“Sen tebrik ediyorsun ama makasa aldığım bir sürü zavallı lanet ediyor bana. İğreniyorlar benden.” Murat, herkesi soyup soğana çevirdiği gece “İyi çalışmışsın ‘Altın Kollu’.
08 Ocak 2014

"Sen tebrik ediyorsun ama makasa aldığım bir sürü zavallı lanet ediyor bana. İğreniyorlar benden." Murat, herkesi soyup soğana çevirdiği gece "İyi çalışmışsın 'Altın Kollu'. Seni tebrik ederim" diyen Nusret'e veriyor bu yanıtı. Nuri de, çok nazik(!) bir şekilde, kahramanımızın gönlünü alır; "Aldırma, itin duası kabul olsa gökten kemik yağardı." Bir başka sahnede  "Eski dost düşman olmaz" diyecektir. Kahramanımızın 'eski dostları' da çetenin 'kozları'; "Alkol, poker ve 'Sarışın Afet' Serap."

Kasım-Aralık, 1966'da çevrilen 'Altın Kollu Adam' 13 Mart 1967, Pazartesi günü (Beyoğlu) Şan Sineması'nda gösterime girmiş. Dişhekimi Bedros Çiçekyan, jenerikte Dr. Çiçekcan şeklinde. 'Prodüksiyon Amiri' Adil Kıbıcı'yı, kumarhane sahibi Ali-Hüseyin Güler'in ortağı olarak görüyoruz.

Filme kaynaklık eden 'The Man with the Golden Arm'da (1949) (Nelson Algren) Chicago'daki Polonya asıllı Amerikalılar anlatılıyor. Hollywood'un, 'National Book Award' (1950) ödüllü romanı biraz değişiklikle ele alması 1955'te. 2. Dünya Savaşı gazisi 'morfinman' Frankie, Kentucky'deki bir hastanede 6 aylık tedaviden sonra bağımlılıktan kurtulmuş. Artık 'temiz'. Burada bateri çalmasını da öğrenmişti. Bir orkestrada çalışmak arzusuyla Chicago'ya döner. İşsizlik, Sophia ile iyi gitmeyen evliliği ve üstesinden gelemediği bir yığın sorun. Sonunda morfin ve kumara tekrar başlar. Elleri titremediği zaman 'Zero' Schwiefka'nın en iyi 'krupiyesi'. Ardı arkası kesilmeyen krizleri 'Şık' Louie Fomorowski'nin iğneleri ile geçiştiriyor. Ama nereye kadar. 'Sparrow' Saltskin ve 'konsomatris' Molly Novotny, en iyi dostları. Bu morfin mücadelesi, filmden farklı olarak, Frankie'nin kendisini asması ile sonuçlanıyor.

Kitapta uyuşturucu tedarikçisi Schwiefka'yı Frankie öldürürken filmde bu işi Sophia/Zosh yapmış. Zosh, romanda kalem fenerle (sf. 34), filmde düdükle oyalanıyor. Kitaptan bir başka fark da Sophia'nın ölmesi.

Kitapta hoş bir bölüm var. Üçkâğıtçı Doktor Dominowski masaj yapacağım diye Sophia'nın öyle 'özel bölgelerine' ulaşır(!) ki genç kadın sonunda dayanamayıp "O tarafımla ilgilenmeyi kocama bıraksanız" diyor (sf. 71). Yine kitaptan öğreniyoruz (sf. 69); "Bütün komşular bu herifin asıl Doktor Dominowski olmadığını bilirlerdi. Doktor ölünce kızı, muayenehanesini bu şarlatana kiralamış(tı)."

Eserin ülkemizde yayınlandığı yıl 1979 (Hür Yayın-Çağdaş Yazarlar). [Çevirmen Sevgi Sanlı "La Casa D'irene" (1965) (Nico Fidenco) şarkısına Erkut Taçkın için Türkçe sözler yazmıştı; 'Beyaz Ev' (1975)].

7. sayfada bir özdeyiş var (Alexandr I. Kuprin); "Do you understand, gentlemen, that all the horror is in just this--that there is no horror! (İngilizcesi Bernard G. Guerney)." Sevgi Sanlı'nın çevirisi aslından daha güzel; "Anlıyor musunuz, Efendiler! İşin ürkütücü yanı, artık hiçbir şeyin insanı ürkütmemesi."

Yeşilçam 'morfin ve uyuşturucu' demeye cesaret edememiş. Murat, herhalde daha masum buldular, alkol bağımlısı. Kanının her zerresi zehir dolu. Pokerdeki başarısı nedeniyle 'Altın Kollu Adam' diye anılıyor. İçine nasıl düştüğü belli olmayan çeteye 'tonla para kazandırmış'. Ancak belli saatlerde krizi tutunca 1-2 kadeh içmesi gerek. "Saat gibi mübarek! Her gece bu saatlerde krizi başlar O'nun" diyor Nusret. Nasıl bağımlı olduğu belli değil. 'Tatlı ümitleri içki şişelerinde ararken kirli bir hayatın içinde zehirlenip gidiyor'. Aslında her şeyin farkında. İçki dolu bardak için "Dostum, belki de en büyük düşmanım" demişti. En büyük uğuru ise üzerinde Lale'nin dudak izi olan mendil.

Hayatında iki kişi var. Kardeşi 'Çitlenbik' Ahmet ve 'sevdiği kız 'Çilli' Lale. Lale, bir Doktor. [Evi, 'Bıçaklar Fora'da (1966) Orhan-Ayhan Işık'ındı]. Bizimki de pilot olacaktı ama 'önce babası sonra annesi ölünce' okulu bırakıp 'kumarbaz' olmuş! 'Bir de Ahmet var başında'. O'nun tahsili için her şeyi yapıyor.ereurt

Bir sabah beraberdiler. Öğleden sonra buluştuklarında "Sana anlatacak o kadar çok şeyim var ki Lale" diyor. Aşkın bundan güzel bir tanımı var mıdır?

Kumarhanede el üstünde tutulma nedenini çete reisi Nusret'in sözlerinden anlıyoruz; "Altın gelecek yerden gümüş esirgenmez."

Ali, diğer kumar çetesinin patronu. Kahramanımızı kendi çetesine 'transfer etmek için' yapmadığı kalmıyor. Nezaketten kırılarak bir şişe şampanya gönderirler. Aldıkları yanıt; "Şampanyanızı içmeyeceğim Beyler. Rakının üstüne gazoz gibi geliyor çünkü." Bir başka sahnede dövüyor Onları kahramanımız!

Fenalaştığı bir gece tedavi için gelen Lale'ye 'bu halde görünmek' istemez. Genç kızın sözleri tokat gibi; "Alışığım ben bu haline, sözlerini tutmayışına." Genç kadına göre bizimki 'alkol endikasyonu' içinde. Acaba 'alkol komplikasyonu' mu demek istedi?

Yaptığı işten nefret etmesine karşın özgüvenli biri Murat. Serap'la buluşmasına geç kalmış. "Daha ne duruyorsun öyleyse. Benim bildiğim Serap bekletilmekten hoşlanmaz" diyen Nusret'e yanıtı yapıştırır; "Bekletene göre değişir o."

İlginç bir sahnede Nuri'nin getirdiği rakıyı, eli ayağı titreyerek yere atar. Sonra da, sanki zararsızmış gibi kendisini bir sigara ile ödüllendirir! 88 dakikalık film boyunca 14 tane tüttürüyor. 6 dakikada bir sigara. Bu konuda sadece 'Midnight Run'daki (1988) Jack Walsh-Robert De Niro rakibi olabilir. O da 122 buçuk dakikada 21 sigara içmişti. 6 dakikada bir.

Kumar için gelenlerin hepsi 'kodaman'. En fakiri milyoner! "Deve yükü para var tereslerde." Herhalde 'haram kazanç haydan gelip huya gider' izlenimi verilmek istenmiş. Hakkı Kıvanç "Bir tanesi çiftçi. Arazisini iki günde dolaşamıyormuşsun" diyor. 'Altın Kollu' hepsini 'hafifletir'.

Murat bir arkadaşının benzin istasyonunda kâtiplik bulmuş. "Basit ama dürüst, namuslu bir iş." Petrolcülükte, ülkeler arası savaşları görmezden gelirsek gerçekten 'dürüst ve namuslu'.

'Saçı Güzel' Nuri '34 FD 918' plakalı arabasıyla Shell'de çalışan Murat'ı yoklamaya gelmiş. Bu sırada elinde 02 Aralık 1966 tarihli Akşam Gazetesi var. Haberlerden biri 'Yugoslavya ile yarın gece oynuyoruz'. 3. Boğaziçi Basketbol Turnuvası'ndaki bu maçı 121-108 kazanacağız. Bu sahnedeki otomobil Gönül Yazar'a ait. Sanatçı, Ocak, 1971'de 'ruhsatı kaybettiğini ve hükümsüz olduğuna' dair ilan vermiş gazetelere.

Bir ara alkol ve kumarı bırakmış. "Et kemikten ayrılmaz. Er geç aramıza dönecek." Çete böyle söylüyor. Altın Kollu'yu geri getirmek için yapılan tekliflerde bir çelişki var. Nuri 'üçte iki hisse' vereceklerini söylemişti. Sonra Nusret bunu arttırıp(!) "Yarı hisseyi sen alacaksın" diyor.

Murat, başlarda Lale'ye "Şunu bil ki hayatımın yaşanmış (bu 'yaşanmış' sözcüğü gereksiz galiba) en mutlu günleri seninle geçti" diyor. Bunları söylerken 'hayatının yaşanmış' 5 senesini koynunda geçirdiği Serap'ı anımsamaz bile. Benzer şekilde 'Çilli'si de 'hayatının yaşanmış' 5 yılını başka bir erkekle geçirse seyirci ne yapardı?

İçkili araba kullanırken bir kaza yapmış. Yanındaki 'Sarışın Afet' sakat kalır. Daha doğrusu öyle zannediyorduk. Kahramanımız Serap'ın sakatlığından kendisini sorumlu tutuyor. Sophia/Zosh da hamile olduğunu söyleyerek Frankie'yi evliliğe zorlamıştı (sf. 57-58). Evlenme teklif eder bizimki. İki kadın da erkeklerini çok sevmişler. Zosh ölürken Serap'ın ne olduğu belli değil.

Lale 'eski, tatlı hatıralar' için tam anlayamadığımız bir şey söylüyor; "O günler belki geriye gelmez ama tekrar yaşanabilir."65ıdrturt

Güzel Doktor, Ahmet'in yaş gününde bizi çok şaşırttı. Murat için "1-2 kadeh içkiyi hak etti doğrusu" diyor. Kahramanımız alkolden kurtulmak için yırtınırken Lale masaya koca bir şişe şarap getirmiş. Evinde, Selda Alkor'lu 'Güneşe Giden Yol'dan (1965) bir resimleri var. Nazmi-Ayhan Işık, 'Ma Vie' (1964) (Alain Barriere) melodisi eşliğinde "Aşkımız her şeyden kuvvetlidir" diyor bu sahnede.

Serap ve Murat evlenmişler. 'Çilli'nin ziyareti, Murat'taki 'alkol alışkanlığı' hakkında. Şarkıcının yanıtı çok açık; "Müsaade edin de kocamın dertleriyle ben ilgileneyim."

Ahmet, abisinin 'kınalı kuzusu'. Kahvaltı sahnesinde nasıl da güzel söylemişti; "Ne duruyoruz Abla? Ne demişler dayak görürsen kaç, yemek bulursan yumul." Okulu 'Ata Koleji' 1958'de kurulmuş. Yeri Etiler'de.

Köprü altında Refik Üfler ile karşılaşıyoruz. Murat'a "Bendeniz Milli âdemlerden Üfler Refik. Çocuk dertli arkadaş. Ciğeri beş para etmez bir abisi, kelek bir yengesi varmış" diyor.

Serap, 'inatçı ve gururlu bir kadın'. Senaryoda 'kötü' gösterilmek istenmesine karşın çok özverili biri. 'Gecesiyle, gündüzüyle, her şeyiyle yıllarını Murat'a vermiş'. Delikanlı "Sana sevgim ve hürmetim var. Her zaman dostun ve arkadaşın olarak kalacağım" diye yan çizmeye çalışırken şarkıcımız daha dürüst; "Yetmez bana. Senin hayatında 'tek' olmak isterim. Sevdiğimi hiç kimseyle paylaşamam ben. Seni ölecek kadar çok seviyorum." Gel dediği zaman gelmiş, git dediği zaman gitmiş. Şimdi 'buruşturulup bir kenara atılmak istemiyor'. "Sevdiğimi kimseyle paylaşamam ben."

Murat daha da üstüne gider; "Sevememiştim seni. Gayret de etmemiştim zaten. Başka bir sevgiyle doluydum çünkü." [Sophia da (201. sayfada) "Ölü bir sevgiden daha ölü bir şey yoktur" diyecektir]. Serap'la bunca yıl beraber olmuş. 'Başka bir sevgiyle dolu olduğunu' şimdi söylüyor. Bu kabalık kahramanımıza yakışmamış. Belki de karısını kızdırıp, aslında yürüyebildiğini kanıtlamak için böyle davranmıştır.

Nuri balkondan aşağı itilmiş. Ama Murat, bunu Lale'ye anlatırken balkon 'pencere' olur.

Vasfi Uçaroğlu en başarılı rollerinden birinde. Frankie baterist olmak istiyordu. Yeşilçam çevriminde bu durum 'milli baterist' ile dengeleniyor. Serap'la buluşmaya giden Murat'a "Seni sevmesem kıskanırdım" demesi çetenin bir raconu olsa gerek.

Filmde, sonu bağlaçlı 17 cümle var. "Senin de mahvoluşun olur ama" gibi 'ama' ile biten 9; "Elleri titremeye başladı bile" gibi 'bile' ile biten 4; "Kadınca kırılışın ne demek olduğunu bilirim çünkü" gibi 'çünkü' ile biten 4 cümle kullanılmış. Bunlar senaryoya akıcılık kazandırıyor.

Dişhekimi Bedros Çiçekyan Doktor rolünde. Kazada yaralanan Murat o kadar alkollüymüş ki narkoz esnasında çok güçlük çekmişler.r79rıyutf

Selda Alkor'un elbiselerini başka filmlerden anımsıyoruz. Murat'a iğne yaparkenki kostümü 'Fakir ve Mağrur'da (1966) son sahnede; "Arsız çocuklar gibi laf attın bana" dediği sahnedeki döpiyesi 'Boyacı'da (1966) Dalgacı Mahmut-Sadri Alışık'la ağaç altında konuşurken ve 'İntikam Uğruna'da (1966) Sedat-Cüneyt Arkın'a "Bense kuşlar gibiyim. Kanatlarımda seni taşıyorum, yorulmadan" derken; Kır kahvesinde kola içerkenki mantoyu, 'Fakir ve Mağrur'da (1966) ağaçlı yolda Osman-İzzet Günay ile yürürken; "Merhametin sevgiden daha kuvvetli bir bağ olduğunu bilirim" dediği sahnedeki kazak ve kolyeyi 'Boyacı'da (1966) Dalgacı Mahmut-Sadri Alışık'la vedet dansöz Deniz Süer'i seyrederken giyiyordu.

Suzan Avcı da 'Dere Geliyor Dere' şarkısındaki kostümü 'Katiller De Ağlar'da (1966) 'Tombalacık Halimem'i söylerken; Küpeleri de yine 'Katiller De Ağlar'da (1966) "Dinle sevgili dinle//Çok zamandır yalnızım" şarkısında kullanmış.

'Altın Kollu Adam'daki melodiler.

'Gioconda's Smile" albümündeki (1966) 'Mr. Noll' 14 sahnede (Jenerikte; Jenerikten sonraki avize sahnesinde; Lale, Ahmet'e "Üzülme! Daha günler göreceksin. Her şey düzelecek, yavrum" derken; Murat'a iğne yaparken; Murat "Doktor civanım! Helal olsun bu merdivenler sana. Ben de paspas olayım, Ablam" diyerek, şakalaşırken; Lale "Bütün güçlükleri yeneceksin. Unutma çocukluğumuz beraber geçti. İnatçıydın, kafana koyduğun şeyi yapardın" derken; "O kadınla açık konuştuğun iyi oldu Murat" dediği sahnede; Ahmet, Lale ve Murat ağaçlı yolda yürürken; Doktor-Bedros Çiçekyan, kaza sonrası Murat'ın durumu hakkında bilgi verirken; Murat "Büyük acılara, tamiri imkânsız kırılışlara sebep oldum" derken; Serap, Lale'ye "Romantik bir aşk öyleyse sizinki" derken; Lale "Sana yardım edeceğim Murat. Ahmet'e söz verdim çünkü" derken; Murat "Korkmuyorum artık. İçmeyeceğim. Ölsem de içmeyeceğim. Her gün ölmektense bir defa ölmek daha iyi" derken; Sonda öpüşürlerken). 'Concerto' 3 sahnede (Ders çalışırken uyuyakalan Ahmet, sarhoş abisinin gürültüsüyle uyandığında; Lale'nin iğne yaptığı gecenin sabahında Murat uyanırken; Ahmet, Lale ve Murat kahvaltı ederken). 'Returning in the Evening' Lale "Çok düşündüm Ahmet, başka bir hastaneye nakledilmemi yazdım. Uzak bir yere" derken; 'Countess Esterhazy' Serap, Ahmet'i tokatladıktan sonra.

Aaron Bell & His Orchestra'nın 'Music From Peter Gunn' 33'lüğündeki (1959) (Henry Mancini) "Session At Pete's Pad" 2 sahnede (İlk kumar sahnesinde Murat'ın alkol krizi tutunca; Nusret "İyi çalışmışsın Altın Kollu. Seni tebrik ederim" derken). 'Fallout' 7 sahnede (Nuri, gazetenin arkasına saklanıp Shell'de çalışan Murat'ı gözlerken; Serap evde Murat'ı beklerken; Nusret'in "Bu akşam oyun kurduk, geleceksin. İstediğimi zorla alırım. 'Evet' demezsen bundan sonra adın 'Tek Kollu Adam' olur" teklifini reddedip kavga ederken; Nusret ve Serap'ın konuşmalarını dinleyen Ahmet, oradan kaçarken; Lale ile '34 EY 206' plakalı taksiyi çevirirken; Murat, Garsonla ve Nusret'in adamlarıyla kavga ederken).

'Manfred Senfonisi, Op. 58' (1885) (Pyotr Ilyich Tchaikovsky) 'IV. Allegro con fuoco' (İlk 35 saniyesi) Murat, içki şişesi ile aynayı kırarken.

'Goldfinger'daki (1964) (John Barry) 'Gassing the Gansters' 2 sahnede [Nuri, Murat ve Lale'nin arkasından bakarken (burada 'Mr. Noll' ile aynı anda kullanılmış); Serap "Sadaka gibi verilmiş bir hayata ortak olamam artık" dedikten sonra). 'Teasing the Korean' 8 sahnede [Nuri, Yeni Rakı şişesini Murat'ın masasında bırakıp gittikten sonra; (1.08-1.30 arası) Nuri, "Demiştim sana, 'eski dost düşman olmaz'. Sıkıntı, üzüntü hepsi hava. Çok kuvvetli olacaksın. İçtikçe kuvvetleneceksin" derken; (1.01-1.13 arası) Ahmet "Abim kaza geçirmiş. Hastaneye kaldırmışlar" derken; Nusret, Serap'a "Anlaştık! Rahatım şimdi. Çünkü seni iyi tanırım. Murat'ın buraya tıpış tıpış geleceğinden eminim" dedikten sonra; Nusret, Murat'ı Ahmet ve Lale'nin hayatları ile tehdit ettikten sonra; Ahmet, Lale ile hapsedildikleri yerden kaçmaya çalışırken; Lale, Murat'a gizli bir mesaj olarak, garsonun gömleğine dudak izini bırakırken; Murat, bunu gördüğünde).dytıdtıyıyt

Filmde üç şarkı var. İkisini Serap söylüyor. (73 saniye) 'Dere Geliyor Dere' ve (30 saniye) 'Yollar Uzak Gelemedim' (1965) (Suat Sayın). Lale'nin çılgın gibi dans ettiği sahne, Teddy Randazzo with The Dazzlers'ın 'U.S. Mail' plağı (1962) (Bobby Wienstein / Billy Barberis / Teddy Randazzo) ile (rock'n'roll); "I sent my girl a letter about the day she's gone//And While I ever wrote and I would never know//All my friends are givin' their advice to me//Don't try to get letter, beter let it be//You're gonna get yourself in jail//If you fool around with the U.S. Mail."

Filmde 'The Man with the Golden Arm'daki (1955) melodi de (Elmer Bernstein) kullanılabilirdi.

Murat'ı Hayri Esen; Lale'yi Handan Kadıoğlu; Serap'ı Alev Koral; Nuri ve Üfler Refik'i Zafer Önen; Hakkı Kıvanç'ı Erdoğan Esenboğa; Ahmet'i Fatoş Balkır; Nusret'i Süha Doğan; "Üvertür" deyip kare sekiz çıkaran kumarbazı Cüneyt Türel seslendirmiş.

Murat-Ayhan Işık; Doktor Lale Özer-Selda Alkor; Ahmet-Hikmet Olgun; Serap-Suzan Avcı; Nuri-Vasfi Uçaroğlu; Nusret-Süha Doğan; Adamları Hakkı Kıvanç ve Behçet Nacar; Üfler Refik-Refik Üfler; Kumarbaz-Kamer Baba; Ali-Hüseyin Güler; Doktor-Bedros Çiçekyan; Ahmet'in yaş günü; Ata Koleji; Lale ve Ahmet'in çevirdikleri '34 EY 206' plakalı taksi; Serap'ın şarkı söylediği gazino; Muhteşem avizeli kumarhane; Shell Benzin İstasyonu çok güzeldi.

'Altın Kollu Adam' Amerikalı yazar Nelson Algren'in romanından yapılmış Hollywood filminin uyarlaması zaten. Bu yetmezmiş gibi 'biricik müttefikimiz'i şuur altımıza iyice yerleştirmek için 'Shell', 'Coca Cola', 'semiz bir yılbaşı hindisi' gibi bir yığın şey var içinde.

Kitaptan Amerika ile ilgili bazı cümleler (sf. 21); "Mal sahibi olmanın en büyük erdem sayıldığı bir ülkede hiç ama hiçbir şeye 'benim' diyememek... Şunu alacaksın, bunu alacaksın diye kutsal buyruklar yağdıran ilan tahtaları karşısında boyunları büküktü." 208. sayfadaki cümle sanki poker ustası Murat ve rakipleri için; "Avcı için her gün birdir. Ama avlanan bir kez kaybetti mi bir daha belini doğrultamaz."

Murat'ın durumu H. Jackson Brown, Jr.'ın bir sözünü anımsattı; "Dertlerinizi içki ile boğmaya çalışmayın. Onlar yüzme bilir." Kahramanımız da "Alcohol may not solve your problems. But neither will water or milk" diyerek yanıt vermiştir belki.

 YORUMLAR  ({{commentsCount}})
{{countDown || 2000}} karakter kaldı
{{comment.username}}
{{moment(comment.date).fromNow()}}
Uyarı:  Yorumunuz, yönetici tarafından onaylandıktan sonra tüm ziyaretçilerimiz tarafından görüntülenebilecektir. (Bu mesajı sadece siz görüyorsunuz)
{{reply.username}}
{{moment(reply.date).fromNow()}}
Uyarı:  Yorumunuz, yönetici tarafından onaylandıktan sonra tüm ziyaretçilerimiz tarafından görüntülenebilecektir. (Bu mesajı sadece siz görüyorsunuz)