Üye değil misiniz?
Aktivasyonunuzu tamamlamadınız!
Zaten bir hesabınız var mı?
"Sen ne desen hoşuma gidiyor." Bunu söyledikten sonra artık 'seni seviyorum' demesine gerek var mı? Bir başka sahnede İstanbul'un 'en şık' gece kulübünü kapatır genç kız için. Başka kimse görmesinmiş! (Oysa her gece yüzlerce kişiye şarkı söylemekteydi Emine). Önceleri 'dünya iyisi'yken evlilik önerisi reddedilince 'meslek hayatındaki' gibi acımasız biri olur Murat. 'İşin içinde kendisi olunca hak diye bir şey tanımazmış... Bir şeyi istedi mi alırmış... Son söz daima O'nunmuş'. Daha neler neler. Ama 'Gazinocular Kralı' olmasını sağlayan bu yöntem, kalp kazanmaya yetmiyor!
71'in sonlarında çekilen 'Emine', 31 Ocak 1972, Pazartesi günü (Pangaltı) 'İdil', (Mecidiyeköy) 'Özlem', (Şaşkınbakkal) 'Atlantik' sinemalarında gösterime girmiş. 86 dakika ve 19 dakikası şarkı, oryantal dans.
'Sürtük'ün (1937-Mahmut Yesari) uyarlaması olan filmde Beyoğlu. Sayanora Pavyon Night Club... Yeni Hisar Saz... Riviera Pavyon (Ajda Uçak... Çağlayan Saz (Sevilhan; Nihad Mercan; Tülay Zerengil)... Monako Pavyon (Serpil Velda; Nevin Can); Yeni Havana Pavyon... Piccadilly... Mulen Ruj Night Club (Füsun Uçak; Çalıkuşu; Nilüfer Nilay)... Çağlayan Saz.
Emine, Süha Doğan'ın gazinosunda 'fıstıkçı kız' ve 'temizlikçi' olarak çalışıyor. Kimsesiz. Aynı yerdeki kapıcı Hasan Baba, ta şu kadarcıktan beri kol kanat germiş. 20 yıldır burada yaşlı adam. Kendi halinde, kanaatkâr. "Kısmetimiz bu kadarmış" diyenlerden. Genç kız da nankör değil ama gözü yükseklerde. 'Kısmet' diyerek ömrünün sonuna kadar avunmaya, sürünmeye niyeti yok. "Şu sahnedeki karılara bak. Allah ne ses vermiş ne de güzellik. Gene de paranın anasını ağlatıyorlar. Ama dur, dur sen! Hem Vallahi, hem Billahi ben de şarkıcı olacağım." Duvar boyu afişler, kapıda yanıp sönen neon ışıklar; EMİNE!
Murat, buraların 'kralı'. Müşterisi bol, işleri 'maşallah' gazinoya hemen el koyuyor. Önce adamları Hüseyin Güler, Hakkı Kıvanç, Yusuf Sezer ve 'küçük bir uyarı' gelir. Burayı 'paydos' etmezse hakkında hayırlı olmaz, 'yola getirirlermiş'! Süha Doğan'a uygulanan yöntem farklı değil. Gazinosu el değiştirirken çıkan patırtıda Hasan Baba 'sizlere ömür'! "Vicdansızlar" diye bağırıyordu Emine.
Murat değil hayat vicdansız aslında. Rüzgâra kapılmış kuru bir yaprak gibi oradan oraya sürüklüyor insanı. "Beni de atmıştı Beyoğlu'nun göbeğine." Toprakları yetersiz kalınca ailece göç etmişler köyden. Yolda at arabası devrilmiş, babası altında kalmış. Ölmeden önce "Evinin erkeği ol, ele güne muhtaç etme ananla kardeşini" diyebilmiş kahramanımıza. Önceleri boyacılık, seyyar satıcılık, pazarlarda ve Sirkeci otobüslerinde hamallık yetmişti 'alın teriyle' geçinmek için. Kardeşinin okulu falan derken masrafları artar. Ardından karanlık işler, polis takibi, hapse giriş çıkış var. Annesini de kardeşini de rahat bir hayata kavuşturacak kadar zengin şimdi. Metin, 4 ay sonra fakülteyi bitirip hukukçu olacak kısmetse.
Yeni kurduğu gazinoda "İyi para kazanırsın" diyerek gardıroba verir Emine'yi. Ancak genç kızın aklı hâlâ şarkıcılıkta. Şantöz Serpil'in gelmediği bir gece sahneye çıkıverir. Çok başarılı ve alkışlanan bir sanatçı olur. Halk çok sevmiş. Murat da!
Hediyeler, akşam yemeğine kulüp kapatmalar! Ama genç kız için sadece 'bir patron' olduğunu anlayamıyor bir türlü.
Yorucu bir sezon sonu Uludağ'a gitmek ister Emine. [Dağ özlemi, eski bir hikâye ve çocukluğuyla ilgili. "Çok küçüktüm, karlı bir yamaçta minik bir evimiz vardı. Babam haftada bir gelirdi. Bir hafta gelmeyiverdi. Annemle şehre indik, beni bir eve bıraktı. Ayda bir yoklamaya geliyordu beni. Bir gün O da gelmeyiverdi!" Sonrası için "Soğan doğra! Hayat bir bıçak ben bir garip soğan, doğradı da doğradı" diyor. Gene de bükememiş belini, çok şükür]. Murat 'mühim bir vaziyet' nedeniyle İstanbul'da kalınca tek başına yola çıkar genç kız. Beceren Otel'e 'arabasıyla' vardığında Metin de 'yürüyerek' geliyordu. (Fakülteden eve, evden fakülteye derslerinden başını kaldırmayan delikanlının, son sınavlar öncesi hem de abisine haber vermeden tatile çıkması senaryonun zayıf kısmı).
Tek boş oda olması nedeniyle gergin başlayan ilişkileri kısa sürede aşka dönüşür. Evlenmeye karar vermişlerdi ama Murat'ın da genç kıza tutkun olması aileyi parçalıyor. İş, yumruklaşma, silah çekme, kanlı bıçaklı olmaya varınca anne Şükriye Atav harekete geçer. Aradan çekilmesini ister Emine'den.
Sonrasında genç kız, Burhaniye Oteli'nde yer silici, Metin ise inşaatlarda ustabaşıydı. Kavuşmaları Murat'ın hatasını anlamasıyla.
'Emine'deki melodiler.
'Caravan' (1936) (Juan Tizol / Duke Ellington) Jeneriğin ilk 30 saniyesinde.
'Ferahfeza Saz Semaisi' (Tambûrî Cemil Bey) Murat'ın adamları Süha Doğan'ın gazinosuna geldiğinde.
'Çargâh Sirto' Hüseyin Güler, Süha Doğan'a "Bu sana son ihtar. Yarın burayı paydos edeceksin. Sonra da iyi bir müşteri gelecek. O'na satacaksın" derken.
'El Choclo (Kiss Of Fire)' (1903) (Angel Gregorio Villoldo) Hüseyin Güler, Murat'a "Emirlerinizi ilettik patron ama adam yola geleceğe benzemiyor" derken. [Ayten Alpman bu tangoyu, Grafson Stüdyo Orkestrası eşliğinde ve Sezen Cumhur Önal'ın sözleriyle plak yapmıştı (1969); 'Seni Unutmak Senden Kaçmak İstiyorum'].
'Le Passeger De La Pluie'deki (1970) (Francis Lai) 'La Valse Du Mariage' 3 sahnede (Emine, assolistin odasında bir kostüm (adı 'Gökkuşağı'ymış) seçerken; Uludağ'daki otele arabası ile geldiğinde; İstanbul'da balıkçıları dolaşırlarken). 'Dualité' 2 sahnede (Murat, ders çalışan Metin'in odasına geldiğinde; Sofrada konuşurlarken). "Mellie Et L'Américain" 3 sahnede (Metin, çarparak karlara düşürdüğü Emine'ye "İnatçılığı bırakın. Uzatacağınız el, belki de dostluğumuzun başlangıcı olabilir" derken; Genç kız, 'Yağmur' şarkısı sonrası odasına geldiğinde; Metin'den gelen telefona cevap veremediğinde). 'Générique' 4 sahnede (Otelde oda kalmadığı için şömineli salonda yatarlarken; Dolmabahçe Saat Kulesi önünde birbirlerine koşarken; 'Çaldığım Kapılar Hemen Kapandı' şarkısı sonrası Emine, otel odasında şarap içerken; Geçmişi düşünürken). "L'arrestation" 6 sahnede (Metin, Beceren Teleski'nin karlı merdivenlerinden inerken; Karda, el ele yürürlerken; Evlenme teklifinde; Uludağ'daki son akşam yemeğinde; Dolmabahçe'deki ikinci buluşmada; Murat, Metin'i Emine'ye getirdiğinde). 'Théme Bestial' Karlarda yuvarlanırlarken. 'Théme Mellie' 2 sahnede (Emine, Metin'e "Buraya gelmemeliydin" derken; Metin, gelip genç kızı evde bulamadığında). 'Théme Des Voitures' 2 sahnede (İnşaatlarda çalışırken; Odasında yalnızken).
'Çeçen Kızı' (Hüseyni makamında) 2 sahnede (Süha Doğan, Emine'ye "Tuhaf şey, bu gece hiç müşteri yok" derken; Murat, almak için Süha Doğan'ın gazinosundayken).
'Nihavend Makamında Tambur Taksimi' Eli kolu paket dolu annesini ziyarete geldiğinde.
'Hüseyni Makamında Muhayyer Oyun Havası' 2 sahnede (Assolist Serpil'in gazinoya gelmediği gece herkes O'nu ararken; Emine, telefonda Murat'a Serpil gibi davranırken).
'Dark Eyes (Ochi Chyornye-Les Yeux Noirs)' (Rus Halk Şarkısı) Murat, Emine'yi İstanbul'un en şık kulübüne götürdüğünde.
Paul Mauriat'nın 'Penelope' albümündeki (1971) 'El Cóndor Pasa (If I Could)' (Daniel Alomia Robles / Paul Simon) 'Filet mignon' yerken. (Murat "Külbastı" diye açıklıyor Emine ve seyirciye).
Paul Mauriat'nın 'Tombe La Neige' uzunçalarındaki (1971) 'Melancholy Man' (1969) (Mike Pinder) Emine ve Murat dans ederken. [Gökhan Abur, 'Yalnız Adam' adıyla plak yapmıştı].
'Sunflower'daki (1970) (Henry Mancini) "Masha's Theme" Emine, Murat'a 'karlı yamaçtaki minik evlerini' anlatırken. 'Parting In Milan' 2 sahnede (Murat, evin önünde "Yarın erkenden yolcuyuz, tamam mı... Gelip alacağım seni" derken; Emine, Murat'ın evlilik teklifine 'hayır' derken). 'Giovanna' İlk kayak görüntülerinde. 'Retreat' Murat, evde gelip "Kim vardı yanında, kim vardı burda" derken.
'Aranguez Concerto'daki (1939) (Joaquin Rodrigo) 'Adagio' Emine ve Metin, Uludağ'daki diskoda dans ederken.
'Dil Seni Sevmeyeni Sevmede Lezzet mi Olur' (Nihavend) (Civan Ağa / Mehmet Sadi Bey) 2 sahnede (Gazinocu Süha Doğan, Burhaniye Oteli'nde temizlikçi olarak çalışan Emine'yi bulduğunda; Murat, salaş gazinodaki Emine'ye gelince).
'Özledim Seni (Gözlerimde Yaş Hep Seni Bekledim Ben)' (1967) (Teoman Alpay) Film biterken.
Filmdeki şarkılar.
'Koca Dünya' (Abdullah Nail Baysu) (2 dakika 52 saniye) Emine, gazino boşaldıktan sonra, sahnede Belkıs Özener'in sesiyle söylüyor. "Dünya handır han içinde//Yaşar o ruh can içinde//Rüya gibi gelir geçer//İnsanoğlu gam içinde//**//Dertli ağlar dertsiz ağlar//Dünya içinde//Hey gidi gidi koca dünya//Dert yükü müsün//Söyle fani dünya söyle//Dert yükü müsün//**//Dünya döner değirmendir//İnsan içinde çavdardır//Bugün gelen yarın gider//Dolup boşalan bir handır."
'Tatlı Dillim' (1971) (Neşet Ertaş) (1 dakika 22 saniye) Şantöz Serpil'in gazinodaki şarkısı. "Şu garip halinde bile işveli nazlı//Gönlüm hep seni arıyor neredesin sen// Tatlı dillim, güler yüzlüm, ey ceylan gözlüm//Gönlüm hep seni arıyor neredesin sen//**//Ben ağlarken ağlayıp gülerken gülen//Bütün dertlerimi bağlayıp gönlümü bilen//Sanki kalbimi bilerek yüzüme gülen//Gönlüm hep seni arıyor neredesin sen//**//Sinemde gizli yaramı kimse bilmiyor//Hiçbir tabip şu yarama merhem olmuyor//Boynu bükük bir garibim yüzüm gülmüyor//Gönlüm hep seni arıyor neredesin sen."
'Sevil Neşelen Sevme Yanarsın (Sevil de Sevme)' (Nihavend) (Sadettin Öktenay / Turgut Yusuf Yarkent) (2 dakika 25 saniye) Emine'nin, seyirci önündeki ilk şarkısı. "Sevil neşelen sevme yanarsın//Bir sarı saçı okşar kanarsın//O bir gölgedir varlık sanırsın//**//Sevil de sevme, ağlama ağlat//Yoksa zehrolur bu tatlı hayat//**//Sevda çölünden geçse de yollar//Bütün bir ömür ah ile dolar//İnan ki gençlik gülden tez solar."
'Dudaklarında Arzu Kollarında Yalnız Ben' (Kürdî) (Sâdettin Öktenay / Sevim Yücealp) (2 dakika 2 saniye). İkinci şarkısı. "Dudaklarında arzu kollarında yalnız ben//Sana bakan bir çift göz ben olayım sevgilim//**//Gününe gecene eş gözüne yaş yine ben//Sana âşık yalnız ben, ben olayım sevgilim//**//Bütün ömür boyunca kalbinde sevgilin ben//Benliğinde yalnız ben, ben olayım sevgilim."
'Mamy Blue' (1970) (Hubert Giraud / Phil Trim) (54 saniye) Uludağ'daki diskoda Nicholetta'nın sesinden dinliyoruz. [Türkçe uyarlamaları var bu şarkının. Arda Kardeş (Oy Anam-1971) (Şanar Yurdatapan); Sevil & Vural (Bir Sana Bir Bana-1971) (Bora Çakır); Kamuran Akkor (Sen Nerde Ben Orda-1972) (Sezen Cumhur Önal)].
'Na Na Hey Hey Kiss Him Goodbye' (1969) (Paul Leka / Gary De Carlo / Dale Frashuer) (29 saniye) Şampanya patlatırlarken.
'Yağmur' (1971) (Vedat Yıldırımbora) (2 dakika 18 saniye) Uludağ dönüşü Belkıs Özener'in sesiyle söylediği şarkı. "Yağmurun sesine bak//Aşka davet ediyor//Cama vuran her damla//Beni harap ediyor//**//Bu yağmur seni benden//Alıp götüren yağmur//Her damlada ah ettim//Aşkımızı sel gibi//Silip süpüren yağmur//**//Her damlada ah ettim//Hayatıma kahrettim//O kadar üzgünüm ki//Seni nasıl kaybettim//**//Ne zaman kapım çalsa//Sen geldin sanıyorum//Korkarım ki aşkımı//Boş yere arıyorum//**//Yine yağmur yağacak//Seni benden alacak//En acı ıstırabın//Deryasına salacak."
'Nerden Düştüm Ben Bu Aşka (Ne Güzeldi Sensiz Hayat)' (1971) (Hüseyni) (Sabri Özdene / Ertuğ Başaran) (39 saniye). Murat'ın adamları Metin'i gazinoya getirdiklerinde Emine söylüyordu. "Nerden düştüm ben bu aşka//Ne verdi ki dertten başka//Sevmeseydim seni keşke//Ne güzeldi sensiz hayat//**//Yaşantım sanki esaret//Kalmadı bende cesaret//Ne güzeldi sensiz hayat//**//Nazarında ben bir hiçim//Ağlıyorum için için//Seni sevmek bütün suçum//Ne güzeldi sensiz hayat."
'Çaldığım Kapılar Hemen Kapandı' (1971) (İsmet Nedim) (2 dakika) Süha Doğan'ın gazinosunda Belkıs Özener'in sesiyle söylüyor. "Şaşırdım yolumu ben, kimlere sorsam//Yerim yok, yuvam yok nereye varsam//Çaldığım kapılar hemen kapandı//Bir kuru canımdan başka nem kaldı//**//Kalbimi bir ateş durmadan yakar//Sevdiğim yar bile el gibi bakar//Çaldığım kapılar hemen kapandı//Bir kuru canımdan başka nem kaldı."
'Ben Gamlı Hazan Sense Bahar' (Hicaz) (1971) (Melahat Pars / Sıtkı Argınbaş) (2 dakika 9 saniye) Filmdeki son şarkı. "Ben gamlı hazan sense bahar dinle de vazgeç//Sen kendine kendin gibi bir taze bahar seç//Olmaz meleğim böyle bir aşk bende vakit geç//Sen kendine kendin gibi bir taze bahar seç."
Program bitmiş, ortalığı toplayıp yerleri temizliyorlar. Emine öfkeli. "Sarhoşlar, itler, köpekler gitti evine uyudu. Sabah olacak, senle ben hâlâ çabalıyoruz" diye yakınıyor Hasan Baba'ya. Şantözleri de 'sahnedeki karılar' diye küçümsemişti! Yükselmenin temelinde böyle bir 'hırs' var belki! Genç kız, yoksul 'bir işçi kızı'. Yaşamındaki değişimler ve bunlara uyumu hayranlık verici. Gazinoda, ayağında erkek çorapları taş silen 'fıstıkçı' kızken, 'gardıropçu' ve nihayet bir şarkıda birkaç elbise değiştiren assolist olur! 'Fosforlu Cevriye' tarzı konuşması düzelmiş. Filmin sonunda taş silmeye düşüş ve assolistliğe yükselişi tekrar yaşıyor. Gittikleri gece kulübünde Murat'a "Fabrikada hep kız kıza dans ederdik" demişti. [O zamanlar fabrika diye bir şey ve kız kıza da olsa danslı partiler varmış! Diskoda dans, 'tepinmek' genç kıza göre]. "Daha başka nerde çalışmadım ki. Namusuyla çalışana her yerde iş var" diyecek kadar ülkesine güvenli.
Sorunsuz günlerdeki 'Dudaklarında Arzu Kollarında Yalnız Ben' şarkısında 8'er elbise ve peruk değiştiriyor. İşlerin iyi gitmediği 'Yağmur'da ise elbise ve peruk 'tek'!
Kimsesiz ama Metin'i tanıdıktan sonra artık kimsesiz değilmiş. "Çünkü sen varsın" diyor.
Evi için çekimler Muammer Karaca'nın köşkünde yapılmış.
Murat, gazinoda 'White Horse'; Anasının yanında 'ıslatılmış tarhana' ve 'mantı' düşkünü. Yeşilyurt'ta bir ailesi olduğunu adamlarında sadece Hüseyin Güler biliyor. Binde bir uğrar ama oluk gibi para yağdırırmış. Kardeşinden ise kimsenin haberi yok. Arkadaşlarıyla, bir kerecik olsun gelip eğlenmesine izin vermez. "Başka yerde eğlensin. Benim çöplüğümde dolaşıp da ayağını kirletmesin." Bu tavrın nedenini şöyle açıklıyor; "Sen, ilerde Hâkim belki de Savcı, büyük bir adam olacaksın. Ama ben kimim? Gazinocu Murat! Herkesin korktuğu, sabıkalı, belalı Murat... Kardeşim olduğun bilinirse yan gözle bakarlar devlet kapısında sana. İŞTE ONUN İÇİN BIRAKTIM SOYADIMIZI! ONUN İÇİN SEYREK GELİRİM YANINIZA!"
İki kardeşteki değişim dikkat çekici. Ağabey, köydeki yaşamdan Nispetiye Sokağı-Zincirlikuyu'da hamallığa ve Beyoğlu'nun göbeğinde yalnızca gücün geçerli olduğu 'krallığa'; Metin ise Hukuk Fakültesi'ni bitirecekken inşaatlarda ameleliğe.
Şükriye Atav, oğullarından çok hoşnut. Ama ellerinin 'pek yavaş' olduğundan, 'birer gelin bulamadıklarından' yakınıyor. 'Aynı gelini bulmaları' fırtına koparacaktır. Alnı seccadeden kalkmayan anne ve hâkim/savcı olacak kardeş, 'gayri meşru işlerden gelen para sayesinde ak kaşık'! Bu arada Murat, kimbilir kaç kişinin canını yakmış, Hasan Baba ölmüş hiç önemli değil.
Metin, yüzü gibi tertemiz. Emine'ye "Dünya iyisi bir abim var. Daha doğrusu, baba. Her şeyimi O'na borçluyum ben" diyor. Abisine de "Senin ismin ve varlığın bana leke değil şeref verir" demişti. Ama genç kız nedeniyle araları açılınca "Abim yok artık benim. Düşman ekmeği yiyemem ben anne. Keşke hiç okumasaydım. Bir de o emeği geçmeseydi bana" yakınmasındaydı. Özellikle büyük şehre geldikten sonra sanki bir 'petri kabında' yaşıyor. Abisinin koruyucu kanatları altında korunmalı ve dış ortamdan öylesine uzak. 60'lar ve 12 Mart'ın farkında bile değil. Kavgası, dönemin gençliğinden farklı olarak 'velinimetiyle'.
Uludağ'daki akşam yemeğinde genç kızın şerefine şampanya getirtir. Ömründe içmemişti. Güzel bir hanımla beraber olmanın âdetidir diye düşünmüş!
Soğuğa, memleketten alışkın. "Babam çiftçiydi. Kışın davar gütmek zordur. Ellerimiz donardı. Kuzuların karnında ısıtırdık parmaklarımızı." Kışları sert ama baharda doyum olmazmış köylerindeki yaylalara. "Balkanlardan kopun köpüklü sular koyun sürüleri gibi koşar ovalara" demesinden, ailenin Trakyalı olduğu anlaşılıyor.
Murat'ın (Ekrem Bora'ya ait) '34 HR 007' plakalı bordo 'Mercedes'ini 'Kadın Severse' (1968), 'Yakılacak Kitap' (1968), 'Tek Kurşun' (1968), 'Günahını Ödeyen Adam' (1969), 'Şehir Eşkıyası' (1969), 'Sürtük' (1970) filmlerinden anımsıyoruz.
Suat Sadıkoğlu'nun Ortaköy'deki yalısı, ufak bir düzenleme ile Uludağ'daki otel olmuş. Murat'ın ilk assolisti Serpil Seren, çekimlerin yapıldığı yıl Yenikapı, Sahil Yolu'ndaki 'Yakamoz Restoran Taverna' kadrosundaydı.
Emine ve Hasan Baba'nın odasında 'Hamdi Tanses'in afişi var. 'Türkülerimize gönül vermiş ozanlarımızdan biri'. 1946, Ordu-Velibayraktar köyü doğumlu. İlk müzik derslerini Ahmet Yamacı ve Kanuni İsmail Hakkı Bey'den almış. 68-73 arasında İstanbul Belediyesi İcra Heyeti'nde, 69-75 arasında gazino sahnelerindeydi. Eğitimi, makine mühendisliği. 80 sonrasında Almanya'ya yerleşmiş. Kitap, plak ve kasetleri var. 'Benimdir' türküsündeki bir mısra Emine'ye çok uygun: "Vardım ileriye vardım geriye//Kendime rastladım varsam nereye."
Emine'yi Jeyan Mahfi Ayral; Metin'i Toron Karacaoğlu; Murat'ı Hayri Esen; Süha Doğan'ı Erdoğan Esenboğa; Hasan Baba'yı Osman Alyanak; Anneyi Şükriye Atav seslendirmiş.
Emine-Filiz Akın; Murat-Ekrem Bora; Metin-Tarık Akan; Anne-Şükriye Atav; Baba-Nuri Tuğ; Hasan Baba-Osman Alyanak; Şantöz Serpil-Serpil Seren; Gazinocu-Süha Doğan; Murat'ın adamları-Hüseyin Güler, Yusuf Sezer, Hakkı Kıvanç, Oktay Yavuz; Çocuk Murat-Hayrettin Aslan; İstanbul'un en şık gece kulübündeki Şef Garson Zeki Sezer; Assolist Serpil Seren'e gönderdiği kart nedeniyle Murat'ın dayağını yiyen Ekrem Gökkaya; Emine'nin ev işlerine bakan Nermin-Gülten Ceylan; Darbuka ustası 'Ve Atilla Mayda'; Çocuk Murat'ın bavul taşıdığı '34 ND 017' plakalı araba; Uludağ; Beceren Teleski; Burhaniye Oteli; Dolmabahçe Saat Kulesi [Bozuk olmalı. Üç ayrı çekimde 14.15'i gösteriyor!] çok güzeldi.
"Senin için kapattım bu gece burayı... Seni benden başka kimse görmesin." Duyanlar da Emine'ye tutuldu zannedecekler Murat'ı. "Olamaz mı!"