Üye değil misiniz?
Aktivasyonunuzu tamamlamadınız!
Zaten bir hesabınız var mı?
51. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde pek çok özel ve seçkin buluşma yaşanıyor ama bugünkü herkes için sürpriz ve bir o kadar kıymetliydi. Ulusal Uzun Metraj Yarışması'nda yer alan, Derviş Zaim imzalı "Balık" filminin galasına, dünyaca ünlü İranlı yönetmen Abbas Kiarostami de katıldı.
Film, küçük bir balıkçı kasabasında yaşayan Kaya'nın, dilsiz kızının tedavi masrafını çıkarabilmek için denize kimyasal dökerek daha fazla avlanma hırsına kapılmasıyla başına gelen felaketleri konu alıyor. Oyuncularından Rıza Sönmez ve küçük oyuncu Myroslava Kostyeva ile galaya katılan yönetmen Derviş Zaim, gösterimin ardından soruları cevapladı.
Geleneksel sanatlar üçlemesinin ardından çektiği "Balık"la ayrı bir yola girmediğini vurgulayan yönetmen, şunları söyledi:
"Bunları bir kompartıman gibi düşünebilirsiniz. Ayrı ayrı fakat birbirlerine bağlı ve içlerinde aslında aynı eşyalar; masalar, sandalyeler, olan kompartımanlar. Dolayısıyla bu filmde de geleneğe dair şeyler bulunabileceği gibi başka filmlerimde de bu filmde işlediğim, insan- tabiat ilişkisine dair şeyler görmek mümkün"
"Bindiği dalı kesen insan"in hikayesini yaptığını dile getiren Zaim, "Ve bu insan aslında hepimiziz, bütün bir dünya. Hastalıklıyız; filmdeki hasta kız bunun metaforu. Ve iyileşmek için tabiata diyet ödemek zorundayız" diye konuştu.
Oyuncu Rıza Sönmez de filmin, hikayeyi ele alışı itibarıyla devrimci olduğuna dikkat çekerek şöyle konuştu:
"Filmdeki karakterimiz, Kaya, aslında kötü bir adam değil. Kötülük yapan bir adam. Kötülük dediğimiz şey, kader değil; kendi seçimlerimizle ilgili bir şey. Burada çok kıymetli olan, çevreyle- doğayla kurduğumuz ilişkide kötü giden şeyleri, başkalarının düzelteceği zehabına kapılmamıza izin vermiyor oluşu. Başkası değil sen belki küçük ama olumlu bir adım atarsan bir şeyler düzelecek ya da düzelmeye başlayacak. O yüzden çok devrimci bir film. Belki de geleceğin en önemli devrimcileri, çevre için mücadele eden insanlar olacak"
Zaim de bunun için geç kalmamak gerektiğine dikkat çekti:
"Gelişmesini tamamlamış ülkeler sonra dönüp çevreye ettiklerine baktılar ve bunu telafi yoluna girdiler. Ama bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin bu kadar zaman kaybetme lüksü yok. Biz bir an önce çevreyle ilişkimizi doğru bir konuma oturtmalıyız. Bunun için sinema da gayret göstermeli. Benim açımdan bu film de bu meseleye naçizane bir katkıdır"