Üye değil misiniz?
Aktivasyonunuzu tamamlamadınız!
Zaten bir hesabınız var mı?
'Babam ve Oğlum', 'Salkım Hanımın Taneleri', 'Hemşo', 'Kolay Para', 'Osmanlı Cumhuriyeti', 'Evim Sensin', 'Kedi Özledi', 'Kızım İçin', 'Su ve Ateş', 'Ulak' gibi vizyonda gişe rekorları kıran filmlerin, 'Çemberimde Gül Oya', 'Kırık Kanatlar', 'Ihlamurlar Altında', 'Aşk Yakar', 'Yer Gök Aşk', 'Not Defteri', 'Lale Devri', 'Karagül' ve 'Bugünün Saraylısı' gibi başarılı çok sayıda dizinin yapımcısı ve 900 adet yabancı filmin ithalatcısı olan Şükrü Avşar Filmstudio'nun 6.sayısının onur konuğu oldu.
Söyleşi için Avşar Film'e gittiğimizde, çalışanlarına patron kimliğiyle yaklaşmayan, onlara vefayı, dürüstlüğü ve hep daha iyisinin olması gerektiğini anlatan bir ağabey ile karşılaştık. Sektöre bir ömür adayan Avşar'ın şahsında 'başarılarından hiçbir zaman kendisine ego yapmayan' bir lider gördük
Sektöre yıllarını vermiş bir yapımcı olarak dizi sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Şükrü Avşar: Televizyon olarak 15 yıldan beri her sene aynı işler yapılıyor. 80 ile 85 arası irili ufaklı dizi çekiliyordu. Eylül ayında ise yeni diziler başlayacak, seyirci içerisinden aldığını alacak, almadığını almayacak ve bir sürü dizi çöplüğü oluşacak. Bir grup diziler ise Kasım ayında şansını deneyecek, aralarında yürüyen işler olacak. Mart ayında ise yeniden denemeler olacak. Tutan diziler tutacak, tutunamayanlar da dökülecek. Neticede senede baktığınız zaman irili ufaklı 4 ya da 5 dizi tutacak.
Beğendiğiniz, izlediğiniz diziler var mı?
Şükrü Avşar: Yapımcı olarak hiçbir zaman ne kendi işimi ne de başkalarının işini çok beğenirim, ne de "ne güzel iş yaptım" derim. Zaman zaman takdir ettiğim bir sürü diziler oldu. Hep daha iyisini yapmaya çalışıyorum. "Ben çok güzel dizi yaptım, bundan iyisi yok" derseniz biter. Her zaman daha iyisi olduğuna inanıyorum.
Sizin için "Şükrü Avşar kimsenin yapmadığını yapar, bazı dizilerin 2-3 bölümünü çekip kanallara sunar" deniliyor. Bu bir risk değil mi?
Şükrü Avşar: Yaptığım işe güvenmiyorsam zaten başlamıyorum. Önce ben bunu satayım, kanaldan para alayım, kendimi garantiye alayım diye bir düşüncem yok. Bu düşünce kısa dönemde kanalı ve kendini kandırmak olur. Belki para kaybetmezsin ama ileriki dönemlerde bunun hiçbir başarısı olmaz. İnandığım bir iş ise yatırımını yapıyorum, sonra da: "gelin arkadaşlar bunu izleyin, ben bunu yaptım, beğenirseniz alın" diyorum. Bütün işlerimde genelde böyle çalışıyorum.
'Kâbuslar Evi' projemiz denemeydi. 13 bölüm çektim, sonra yayına verdim. Çok başarılı olmadı ama hala o işi değerlendiriyorum. Böyle yapılması gerekiyor. Belki bu sektöre 'öncü' olurum diye böyle bir çalışma yaptım.
'Köroğlu' adında bir projem var. Bütün hazırlıklarını yapmaya çalışıyoruz. 13 bölüm çekeceğim ve izledikten sonra da kanallara sunacağım. Bölümleri 1 haftada çekilmeyecek. 15 gün hatta bazı bölümleri 20 günde çekilebilecek. İleriye dönük olarak böyle gitmek zorundayız, kaliteyi ancak bu şekilde yakalayabiliriz. Çünkü sektörün geliştiği ülkelerde böyle çalışılıyor.
Oyuncu seçimi konusunda başarılı nokta atışı yaptığınızı biliyoruz. Oyuncu seçerken nelere dikkat ediyorsunuz?
Şükrü Avşar: Karakter analizine göre oyuncuyu da analiz etmek gerekiyor. Oyuncunun daha önceki işlerine bakıp o karaktere çok uyup uymadığını analiz etmeye çalışıyorum. Oyuncu seçerken en önem verdiğim nokta ise oyuncunun ahlaki değerlere önem vermesi.
O kadar çok iş yapıyoruz ki, içerisinde başarısız olanlar da oluyor. O başarısızlıklardan ders çıkarıp, daha başarılı ne yapabilirim, diyorum. Bu işi biliyorum diyen, yalan söyler. Zaman içerisinde daha az yanılıyoruz, bu da yıllar içerisinde tecrübe edindikçe oluyor.
Avşar Film'in başarısını neye bağlıyorsunuz?
Şükrü Avşar: Avşar Film 1970'li yıllardan geliyor. Hiçbir zaman zora girmemiştir. Başarımızın en büyük etkeni elde edemeyeceğimiz, başaramayacağımız işlere kalkışmamamızdır.
Başarılarımızdan kendimize ego yapmıyoruz. Belli bir seviyemiz var, düşürmemeye çalışıyoruz. Çıtamızı hep daha yukarı doğru yükseltmeye çalışıyoruz. Kimseyle rekabetimiz yok, kimseye karşı art niyetimiz de yok. Başka birisini batırmak ya da başka birisinin kötü olması için uğraşmıyoruz. Başkalarının başarızlığından mutlu olmuyoruz. Başarımız birazda buradan geliyor.
Yapımcılığı neden tercih ettiniz?
Şükrü Avşar: Benim bir yaştan sonra dizi, film yapayım, sinemacı olayım diye bir düşüncem olmadı. Çocukluğumdan beri yaptığım iş buydu zaten. Zaman içerisinde sektörün her alanında çalıştım. Esas işimiz sinema işletmeciliği, Türkiye genelinde 100'ün üzerinde sinema salonlarımız var. Sinema işletmeciliğini büyütünce film ithalatına girdik, yine aynı zamanda film yapmak gerekiyordu, prodüksiyon işine girdik, film yaptık. Türkiye'de televizyon sektörü oluşunca biz de kendimize bu alanda yer açmaya çalıştık. Sinema, sinema işletmeciliği, film, film işletmeciliği, film ithalatı, dizi yapımcılığı şeklinde de devam ediyoruz.
Oscar alır diyebileceğiniz oyuncularımız var mı?
Şükrü Avşar: Bir oyuncunun Oscar alması, o oyuncunun çok başarılı olduğu anlamına gelmiyor. Projenin de, karakterin de iyi olması lazım ki oyuncu o başarıyı sağlasın. Oscar alan oyuncuların da aslında doğru projede, doğru karakterle buluştuklarına inanıyorum. Bizim oyuncularımıza da imkan verilse aynı başarıyı yakalayabileceklerine inanıyorum.
Bizim oyuncularımız neden yurtdışında boy gösteremiyor?
Şükrü Avşar: Yurtdışında bütün dünyadan o kadar çok seçenek var ki, Türk Sineması ve televizyonu olarak biz biraz gerisinde kalıyoruz. Maalesef, Amerika ya da Avrupa seviyesine henüz gelemedik. Ancak bundan 10-20 sene öncesinin çok ilerisindeyiz. Sektör her sene kendini yeniliyor ve geliştiriyor. Umarım en kısa sürede bizim oyuncularımızı da yurtdışında görmeye başlayacağız, Türk sineması ve televizyonu olarak yurtdışı ile ortak büyük projeler yapacağız.
Çok iyi ve çok başarılı olabilecek oyuncularımız var ama o fırsatı yakalayamayabiliyorlar. Sinema ve televizyon olarak Türkiye'de başardığımızda yurtdışında sektör olarak bizi ve oyuncularımızı fark edecekler.
Televizyon sektörü olarak çoğu ülkenin önündeyiz. 42 ülkeye dizi satıyoruz. 100 dolara dizileri sattığım zaman, "100 dolar için mi sen bu dizileri veriyorsun" diye bana gülüyorlardı, Biz o zaman o ülkelerin bizi, sinemamızı, televizyonumuzu tanıması için geleceğe yatırım yaptık. Bugün aynı o ayardaki televizyon dizilerinin bölümleri 20 bin 30 bin dolara veriliyor. 100 dolardan nerelere geldik.
Sizce yapım sektörünün en önemli sorunu nedir?
Şükrü Avşar: Yapım sektörünün o kadar çok sorunu var ki. Türkiye'de 90 tane dizi var ama 90 tane dizide oynayacak başrol oyuncusu maalesef yok. 90 tane senarist yok. Sektöre kazandırılacak oyuncu, senarist ve teknik ekip için yatırım yapılması gerekiyor. Bu konuda ben üzerime düşen görevi yapmaya çalışıyorum ve yaptığıma inanıyorum. Oyunculuk mesleği de kendi içerisinde bir sektör haline gelmeli, bu konuda da oyunculara büyük görev düşüyor.
TRT sektörel görevini tamamlayamıyor. Kültür Bakanlığı'nın bu iş için sıfırdan insanları yetiştirebileceğimiz okullar açarak destek vermesi gerekiyor. Ne devletten ne de bakanlıktan maddi destek beklemiyoruz. Sektörün gelişmesi için destek versinler. Bana düşecek bir görev varsa zaten seve seve yaparım.
Oyuncular genelde dizi sürelerinin uzunluğundan şikâyetçi, sizin bu konudaki düşünceniz nedir?
Şükrü Avşar: Genelde hepimizin hatta kanalların da şikâyeti var. Kanala; "biz size 60 dakika verelim, 60 dakika üzerinden anlaşalım" dediğimiz zaman bizim aldığımız bütçe bizi kurtarmıyor. O zaman biz 60 dakikaya aynı rakamı istersek kanal da zarar ediyor. Dizi sürelerinin uzunluğu ticari kaygılarla alakalı bir durum, bunların hepsi birbirine bağlı. Dizi sürelerinin 120 dakikalara çıkması tamamen ticari, kanalın o günü kapaması gerekiyor ki ödeyeceği rakamı kazansın, bize versin, biz de ekibe dağıtalım.
Nuri Bilge Ceylan'ın yönetmenliğini nasıl buluyorsunuz?
Şükrü Avşar: Nuri Bilge Ceylan'ı kendi dalında çok başarılı buluyorum. Filmleriyle yurtdışında bizi temsil ediyor ve gururlandırıyor.
Ben Özcan Deniz'in azmini, başarısını, çalışkanlığını çok beğeniyorum. Özcan'ı çok takdir ediyorum. Tembel değil, sürekli kendini geliştiriyor. Bir sonraki filmi bir önceki filminden hep daha iyi oluyor. İlerisi açık, bence çok iyi olacak. Benim açımdan çok iyi olmuyor tabi bu durum, bana çok büyük filmler yapacak, maliyetli olacak ama olsun. Onun canı sağ olsun.
Ben sevgimin karşılığını bulursam insanlara çok vericiyim. Karşımdakinin biraz gerçek olmadığını, yalan olduğunu hissedersem zaten kavgam gürültüm yok, geriye doğru çekilirim ve onu yavaş yavaş hayatımın dışına atarım.
Beğendiğiniz oyuncular kimlerdir?
Şükrü Avşar: Ben bir oyuncunun canlandırdığı karakterle beraber başarısına inanıyorum. Tuncel ağabey duayendi, hiçbir oyun olmasa bile kendine alan çıkaran birisiydi. Allah rahmet eylesin çok sevdiğim bir insandı. Kendisi dost olarak da oyuncu olarak da büyük bir kaybımızdır.
Stepping into cinema at a very young age and ultimately becoming a leading figure in the world of cinema and television, Şükrü Avşar, was the honored guest of the 6th issue of Filmstudio.
When we went to Avşar Film for the interview, we met a "big brother" who did not approach his employees with the identity of a boss but who told them about trueness, honesty and always doing better. A name that is one of the first to recall when the word "producer" is uttered in Turkey, in Avşar's personality, we saw a leader who "did not become egoistical because of his accomplishments".
The producer of blockbusters movies such as 'Babam ve Oğlum', 'Salkım Hanımın Taneleri', 'Hemşo', 'Kolay Para', 'Osmanlı Cumhuriyeti', 'Evim Sensin', 'Su ve Ateş', 'Ulak', and many successful TV series such as 'Çemberimde Gül Oya', 'Kırık Kanatlar', 'Ihlamurlar Altında', 'Not Defteri', 'Lale Devri', 'Karagül' and 'Bugünün Saraylısı', and also an importer of 900 foreign films, Şükrü Avşar, made important statements to Filmstudio.
Why did you choose to be a producer?
Şükrü Avşar: I did not say I want to make shows, films, movies after a certain age. It was what I had been doing since childhood. Throughout the years, I worked in every area of the industry. Our main business is movie theater management; we have more than 100 movie theaters Turkey-wide. When we became big in movie theater management, we began importing films, again, at the same time, we had to make films; we began production business, we made films. When the television industry grew in Turkey, we tried to have a position in this area. We continue with cinema business, movie theater business, films, film management, film importation, and TV series production.
As a producer, who gave his years to the industry, how would you assess the TV series industry?
Şükrü Avşar: People have been doing the same thing in television for 15 years. There are between 80 to 85 large and small scale series. In September, new series will begin, the audience will take whichever they choose, leave away the rest and there will be a landfill of TV series. A group of series will also try their luck in November, some of them will work. In March, there will be new attempts. Successful ones will hold on, and unsuccessful ones will go down. As a result, when you look at it, four or five big and small series will be successful in a year.
Are there TV series that you like and watch?
Şükrü Avşar: As a producer, I never like neither my own work nor others' works too much and say "what a fine job I've done". From time to time, there have been many series I appreciated. I am always trying to do better. If you say "I've done a great show, there is none better", it is finished. I always believe that there is a better one.
People say "Şükrü Avşar does no one else does, he shoots 2 or 3 episodes of some shows and presents them to the channels". Isn't this is a serious risk?
Şükrü Avşar: I don't begin a work if I don't trust it already. I do not have a mentality where I say "Let's sell this first, get money from the channel and secure myself". This mindset would be cheating the channel and yourself in the short-term. If it's a work I believe in, I make my investment, then I say: "Come my friends, watch it, and buy if you like". I usually work like this in all my businesses.
Our House of Nightmares (Kâbuslar Evi) project was an experiment. I shot 13 episodes and delivered it for broadcasting. It was not so successful but I still evaluate that job. It has to be done like this. I made such a work to maybe become a 'pioneer' in this sector.
I have a project named 'Köroğlu'. We are trying to finish all preparations. I will shoot 13 episodes and offer it to the channels after watching. Episodes will not be shot in a week. They will be shot in 15 days, indeed, some episodes may be shot in 20 days. Prospectively, we have to go like this; this is the only way we can get the quality. This is how the countries with the developed film industries do it.
We know that you have successful and accurate decisions in your actor selections. What are the things you take into account while selecting actors?
Şükrü Avşar: Actors themselves must also be analyzed in addition to the character analysis. I look at the previous works of the actor and try to analyze whether he/she suits that character. The most important point I take into account while selecting actors is that they regard ethical values.
We do so much business that some of them fail. I take lessons from those failures and ask "what can I do that is more successful?". The one who says "I know this business" is lying. By time, we get to make less mistakes; this happens when you get experience within the years.
How do you explain Avşar Film's success?
Şükrü Avşar: Avşar Film comes from the 1970s. It has never been in tough situations. Greatest factor of our success is that we do not attempt what we cannot accomplish.
We don't get egotistical because of our accomplishments. We have a certain level, we try to keep it up. We always try to raise the bar higher. We are not competing with, or have bad intentions against anybody. We do not get happy because of others' failure. Partially, that's where our success comes from.
Do you have an actor who you assess see as worthy of winning an Oscar?
Şükrü Avşar: An actor's winning an Oscar does not mean that such actor is very successful. The project and also the character must be great, so that the actor could get that achievement. I actually believe that Oscar-winning actors met the right character in the right project. I believe that our actors can achieve the same success if they had the opportunity.
Why cannot our actors become famous worldwide?
Şükrü Avşar: Internationally, there are so many choices worldwide that, as Turkish cinema and television, we are a little behind. Unfortunately, we are not at the level of USA or Europe yet. However, we are much more advanced according to 10-20 years ago. The sector renovates and improves itself every year. I hope that we will see our actors in international films as soon as possible, and as Turkish cinema and television, we will perform great joint projects. When we succeed in Turkey, they will realize us as a sector and our actors internationally.
As the television sector, we are advanced according to many countries. We are exporting TV series to 42 countries. While I was selling shows for 100 dollars, they laughed at me, asking "Are you giving away these shows for 100 dollars?". In those days, we invested for the future to promote our cinema and television to other countries. Today, episodes of same level of television series are given for 20 thousand, 30 thousand dollars.
What do you think is the most important problem of the production sector?
Şükrü Avşar: Production sector has so many problems. There are 90 TV series in Turkey but unfortunately, there are not enough actors to lead 90 shows. There are no 90 scenarists. Investment has to be made for the actors, scenarists and technical teams to provide to the business. I try to do, and I believe that I am doing my part in this. The job of acting must also become an industry in itself, actors have great responsibility on this issue.
TRT (Turkish Radio-Television Institution) cannot fulfill its sector-specific duty. Ministry of Culture needs to support this by opening schools to bring up people from scratch. We expect financial help from neither the government nor the Ministry. We want their support to improve the sector. If I will have to perform a certain duty, I am already willing to do it gladly.
Actors usually complain about the length of episodes, what is your opinion on this?
Şükrü Avşar: Usually all of us, even the channels are also complaining. When we say "we want to give you 60 minutes, let's agree on 60 minutes", the budget we get do not recover our costs. If we get the same money for 60 minutes, the channels will be at loss. It is fully commercial that length of episodes reach 120 minutes; the channel has to close that day so that it would get back the money it would pay, give us, so that we can distribute it to our team.
How would you evaluate film-director Nuri Bilge Ceylan?
Şükrü Avşar: I find Nuri Bilge Ceylan very successful in what he does. He represents us internationally with his films and makes us proud.
I like the perseverance, success, and work-ethics of Özcan Deniz very much. I appreciate Özcan very much. He is not lazy, he is continuously improving himself. His next film is always better than his previous film. His future is bright, I think that he will do great. Of course, it is not very good in terms of my business, he will make grand films for me, they will be costly but it is OK. No worries.
I am very giving towards people if I get the return for my love. If I sense that the person I face is a fake, not real, I do not make a fuss about it anyway, I pull myself back and gradually leave him out of my life.
Who are your favorite actors?
Şükrü Avşar: I believe the success of actors with the characters they give life to. Tuncel (Kurtiz) was a doyen, he created his space even if there were no acts. May God rest his soul, he was a person that I loved dearly. He is a great loss of ours both as an actor and as a friend.
kaynak: filmstudiodd