Üye değil misiniz?
Aktivasyonunuzu tamamlamadınız!
Zaten bir hesabınız var mı?
Gerçek adıyla (Seher Başdaş) Seher Şeniz 1 Mart 1948 tarihinde İzmir'de dünyaya geldi. Genç yaşta bir evlilik yapan oyuncu bu evliliği daha fazla sürdüremedi ve boşandı. Sonraki yıllarda ailesiyle birlikte İzmir'den İstanbul'a taşındı. Sinemaya giriş yapmadan önce 1965 yılında katıldığı bir güzellik yarışması olan "Plaj Güzeli" yarışmasında birinci seçildi. Bu yarışmada o dönem Seyyal Taner'de 3.cü seçilmiştir. Bir yıl sonra 1966 yılında katıldığı Türkiye Güzellik yarışmasında ikinci seçilmesine sinirlenip, ikincilik kurdelesini jüriye atınca ünlendi.
Yapımcıların dikkatini çeken bu olay Seher Şeniz'in sinemadaki ününü perçinlemiştir. 1962 yılında Muhterem Nur ile Yılmaz Duru'nun başrolünü paylaştığı Kelle Koltuk'ta filmiyle sinemaya giriş yaptı. Pek fazla ismi, bilinen bir oyuncu olmayan sanatçı güzellik yarışmasındaki o olaydan sonra dahada tanınmıştır. Sanatçı, Yılmaz Güney'in 1965 yılında Tehlikeli Adam filmiyle birlikte sinemada hatırı sayılır bir yer edinmeye başlar. Klişeleşmiş bir söylem olacak ama Türk sinemasının talihsiz oyuncularından olan Seher Şeniz, 1970'li yıllarda başlayan seks furyası filmlerinde rol alıp verdiği cesur, üstsüz pozlarıyla, danslarıyla ve özel hayatıyla o furyanın ikon isimlerinden birisi oldu.
Furya öncesi playboy'da fotoğrafları ilk yayınlanan Türk kızı olarak tarihe geçti. Ailesiyle arasında sorunlar olan Seher Şeniz aile bağlarından kopuk, kendi hayatını kendisi kurma gayretini göstermiş bir sanatçımızdı. İkici evliliğini Amerika'lı eşi Anthony Wilkins ile yaptı bir süre sonra ondanda boşanan sanatçı, üçüncü ve son evliliğini Ermeni asıllı eşi Teknur Kiraz ile yaptı ve Paris'e yerleşti. Paris'te Moligen Rouge gibi ünlü stripitz kulüplerinde çalıştı. Paris'ten ülkemize döndüğünde oryantal dans'a yönelen oyuncu İstanbul'un ünlü gazinolarında çalıştı. Seher Şeniz kısa sinema geçmişi ve intiharıyla, Feri Cansel ve Mine Mutlu ile beaber Türk erotik sinemasının üç talihsiz kraliçesi olarak değerlendirdiğimiz kategori'de bu zincirin son halkası ve diğerlerinden daha farklı bir yer ediniyordu.
Yaşadığı olayları ve fırtınalı hayatı daha fazla kaldıramayan Şeniz ilk intihar girişimini 14 Mayıs 1992 tarihinde Mogadon adlı ilaçtan 4 tüp içerek gerçekleştirmiş uzun süren uğraşlar sonucu kurtarılmıştı. İkinci intihar girişiminde morfin, hap ve iki şişe viski içmiş bu defa başarılı olmuştur. İstanbul'daki evinde intihar eden oyuncunun cesedinin kokmasıyla komşuları polise haber vermiş ve ağabeyi Turhan Başdaş tarafından cesedi bulunmuştur. Ölmeden önce bıraktığı not ise bir o kadar trajik ve üzücüdür. "Nihayet bu iğrenç dünyadan gitmeyi başardım ölmenin, ölmeye çalışmanın bu kadar zor olduğunu söyleselerdi alay ederdim. 15 yaşında anladım insanların ne mal olduğunu, ben fahişe olmak için yaratılmamışım hassas ve duygusalım. Öldüğümü kimse bilmesin peruklarımı yakın, küllerimi savurun. Müslüman geleneklerine göre gömülmek istemiyorum. Beni beyaz bir bornoza sarıp her yerimi kapatın o kadar".
Seher Şeniz'in intiharından sonra ele geçen bu not ve vasiyet yerine getirilmemiş müslüman geleneklere göre defnedilmiştir. Televizyonlarda 2,3 filmi dışında filmi gösterilmeyen oyuncuyu, sinemaseverler Kartal Tibet'in Tarkan Viking Kanı (1971) ve İlyas Salman ile Mehmet Ali Erbil'in Uyanıklar Dünyası filmleriyle hatırlamaktadır. Yeşilçam sinemasında 23 filmlik kısa bir sinema geçmişi olan oyuncunun kabrini tüm araştırmalarıma rağmen maalesef bulamadım. Kimbilir eğer ailesi sahip çıkmadıysa kimsesizler mezarlığında veya memleketi İzmir'de olabilir fakat sanmıyorum kimsesizler mezarlığında olması düşük bir ihtimal. Dinimizde her ne kadar intihar çok günah olsada, müslüman geleneklerine göre gömülmek istemesede, ben Seher Şeniz'e rahmet diliyor Yüce Allah'tan günahlarını affetmesi ve hafifletmesini temenni ediyorum.