Yusuf Nalkesen) 2 sahnede (Kazablanka'daki ilk şarkı; Meyhane plaktan).
'İçimde Nice Uzun Yılların Özlemi Var' Kristal Gazino'da.
"Sevmek ne güzel şeydir//Sonu hicran olmasa//Hayatta her şey olsa//Şu ayrılık olmasa" Galip'in özür dilediği gece gazinoda.
'Aşka Gönül Vermem Aşka İnanmam' (Nihâvend) (Ahmet Baki Çallıoğlu) İkinci gazino sahnesinde gerçekleşmeyen nişandan sonra.
'Gönlümde Açmadan Solan Bir Gülsün (Senede Bir Gün)' (Hicaz) (Şekip Ayhan Özışık) 3 sahnede (Engin meyhanede içerken-plaktan; İkinci kez meyhanede-plaktan; Film biterken Deniz meyhaneye geldiğinde).
'Çatılmış Kaşlarınla Kime Düşman Gibisin' (Hicaz) (Yusuf Nalkesen) Engin gazinoya geldiğinde. (Sevim Şengül söyleyişinde 'kime' kısmı 'sanki' olmuş).
'Şebnem'; "Gözün aygın baygın//Saçların tel tel//Çehrende bir melal//Gözlerinde nem//Ağlayışın güzel//Gülüşün güzel//Yanağın goncadır//Gözyaşın şebnem." (1966) (İbrahim Özoral / Zeki Yağmurdereli) film biterken plaktan.
Deniz'i Jeyan Mahfi Ayral; Engin'i Hayri Esen; Kaya'yı Erdoğan Esenboğa; Galip'i Cahit Irgat; Engin'in annesini Nevzat Okçugil; Nedim'i ve (Deniz için) "Öteki gün gazinonun önünde gördüm. Karı bir içim su be. Sesi gibi kendi de güzel" diyen meyhane müşterisini Rıza Tüzün; Lale Belkıs 3 kişiyi (Hostes-Figen Han, Deniz'in annesi ve "Ne oldu, ayrıldınız mı" diye soran bar çalışanını Lale Belkıs seslendirmiş.
İlk dakikalardaki uçak yolculuğu; Yeşilköy; Kaya-Turgut Özatay; Galip Kurt-Cahit Irgat; Nedim-Feridun Çölgeçen; Meyhaneci-Necdet Tosun ve borulu gramofonu; Engin'in annesi-Nevzat Okçugil; Deniz'in annesi-Mahmure Handan; Nişan konuğu Silvana Panpani; Kaya'nın gazinodaki adamı Erdoğan Seren; Kazablanka ve Kristal gazinoları; Ada Palas oteli çok güzeldi.
Nedim, Deniz'e "(Galip'i işaret ederek) Bu gördüğün adam hakiki bir kurttur. O'na fazla sokulma alimallah seni çıtır çıtır yer" demişti. 'Kurt' da gevrek gevrek gülerek "Bizim kurtluk iş hayatında. Burda sökmez. (Genç kızı göstererek) Dünyada böyle kuzular olmasa kurtların hali nice olur?" karşılığını veriyor. Aynı 'kuzu', gelin namzedi olunca işadamındaki değişim parmak ısırtıyor. Yakıştırdığı sözcükler 'kahpe'. Oğlununki ise 'armut dibine düşer'i aşacaktır; 'Seni gebertmeliyim (sonradan "Ellerimi senin pis kanınla kirletemem" diyecektir)'; 'Alçak'; 'Rezil karı'; 'Aşağılık'; 'Bayağı'; 'Kahpe'; 'Senin bu yaptığını dişi köpekler bile yapmaz'; 'Mutaassıp ailenin fahişe kızı'. Ancak sonrasında söyledikleri asıl nedeni gösteriyor; "Senin yüzünden herkese kepaze oldum." Tüm yaşantımız 'çevremizdekiler ne der' korkusuyla geçiyor.