İnci Demirkol(AUFF Başkanı)

İlk kez 1988 Yılında Ankara Film Şenliği adıyla gerçekleştirilen Ankara Uluslararası Film Festivali her geçen yıl zengilene program içeriği ve orjinal etkinlikleri ile bu yıl 25.'sini düzenledi. AUFF Başkanı İnci Demirkol ile yaptığımız röportajda bu yılki festivallerini ve gelecek yıllardaki planları hakkında röportaj gerçekleştirdik.

Merhaba İnci Hanım. Bu sene 25. yılını dolduran festival ilk ne zaman düzenlendi ?

İlk 1988 yılında Birinci Film Şenliği olarak başladı 3 yıl sonra uluslar arası bir festivale dönüştü. Tabi 25 yıl uzun süre pek çok badireler atlattı. Ankara’da yepyeni bir festival başlatmış oldu aslında Ankara’daki tüm festivallerin anası diyebiliriz. Bu senede ‘Bellek’le başladık. Normalde festival mart ayında olur ama biz seçimler nedeniyle festivali hazirana kaydırınca festivali hem de bellek temasına bir atıfta bulunmak üzere, bellek ya da belleksizleşmeye karşı bir hareket olarak festivalcinin belleğine baktık ve 25 yılda öne çıkmış bazı filmleri ve gösteremediklerimizi seçtik. Her hafta bir filmle bu şubat ayından mayıs ayına kadar getirdik festivali. Haziranda da normal festivalimizi yapıyoruz.

Bu sene filmleri seçerken nelere dikkat ettiniz?

Genel olarak filmleri seçerken yarışma filmlerini biz seçmiyoruz tabii başvurular olması gerekiyor, hangi filmler başvuruyorsa onlar arasında önce ön seçiciler kurulu sonra ön seçiciler grubunun seçtiklerinden seçen jurimiz oluyor. 25 film başvurdu bunun 10 tanesi yarışmaya katılıyor ulusal uzunda, kısa da keza müthişti 250 300 e yakın film geldi bunlardan 55 tanesi yarışmaya girdi tabi 55 filmlik yarışma da müthiş bir şey oluyor jurimize çok iş düşüyor belgesellerde dahil. Dünya sinemasında film seçerken birincisi temamıza uygun filmler seçiyoruz ikincisi o son yıllarda yapılmış iyi filmleri ve piyasaya giremeyecek filmleri öne çıkartıyoruz. Yeni bir yönetmen varsa onun altını çiziyoruz -böyle genç bir yönetmenimiz var onun filmlerine dikkat diyoruz- veya bir ülke ki bu sene Romanya oldu, biliyorsunuz Romanya sineması son 15 yılda çok parlayan bir sinema, ona bakalım dedik mercek altına aldık kısası,uzunu,belgeseliyle bir seçki yaptık. Belli ülkelerin genç yönetmenlerine, Avusturalya’nın genç yönetmenlerine baktık. Bu sene yine Belleğe yönelik bir çalışma oldu. Shakspeare’in 450. yaş günüydü onun önemli trajedilerinden biri olan Othello’sunun Orson Welles tarafından çekilmiş kopyası yenilendi. Bu kopyayı gösteren ilk festivallerden biriyiz ve onun ardından da Amerikan sinemasında Orson Welles’in izinden giden bağımsız,genç Amerikalı yönetmenlerin filmlerini gösteriyoruz. Bunun gibi böyle pek çok seçkimiz var ustaların son yıllarda yaptıkları filmleri gösteriyoruz, Güney’den Latin Amerika’dan ve İspanya’dan Portekizden gelen filmler var. Çocuklara ağırlık verdik bu sene hem filmleri gösteriyoruz hem de bir kukla yapım atölyesi var ve onun sonunda da küçük bir filmcik yapmaya çalışacağız minik arkadaşlarımızla. Çok zengin bir programımız var Romanya’dan kısa filmler gelecek çok ilginç filmler olacak diyebilirim. Bunlarda çeşitli work-shoplar, forumlar, oturumlarla destekleniyor festival. Bu festival sadece film izlemek için değil bir araya gelmek onun için bu forumu düzenliyoruz yurt içinden de yurt dışından da pek çok misafirimiz var. Bu şekilde devam ediyor.

 Bu sene ulusal juri üyeleri kimler olacak?

Ulusal uzun film seçiciler kurulumuz oyuncu Beçlim Bilgin, Mert Fırat, sinema hocası Ali Karadoğan ve Tayfun Pirselimoğlu.

 Bu seneki festivalin  destekçileri kimlerdir?

 Festivali her zamanki gibi Kültür Bakanlığımız’ın sinema dairesi destekliyor onunla birlikte 6-7  yıldız ana sponsorluğumuzu yapan Halk Bankası her zaman yanımızda onlara teşekkür ediyoruz. Başbakan tanıtım kolu onun dışında Kent Vizyon gibi pek çok kuruluş yanımızda oldular çok teşekkürler ama en büyük destekçimiz sanırım seyircimiz ve gönüllü arkadaşlarımız.

Bir sonraki dönem için planlarınız nelerdir? 

Önümüzdeki dönem için her zaman bir festivali yaparken diğerini düşünmeye başlıyorsunuz kimler olur, bu da gelsin onu da yapalım bunu da koyalım diyoruz çünkü festival yaparken doymuyorsunuz tabi sınırlarımız var sınırlarımızı aşınca o planlar bir dahaki festivalin planlanmasına giriyor diyebilirim