Üye değil misiniz?
Aktivasyonunuzu tamamlamadınız!
Zaten bir hesabınız var mı?
51. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin "Belgesel Özel Gösterim" bölümünde yer alan "Küçük Kara Balıklar- Güneydoğu'da Çocuk Olmak" filminin seyirciyle buluşması, duygu dolu anlar yaşanmasına yol açtı.
Gösterime katılan yönetmenler Haluk Ünal ve Ezel Akay ile Önder İnce ve danışman Yavuz Ekinci'yi takdim eden Festival Direktörü Elif Dağdeviren şunları söyledi: "Başvuran 71 film arasında bu film, ismiyle dikkatimi çekmişti ancak yakın zamana kadar bir türlü seyretme fırsatı bulamadım. Fakat çok merak ediyordum. İzledikten sonra ne kadar özel bir film olduğunu, adının hakkını tam anlamıyla verdiğini gördüm. Bunun için bir seyirci olarak ekibe çok teşekkür ediyorum. Ayrıca böyle özel bir konuyu böyle özel bir üslupla ve bu kadar başarılı ele aldığı için bir vatandaş olarak da teşekkür etmek isterim. Son olarak da ne olursa olsun filmlerini seyirciyle buluşturmayı hedefledikleri, bu yöndeki gayretleri ve seyirciyi bu filmden mahrum bırakmadıkları için de özel olarak teşekkür ederim"
Yönetmenlerden Haluk Ünal da mümkün olan en çok kişiye ulaşmak hedefiyle yola çıktıklarını belirterek şöyle konuştu:
"Hepimizin ortak fikri şuydu; film tamamlanınca prestijli bir festivalde seyirciyle ilk buluşmayı gerçekleştirmek, daha sonra ise internet üzerinden olabildiğince çok insanın, bu hikayeleri görebilmesini sağlamak"
Haluk Ünal, Ezel Akay, Cem Terbiyeli, Serpil Güler ve Önder İnce'nin yönettiği film, çocukluğunu 90'lar ve 2000'lerde Güneydoğu'da yaşamış çocukların tanıklıklarını belgeliyor. Yaşanan acılara rağmen sanatla, eğitimle ve üretimle hayata tutunan gençlerin umut dolu yolculukları, seyircileri gözyaşlarına boğdu.
Gösterimin ardından FIPRESCI başkanı, sinema yazarı Alin Taşçıyan'ın moderatörlüğünde gerçekleştiren söyleşide pek çok seyirci, film ekibine sorusunu gözyaşları içinde yöneltti. Belgeselin oluşum sürecini, yönetmen ve ortak yapımcı Haluk Ünal şöyle anlattı:
"Türkiye'de Kürtler'in gerçeği tamamıyla büyük bir yalan üzerine kurulu. Bildiğinizi sandığınız hiçbir şey bildiğiniz gibi değil. Bu, bu konudaki bir kitabın da ismi oldu zaten. Biz de o kitabın yolundan ilerledik aslında. Ve bu konu çoğunlukla genç Kürt sinemacılar tarafından ele alındı. Biz de Türk yönetmenler olarak buna katkı sağlamak, 'Batı yakası'na seslenebilmek istedik.
Bu film için Güneydoğu'ya 2012 ve 2013'te iki kez gittik. Görüştüğümüz belediyeler ve STK'lara amacımızı anlattığımızda bize öyle çok geri dönüş oldu ki... Çünkü herkesin hikayesi var. Dolayısıyla konuşacak kişi bulmakta zorlanmadık, tam tersine her yerden hikaye yağıyordu"
Yönetmenlerden Ezel Akay da filmin, 'umutlu' yanına dikkat çekti:
"Bildiğin Gibi Değil isimli kitaptan yola çıktık ama filmin adını, küçük bir çocuk koydu. Filmin sonunda gördüğünüz çocuk, Samed Behrengi'nin Küçük Kara Balıklar hikayesini çok iyi anlamış biçimde bize anlattı çekim esnasında. Filmin kurgusu pek çok kez değişti ama her seferinde sonunda o çocuğa, 'Küçük Kara Balıklar'a çıkıyordu; filmin finali hiç değişmedi. Gördüğünüz gibi 'savaşın çocukları'ndan kimi her şeye rağmen eğitimine devam ediyor kimi müzik yapıyor kimi uzay bilimiyle ilgileniyor yani inadına hayata tutunuyor. Kendim çekmiş olmama rağmen her izlediğimde ben de duygulanıyorum ama bu filmin, umut dolu bir hikaye olduğunu da gözden kaçırmamak gerek"