Üye değil misiniz?
Aktivasyonunuzu tamamlamadınız!
Zaten bir hesabınız var mı?
15 Haziran 1932 yılında İzmir'de dünyaya gelen gerçek adıyla (Hüseyin Avni Baradan) Hüseyin Baradan, Türk Sineması'na bir tesadüf eseri girmiş, yaklaşık 400'den fazla filmde genelde kötü adamı oynayarak sinemada başarılı bir grafik çizmiştir. Hüseyin Baradan'ın asıl mesleği gazetecilik ve foto muhabirliğidir. Daha sonra bu sıralamaya sinema ile tiyatro dahil olmuştur. Demokrat İzmir, Hürriyet, Ege Ekspres gazetelerinde çalışmış, İzmir'de bir lokantada otururken 1950 yılında tesadüfen İzmir Film sahibi Necdet Bükey ile tanışmıştır. 1958 yılında İzmir'de çekilen ve sitemizde kayıtlı olmayan "Feleğin Sillesi" filminde "Külhanbeyi" rolüyle oyunculuğa başlamıştır. O filmin yönetmeni Kemal Kan rol arkadaşı ise dönemin aktrislerinden Halide Pişkin'dir.
Seks furyasının sinemada fırtına gibi estiği 1970'li yıllarda dönem dönem sinemaya ara vermiş, sahneye çıkarak "Posbıyıklar" grubunda Hulusi Kentmen'in de dahil olduğu gazinolarda bir dönem şov yapmıştır. 1965 yılında Aram Gülyüz'ün yönetmenliğini yaptığı "Hüseyin Baradan Çekilin Aradan" filminde Gönül Yazar ile başrolü paylaşmıştır. O dönemin en yüksek ücreti alan en önemli starlarımızdan efsane jön Ayhan Işık ile aynı ücreti alarak bir ilke imza atmıştır. Filmlerinde genelde Hüseyin Baradan'ı Sadettin Erbil seslendirmiştir. Onun sesi Baradan'a kendi sesi gibi çok yakışmıştır. Sürekli basın kartı sahibi, İzmir Gazeteciler Cemiyeti, Foto Muhabirler Derneği üyesi olan sanatçı gazetecilikte bir çok ödül almıştır. 1996 yılında anılarını kaleme aldığı "Bu Gözler Neler Gördü" adlı bir de kitabı vardır.
Gazetecilikte ve sinemada yaşadığı tüm acı, tatlı anılarını bu kitapta toplamıştır. Bunlardan en ilginç olanında ise sinemada başarıyı yakaladığı yıllarda kendisine rakip dönemin kötü rollerde oynayan iki değerli karakter oyuncusunun ayağını kaydırma girişimlerinden bahsetmiştir. Rahmete ulaşan bu iki değerli aktörü böylesine trajikomik olaydan dolayı ve özel hayata saygımızdan dolayı isimlerini zikretmek doğru olmayacaktır. Kitabında Türker İnanoğlu
Ömrünün son yıllarını memleketi İzmir'de geçiren sanatçı akciğer rahatsızlığından dolayı 30 Haziran 2004 tarihinde hayatını kaybetmiştir. İzmir'in Alsancak semtindeki Hocazade Camii'nden naaşı kaldırılan sanatçı Manisa yolu üzerindeki Bornova ilçe mezarlığına eşinin yanına defnedilmiştir. İzmir'de kabri bulunan bir kaç sanatçıdan biridir. Aynı mezarlıkta akrabalarımın da bulunduğu mezarlığa geçen yıl ziyarete gitmiştim. Bir akrabamla hatta aynı adada yer alan sanatçıyı ziyaret edebilme şerefine nail oldum. Sinemamıza kattığı tüm güzelliklerden dolayı bir seveni ve İzmir'de yaşayan bir vatandaş olarak teşekkür ediyor, sanatçıya Allahtan gani gani rahmet diliyorum.