Üye değil misiniz?
Aktivasyonunuzu tamamlamadınız!
Zaten bir hesabınız var mı?
"Vakıa, hayli zamandır kadınların çalışmalarına alıştık, alıştık ya, fakat şoförlük, muallimelik hemşirelik gibi bir şey değil ki... Ve minel garaip." Haldır huldur Kore Savaşı'na girmişiz; Dolar 9 lira olmuş; Marshall Planı ve IMF ile gelen yardımlar, krediler; 1959 Uluslararası Geçim İndeksi'nde pahalılıkta rakipsiziz. Berber Hüseyin'in dükkânındaki mahalleli bunları değil de Nebahat'ın şoförlük yapmasını 'şaşılacak ölçüde garip' buluyor.
Dört 'Şoför Nebahat'ın ilki. Ağustos-Eylül (1959) aylarında çekilip, 04 Ocak 1960, Pazartesi günü (Beyoğlu) Şan; 05 Ocak 1960, Salı günü (Kurtuluş) Yeni Atlas; 06 Ocak 1960, Çarşamba günü (Beyoğlu) Lüks sinemalarındaki suarelerle gösterime girmiş. Atıf Yılmaz önce kabul edip sonra vazgeçince yönetmenlik için 'o yılların genç ve ümit verici rejisörü' Metin Erksan'la anlaşma yapılmış. Tuncan Okan "1958'de 'Dokuz Dağın Efesi' ile meslektaşları arasında sivrilme imkânını elde etti" diyor Erksan için.
Jenerikte Selahattin İçsel'in adı 'Selahattn'; Mehdi Yeşildeniz'in soyadı 'Yesildeniz'; Görüntü Yönetmeni Ernst Ritter von Theumer'in orta ismi 'Rtter'; Araksi Hebo, M. Araksi olarak yazılı.
'Dolmuş Emirgân 200 Kr.' Filmin başlangıcı Nuri Baba'nın 'Son Sefer'i ile. Bunu, artık evine gedeceğini belirtmek için söylemişti. Dolmabahçe Saat Kulesi'nin oralarda adamcağız gerçekten 'gitmiş'. Sağ arkadaki yolcu "Gördünüz mü aksiliği. Yetişebilirsen yetiş artık" diye yakınıyor.
Filmde adı olmayan karısı, yetişkin kızı Nebahat, ilkokul 5. sınıf öğrencisi oğlu Çetin "Muhakkak sinemaların dönüşüne kalmıştır" diye bekliyorlar. Nigar da konuk. Geç olduğu için gitmek ister. "Canım, niye geç olsun. Daha babam bile gelmedi... Bırak şu gitme lafını da bir tatlı tarafından aç" diye engel olur Nebahat. "Şimdi lafların en tatlısı da senin evlenmen" diyor arkadaşı. "Doğru ama tadından içim bayılacak. İki yıl oldu nişanlanalı hâlâ evleneceğiz." Kahramanımızın yanıtı böyle.
Genç kızı daha önce Gececi Neşet istemiş. Hatta Nuri Baba'ya 'taksitle araba versin' diye Ateşoğlu'na dil bile dökmüş. Ama nişan Seyfi ile. Şimdilik!
Rahmetliyi toprağa verdikten sonra aile perişan. Ev sahibi, bakkal, kasap. (6. dakikada ev sahibi Albay'la konuşurken 3 aylık olan ödenmemiş ev kirası, 19. dakikada Seyfi ile tartışırken 2 olur.) Arabanın borcu da 'olduğu gibi duruyor'. İki küsur yılda hiçbir şey ödenmemiş.
Genç kız, işin başa düştüğünü anlamış. Tek kurtuluşları 50 model 'T. 54 222' plakalı Dodge. O acı günün ertesinde arabaya biniyor. Bu sırada koltukta deri bir ceket var. Nuri Baba'dan kalan son hatıra izlenimi verilmek istenmiş. Oysa rahmetlinin üzerinde kumaş ceket vardı.
Deve Salim'in Ateşoğlu'ndan ricası ile dolmuşa bir şoför bulunur; Neşet! Bu, belki de en gereksiz çözümdü. Aileye kuruş koklatmaz Gececi.
Nuri Baba 'günün birinde lazım olur' diye kızına ehliyet aldırtmış. Araya kimseyi katmadan Nebahat çalışmaya başlayabilirdi.
Gececi Neşet. Tertemiz kıyafet, briyantinli saçlar. Dışı 'cilalı' ama içi hiç öyle değil. Konuşurken dişlerinin arasından tükürüyor. Sanki hayatı başkalarına zorlaştırmak için yaratılmış. Pabuçları bile boyacılar debelensin diye çift renk. Yaptıkları kötülüklere karşılık, filmin sonunda, şoförlerden iyi bir dayak yediğini göreceğiz.
Durum içinden çıkılmaz bir hal aldığında 'tüyüşü' "Gececi Neşet, gider"; Ateşoğlu'nun bir isteğini iletmesi de "Elçiye zeval olmaz" sözleri ile.
'Segâh Peşrev' (Neyzen Yusuf Paşa) olan sahnede günlerdir neden para getirmediğini sormaya gelen Nebahat'a "Paraları Ateşoğlu'na yatırıyorum her sabah, öyle istedi. Malum arabanın ödenmemiş taksitleri. Benim de hakkım var. Birkaç da tamir çıktı bu hafta. Sen sağ ben selamet" diyor. Sonra da çapkınca bir ilave; "Bir tek yolu var bu işin. Anlıyorsun değil mi, Seyfi'yi sepetlersen." Bu sırada yarı çıplak kız arkadaşı ['Şoför Nebahat ve Kızı'ndaki (1964) Nebahat'ı seslendirecek olan Alev Koral'ın sesi ile] "Neşet, ulan Neşet, nerdesin" diyerek kapıya gelir.
Mahallede, özellikle kadınlarla ilgili bilmediği yok. Hüseyin'in Berber Salonu'nda "Hatırlar mısınız, Hacı Bey'in torunu da 'sahneye çıkacağım' diye tutturmuştu... Sahi yahu, ne oldu o kız" diyen Selahi İçsel'e yanıt yine bizimkinden; "Orasını abine sor. Yeşil Bar'da görmüşüm ki bildiğin gibi değil."
Filmin sonundaki kaçırma sahnesinde Nebahat'a 'niyetliydi'. Ateşoğlu "Sen benim arabayla Selma'yı götür" dediğinde önce "Fakat Patron... Olur mu canım" diye biraz bozulur ama sonra "Zurnada peşrev olmaz ne çıkarsa bahtına" diye kaderine razı oluyor!
Salim hep yardımsever ve iyi. Haklarında söylenti çıktığında bile genç kızın koruyucusu. Nedenini kendisinden öğreniyoruz; "Vaktiyle Nuri Baba az mı bize iyilik etti. O tutmasaydı elimizden çoktan ezmişlerdi Deve Salim'in başını."
Fazla uzayan nişanlılık Nebahat'ın tek yakınmasıydı. Çalışması gerek ama Seyfi ve annesi Raziye Hanım karşı çıkıyor. "Aile şerefimiz var bizim." Nebahat'ın annesi, bu tip fikirlerin değişebildiğini yaşayarak görmüş; "Biz de bugüne kadar öyle düşündük ama zaman değişti."
Seyfi'nin "Ben zaten muhalifim anne" diye başlayan sözlerinden CHP'li olduğunu düşündük(!) ama bu, başka bir 'muhaliflik'miş; "Benimle evlenecek kızın erkekler arasında çalışmasına müsaade edemem." Diğer gerekçeleri; "Elâlem ne der", "Mahallenin ağzına sakız olacağız" ve "Anneme ne derim sonra".
Şehir hatları vapurunda ve evde "Hayır çalışmanı istemiyorum, istemiyorum, istemiyorum. O kadar" diye yırtınıyordu. Ve beklenen tehdit; "Ya edebinle evde oturursun ya da... Bozarım nişanı. Anladın mı, 'çatır çatır' bozarım." Aile para sıkıntısından bunalmış. Nuri Baba'nın elbiselerini bile satmışlar, bankacımız durumlarını anlamıyor bile. Gerçekten de 'çatır çatır' bozulur nişan. Mutluluğu Bülent'te bulacaktır genç kız.
Raziye Hanım da "Şerefimiz iki paralık oldu. Mahalleye kepaze olduk... Bugün atmazsan nişanı yüzüne Seyfi adlı evladım yok benim, anladın mı? Yoksa sütümü helal etmem. Çatlasın şıllık. Benim oğluma kız mı yok. Nigar'ı alacağım sana" diye tutturunca olacaklar belli. Böyle bir şeye dünden hazır olan Nigar da gerçekten 'iyi' arkadaşmış.
Mesleki yönden Nebahat yine de şanslı. Kendisinden önce dolmuş şoförlüğüne başlayan Beşiktaşlı Hayriye ve Deve Salim'in 'adını bilmediği' bir bayan daha var. Sonuçta deri ceket, saçlarını içine topladığı kasket, ağızda sigara ile biraz erkekleşerek tam bir şoför olur. 1970'deki çevrimde deri pantolon da giyecektir. 60'da cesaret edememişler.
Çetin, ailenin ikinci ve son çocuğu. Nigar'a göre "Sonlamalar çok sevilirmiş". Bir özelliğini annesinden duyuyoruz; "Bu çocuk da bayılır insan içinde uyumaya."
"Şoför Nebahat//Canımıza can kat" diye alay eden mahalle çocuklarıyla dövüşüyor. Şoförlük yapmamasını istediğinde "Bak Çetin, arabanın taksitini ödememiz lazım. Evin masrafları da var. Hiçbir zaman seni utandıracak bir harekette bulunmayacağım (bu cümle, çocuk da olsa erkeklerin toplumda daha etkili olduğunu düşündürdü). Dayanmamız lazım Çetin. Birbirimize güvenmemiz lazım" yanıtını alır ablasından.
Nebahat da bir gün bunalıp "Vazgeçmek lazım galiba şoförlükten. Söyleyenlerin hakkı varmış, kadın işi değil bu" demişti. Ama ev sahibinin 'kira için çektiği protesto'yu görünce daha bir şevkle çalışmaya başlar.
Salim ve Bülent bile başlangıçta 'elinin hamuruyla' gibi şeyler söylemişlerdi. Genç kız kendini kanıtlar. "Nuri Baba O'na çifte su vermiş ki çelik gibi olmuş." Bir süre sonra dövmedik adam bırakmıyor.
Trafik Nizamnamesi uzmanı Rıza-Semih Sezerli "Eceli gelen köpek Nebahat Abla'nın karşısına çıkar" diyecektir.
Ateşoğlu öylesine kötü ki bu adı unutulmuş. Şimdi 'Leşoğlu' diyorlarmış. Evinde her gece bir dansöz var. 'Abbase', 'Nurhayat' ve 'Sibel' sayabildiklerimiz.
Nebahat'a yaptığı yardımın nedenini şöyle açıklıyor; "Yemliyoruz işte. Yakında avcumuza düşer." Ancak odasına alıp da 'perdeleri kapatamadığı' tek kadın yine Nebahat olur. Üstelik bir güzel sopasını yer. Yine de durumu tam olarak anlayamıyor; "Ulan şıllığa bak be. Aklı sıra bana kendisini pahalıya satacak."
Bülent, Hukuk'u bitirince Mersin'e dönmemiş artık. "Burda bir yazıhane açtım. Bir takım dostlar edindim. Önceleri memnundum hayatımdan" diyor. Sonradan pişman olacağı şekilde Vişnezadelerden Selma ile nişanlanmış. "Sen menfaatlerine, ben hislerime kapıldım bir müddet, hepsi o kadar. Bu kadar çürük temeller üzerine sağlam bir aile inşa edilemez" diyecektir.
Genç kızın babası Sezai 'pul', annesi 'fal' meraklısı. Aile, dededen kalma serveti har vurup harman savurmuş. Para kazanmasını değil ancak yemesini biliyorlar. Şimdi 'taşralı bir avukatın 3-5 kuruşuna muhtaç' olmuşlar. 'Jigolo' Orhan hem annesini hem de kızını idare ediyor. Selma sonradan Ateşoğlu ve Neşet'le de beraber olacaktır. Ateşoğlu'nun dediğine göre 'teni, dansözlerinkinden de güzelmiş'.
O günlerde (Ekim 1957) '30 yıl sonra Küçük Amerika olacağımız' söylenmişti. Oysa film çekilirken, en azından ulaşım sektöründe, olmuşuz bile. Arabaların tümü Amerikan; Benzin istasyonu Shell; Lastikler Good-Year.
Nebahat'ı Adalet Cimcoz; Bülent'i Kenan Pars; Deve Salim'i Kemal Ergüvenç; Mıstık-Sami Hazinses'i Zafer Önen; Erol Taş'ı Erdoğan Esenboğa seslendirmiş.
Filmdeki enstrümantal melodiler.
'Şoför Nebahat' (Sami Hazinses) 2 sahnede (Jenerikte; Nebahat, şoför olarak çalışırken).
'Segâh Peşrev' (Neyzen Yusuf Paşa) 3 sahnede (Bakkal, Çetin'e "Bak oğlum, annene söyle, zaten rahmetli babanın bir sürü borcu var. Hepsinden vazgeçtik ama bundan sonra eline para vermeden seni yollamasın. Anladın mı" derken; Ev sahibi Albay, gelip kirayı istediğinde. Bütün geliri bu evden aldığı kiraymış. "Emekli aylığı ne ki."; Neşet, evine gelen Nebahat'a, manalı manalı laflar sözlerken).
'Bekledim de Gelmedin' (Nihâvend) (Akordeon ile) (Yesari Asım Arsoy) 2 sahnede (Nebahat ve Salim, Ateşoğlu'nun ofisinden ayrılırken; Salim Nebahat'ın annesine "Bizim kız, sanki Beyoğlu Caddesi'nde gezmeye çıkıyor" derken).
'Ey Güzel İstanbul Benim Sevgili Yârim' (Nihâvend) (Kadri Şençalar / Vecdi Bingöl) 2 sahnede (Salim, İstanbul yollarında Nebahat'a şoförlük dersi verirken; Nebahat, Niyazi Vanlı'yı dövdükten sonra).
'Her Gece Barda Gönlüm Hovarda' (Kadri Şençalar) Nebahat, sırtında deri ceket, ağzında çiklet sefere çıkarken.
'Hatırla Ey Peri O Mesut Geceyi' (Nihâvend) (Muhlis Sabahattin Ezgi) Fikret Uçak, dolmuşun arka koltuğunda sevgilisi ile öpüşürken.
'Torna a Surriento' (1902) (Ernesto De Curtis) 2 sahnede (Bülent "Herhangi bir müşkülünüzde mutlaka arayın beni. Elimden geleni yaparım" derken; Bir başka sahnede "Saat 11'de sizin durağa geleceğim. Nüfus cüzdanını almayı unutma" derken).
'Hicaz Oyun Havası-Raks Bedia' (Haydar Tatlıyay'ın kemanıyla) Ateşoğlu'nun davetinde Sibel dans ederken.
'Nihâvend Makamında Fon Müziği' 2 sahnede (Nebahat'ın annesi "Çekemiyorlar seni. Her şey Neşet olacak herifin başının altından çıkıyor. Seyfi de Nigar'la evlenecekmiş" derken; Çetin "Şoförlük yapmasan olmaz mı Abla" derken).
'Dalgalandım da Duruldum' Çatladıkapılı Rıza, sarhoşken dolmuşta söylüyor.
'Son Ümidim de Bitti' (Hicaz) (Sadettin Kaynak / Mustafa Nafiz Irmak) Nebahat, Çatladıkapılı Rıza'yı dövdükten sonra.
'Sevdim Seni Ey İşvebaz' (Nihâvend) (Tamburi Cemil Bey) 3 sahnede (Bülent "Hukuku bitirdikten sonra Mersin'e dönmedim artık. Burada bir yazıhane açtım" diye anlatırken; Nebahat'ın annesi "Nüfus kâğıdını aldın mı? Hayırlısı neyse o olsun" derken; Hastane önünde Selim, Bülent'e "Nebahat çok lafını etti senin" derken).
'Şehnaz Longa' (Santuri Ethem Bey) Meyhanedeki kavgada.
'Historia De Un Amor' (1956) (Carlos Eleta Almaran) Gazinoda, Bülent "İyice düşündüm taşındım. Ondan sonra senle evlenmeye karar verdim" derken). Bu şarkıyı Ertan Anapa, Yalçın Ateş 6'lısı eşliğinde ve Sezen Cumhur Önal'ın Türkçe sözleri eşliğinde plak yapmıştı (1969); 'Benim Bütün Dualarım Seninle'.
"Sultanîyegâh Sirto'nun Giriş Kısmı" (İlk 20 saniye) (Refik Fersan) Filmin sonunda "Her halinle hoşuma gidiyorsun" derken.
'Şoför Nebahat'ı Ahmet Üstün'ün sesi ile 2 kez dinliyoruz. Semih Sezerli'in söyleyişiyle meyhanede ve filmin sonunda. "Haydi, Nebahat Abla//'Doç' arabana atla//Dümenimiz yolunda//Gazla ablacığım gazla//**//Taksim, Şişli, Sarıyer//Durmadan hemen gider//Ablacığım ne olur//İstinye'de duruver//**//Saçları dalga dalga//Canım Nebahat Abla//Sevgilim İstinye'de//Gazla ablacığım gazla."
Renato Carosone and His Saxtet'in söylediği (Carosone) 2 sahnede (Selma, evde Bülent'i baklerken; İçki şişesini kırarken).
Garajdaki Hakkı Usta-Osman Türkoğlu; Oktay-Haydar Karaer; Nuri Baba-Mehdi Yeşildeniz; Raziye Hanım-İclal Genç; Nebahat'in annesi-Araksi Hebo; Çetin-Atilla Engin; Şoför Nizamnamesi 'uzmanı' Trafik Rıza-Semih Sezerli; Özcan-Ajlan Sayılgan; Çatladıkapılı Rıza-Hakkı Haktan; Mehmet-Niyazi Vanlı; 'Bir kadın arar gibi eski bir Fransız pulunun peşinde olan' Vişnezade Sezai-Asım Nipton; 'Banka Memuru' Seyfi-Ziya Metin; Hristaki müdavimi Erol Taş; Deve Salim-Kadir Savun'un 'T. 50 448' plakalı taksisi; Neşet-Talat Gözbak'ın 'T. 52 992' plakalı taksisi; Ateşoğlu'nun 'H. 31 015' ve Bülent-Kenan Pars'ın 'H. 36 056' plakalı hususi arabaları; Baltalimanı Hastanesi; Tekmil Şehremini şoförleri ve '51 364', '52 767', '50 064', '52 235', '50 463', '54 238', '51 633', '53 136', '51 867', '56 131', '55 600', '56 059', '55 674' plakalı taksileri çok güzeldi.
Bir sahnede Nebahat, 26 Eylül 1959 Cumartesi tarihli Yeni Sabah gazetesini okuyor. "2 Gazeteci ve 9 CHP'li Tevkif Edildi". Gazeteciler Hilmi Yavuz ve Egemen Bostancı. Tutuklanan CHP'lilerden Nurettin Sözen 30 sene sonra İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olacaktır. Zaten o dönemde muhalif veya gazeteci olup da hapse girmeyen yok. Muhalif şehirler ise, hapse atılmaları mümkün olmadığından, ilçe yapılmış!
Cevat Kurtuluş'u Vişnezadelerle arabaya binerken görüyoruz.
Nebahat ve Bülent'in iki beraberliğinde 'Torna a Surriento' (1902) (Ernesto ve Giambattista De Curtis) var. 40 ve 50'li yıllardaki Türkçe sözlü şekli; "Deniz ne kadar güzel hoş//Haydi koş dalgalara koş//O sarsın bağrına bizi//Sevelim güzel denizi//**//Kalbimi sana verdim ben//Kucağında uçuşurken//Hep ufuklar tutuşurken//Seni gördüm ben seni//**//Ey mavi sular//Sana bütün duygular//Deniz ne kadar güzel hoş//Haydi koş dalgalara koş."
Nebahat'ı Adalet Cimcoz; Bülent'i Abdurrahman Palay; Salim'i Kemal Ergüvenç; Erol Taş'ı Erdoğan Esenboğa seslendirmiş.
Meyhanede [buranın bir benzerini 'Hızlı Yaşayanlar'da (1964) Şoför Lokantası olarak göreceğiz] Sami Hazinses'in kadın sesiyle söylediği hicazkâr şarkı; "Benim yârim, benim ruhum//Benim yârim, benim mirim//Benim ruhum//**//Senin yârin, benim mirim//Benim ruhum//**//Benim yârim, benim mirim//Benim ruhum."
Nebahat'ın annesi; "Zengin arabasını dağdan aşırır, fakir yolunu düz ovada şaşırır."