“Şükür kavuşturana!” Sağlık sorunları nedeniyle zorlukla tamamladığı ‘Son Mektup’tan üç ay sonra tekrar kamera karşısına geçen Filiz Akın söylüyor bunları. Filmdeki babası-Mümtaz Ener gibi, İngiltere’deki zorlu tedavinin ardından ‘ikinci yuvası, ikinci evi’nde.
05 Ekim 2016

"Şükür kavuşturana!" Sağlık sorunları nedeniyle zorlukla tamamladığı 'Son Mektup'tan üç ay sonra tekrar kamera karşısına geçen Filiz Akın söylüyor bunları. Filmdeki babası-Mümtaz Ener gibi, İngiltere'deki zorlu tedavinin ardından 'ikinci yuvası, ikinci evi'nde. "Setlerdeki dostluğa, arkadaşlığa, gerçek samimiyete o kadar alışmışım ki, gurbet ellerde hastanede yatarken hep setlerin, setlere kavuşacağım günlerin hayaliyle yaşadım." Şükür kavuşturana!

Temmuz-Ağustos aylarında çekilen 'Cilveli Kız', 03 Kasım 1969, Pazartesi günü (Şehzadebaşı) 'Gündeş', (Aksaray) 'Kısmet', (Pangaltı) 'Yeni Atlas' sinemalarında gösterime girmiş. Ad olarak başta düşünülen 'İşportacı' çok daha uygun. Çünkü 'ekmek parası' için çırpınan Kiraz'ın cilveleşecek hali hiç mi hiç yok. "Sen yaman bir kıza benziyorsun" diyen Hayrullah Bey'e "Mecburuz bey amca. 'Zaman' insanı 'yaman' yapıyor. Yoksa nasıl geçiniriz" yanıtını verecektir. Mart, 1963'te Aliki Vuyuklaki'nin 'Madalena' filmi bizde 'Cilveli Kız' ismiyle gösterilmişti. Erler Film, bunu kullanmayı tercih etmiş. 81 dakika, 12 buçuk dakikası şarkı.

Ay Feri, 'Casatschok'un Türkçe uyarlamasını söylüyor. "Başımda eski kavak yelleri//Hatırla o eski günleri." Cıvıl cıvıl 4 işportacı; Eşsiz güzelliği ile Kiraz, Palabıyık Ömer, koca göbekli Tosun, Pire Mehmet. 'Bir çiçek üç böcek'! Vapurda, Galata Köprüsü'nde, satış başlamışlar. Ortalık bayram yeri gibi. 'Hakiki İsveç çeliğinden mamul JOB tıraş bıçağı'; 'Top Attı Çamura Battı' fabrikasından 'kaşkorse'; 'Evinize, çoluk çocuğunuza' çorap. Bir JOB ile '40' (başka bir sahnede '25') tıraş mümkünmüş! Bir sürüşte sinekkaydıymış. Sattıklarının hepsi 'vatan millet menfaatine, reklam uğruna' ve de zararınaymış!

Kalabalık yerde tezgâh açıyorlar. Zabıta kovalarken Tosun bile dünya rekoru kırmış olabilir! Öğle yemekleri manav, simitçi, lahmacuncudan. Elbette, tek kuruş ödemeden, 'araklama' yöntemiyle.

Dostlukları dünyaya bedel. Aynı tozlu, fakir sokakta oturuyorlar. Diğerlerinin değil yalnızca Kiraz'ın evine konuk oluyoruz. Adı söylenmeyen babası bir kazada sakat kalmış. 'Körpecik bir kızın eline baktığı için kendinden utanıyor'. Eski haline bir dönebilse! Ama günü kurtarmak bile mümkün değilken Londra'daki ameliyata 50 bini bulmak öylesine zor ki. Dört kafadarın hesabına göre 'yılda bin lira arttırsalar' 50 senede falan birikirmiş!sfdhdfhdfh

Bura İstanbul, yoksulu da dertli varsılı da! Aynı günlerde Akay Ticarethanesi sahibi Hacı Hayrullah Bey'in ağzını bıçak açmıyordu. Oğlu için 'asil ve temiz aileden, namazında niyazında birini' istemiş ama Aydın bula bula şantöz striptizci Okşan'ı bulmuş."Sülalesi Bey, Paşa. Tam 500 yıllık şecereleri var" diye kandırıyor babasını. Gelin adayının muhterem peder ve valideleri Hac seferindeymişler. Gerçi o günler Hac mevsimi değil ama olsun! Kayınpederle kayınvalide pek dindar ve her fırsatta hacı olurlarmış! Bereket şoförleri Cemil Efendi uyanık biri. Okşan'ın 'maalesef bir bar kadını' olduğunu fısıldar Beyefendiye. İspata hazırmış!

'Summertime'lı striptiz sırasında Hacı Bey de oradaydı. Şaşkınlık şokuyla bayılmak için tamamen soyunmasını beklemesi de ilginç! Evde "Vallah rızam yoktur. Evlatlıktan reddederim. Mirastan mahrum bırakırım" diye yırtınıyor ama oğlu kararlı. Başkaları ne derse desin evlenecekmiş. Aşk ferman dinlemiyormuş!

Kader, yoksulluğun uçurumundaki ama umudun zirvesindeki Kiraz'la varsıllığın doruklarındaki ama çaresizliğin dibindeki Hayrullah Bey'i bir vapur güvertesinde karşılaştırır. İkisi de 'sıkışmış kul', ikisi de birbirinin 'Hızır'ı. Bizimkiler 'batan geminin malları' çorap, fanila satışındalar. Bugün var yarın yokmuş! [Bu sahnede filmin sürprizi ile karşılaşıyoruz. Tosun'un "Almayan pişman, buyur beyim" dediği yolcu 'İhsan Baysal'! O sıralar Kartal Tibet'in özel şoförüydü. Kısa bir süre sonra sinemaya başlayıp çok önemli bir sanatçı olacaktır].

Yaşlı adam, bir köşede Aydın'ın derdiyle canı sıkkın oturmaktaydı. Çorap satmak isteyen Kiraz'a "İstemez... İhtiyacım yok..." diye dirense de bizimki öyle güzel, içten, 'Ekmek Kavgası' nedeniyle öylesine tuttuğunu koparan biri ki sonunda "Ver bakalım10 tane" diyor. Aklına bir de fikir gelmiş. "Sana daha iyi bir iş bulsam. Şöyle bol paralı bir iş. Kabul eder misin?"

Ertesi gün (unutulmaz 'çikolatalı pasta' sahneli) işyerinde. "Hep beraber birleşip benim oğlana bir oyun oynayacağız. Sizi giydirip kuşatıp benim evin yanındaki köşke yerleştireceğim. Altınıza bir de 'lüks' otomobil (bunu film boyunca göremeyeceğiz) çekeceğim. Benim kafasız oğlum bir bar kadınına âşık olmuş. Bu kadarla kalsa iyi, kadını nikâhlamaya kalkıyor. ('Bar kadını' ile beraberlik 'iyi', evlenmeye kalktın mı 'kötü')! Kızım, sen oğlumu bu kadından kurtaracaksın." Kiraz sinirlenip "Anlamadım, sen beni ne zannettin hacı beyefendi" diye parlıyor. Ancak önerilen para 'peşin 50 bin, iş bitince 50 bin daha'! Babasının ameliyatı olmasa dünyanın kaç bucak olduğunu gösterirdi genç kız. Kabul etmesin de ne yapsın! Hayrullah Beyimizin bir şartı daha var. "Bana namus sözü vereceksin, o kadını atlatıp yerine geçmek yok." Bilmiyor ki Kiraz'a 'koca' değil 'para' lazım.

Sonrasında bizimkilerdeki değişim müthiş. Kiraz, Avrupa'dan yeni dönmüş bir hanımefendi; Tosun, aşçı; Ömer, şoför; Mehmet, uşak! "Meğer biz şimdiye kadar fare deliğinde yaşamışız da haberimiz yokmuş" diyorlar. Ameliyat için gerekli paranın piyangodan çıktığına inandırılan baba, İngiltere'ye gider.

Kiraz'ın Aydın'a ilk yakınlaşma denemeleri pek başarılı değil. Ama sonunda birbirlerini severler. (Bu arada Okşan'ın gerçek niyeti de ortaya çıkıyor. "Hiçbir zaman sevmemiştim ki seni. Sadece paran için evlenecektim. Artık paranın da önemi kalmadı. Senden çok daha zengin birini buldum. Verilmiş sadakaların varmış. Yoksa ne boynuzlar taktıracaktım sana!" Yanıt, tokat olarak gelir).

İki gencin aşklarını Boğaz, fayton gezileri sırasında, gece kulübünde dans ederlerken izliyoruz.

İş evlenme kararına kadar gidince kıyamet kopar. Hayrullah Bey'in genç kıza davranışı çok kırıcı. "Oğlumla evlenmeyi aklından çıkar. Buna asla müsaade etmem, asla. 'Öbürüne' nasıl çare bulduysam 'sana da' bulurum."

Dört arkadaş, geldikleri yere dönmüşler. "Fakat Kiraz eski Kiraz değildi artık. Tüm yaşama gücünü, neşe ve canlılığını kaybetmiş, gülmeyi unutmuştu sanki. Hüznü kederi, arkadaşlarına da sirayet etmişti." Aydın'ın durumu farklı değil. Dünyası yıkılmış. 'Aşka Tövbe'de (1968) Nazan'la evlenemeyen Mübin'e benziyor. İçki, sigara. Kumarın yerini gazinoda gördüğümüz iki kadın almış. (Kiraz da, benzer şekilde üzüntüsünü iki erkekle gidermeye çalışsa seyircinin tepkisi ne olurdu?).ae54yey

Bu günlerde, genç kızın babası 'karanlık gecenin parlayıp sönen tek yıldızı gibi' geri gelir. Abdurrahman Palay'ın fondaki sesi "Tamamen iyileşmiş" diyor. Ama görünen tek fark vapurla giderken 'koltuk değnekliydi', uçakla geldiğinde 'bastonlu'. "Demek istiyorum ki senin kıza Milli Piyango vurmadı." Mahalle kahvesinde Ali'nin sözlerine öfkelenip kızını tokatlıyor. Bu arada Aydın da yoksul işportacısının yerini bulmuş.

Genç kız ise kaçmaya kararlı. Bıraktığı mektupta 'çok uzaklara gideceğini' yazıyordu. Fazla uzaklaşamadan birbirlerine kavuşurlar.

'Cilveli Kız'daki melodiler.

'Ağlama Değmez Hayat (Rüya Gibi Her Hatıra)' (Mehmet Ilgın) (Rast) 4 sahnede (Galata Köprüsü'ndeki ilk işportacılıkta; Kaptan, gemide işportacılık yapan bizimkileri görünce; Kiraz, arkadaşlarıyla, Hayrullah Bey'in işyerinde merdivenleri çıkarken; Hayrullah Bey "Muvaffakiyete doğru mühim bir adım daha attık" derken).

Joe 'Fingers' Carr, His Piano & Orchestra'nın 'The Happy Sound!' albümündeki (1966) 'Goofus' 8 sahnede (Manav "Yenge Hanım, incir de sever mi" derken; İkinci zabıta baskınında; Gelin adayının striptizini gören Hayrullah Bey bayılırken; Kiraz, sekreterle kavga ederken; Hayrullah Bey, pasta limonata getirtirken; Kiraz, vazifesinin Aydın'ı baştan çıkarmak olduğunu öğrendiğinde; Genç kız, köşkün bahçesine çıktığında; Denizde boğulma numarası yaparken).

'Casatschok' (Boris Lubaschkin) 4 sahnede (Simit, lahmacun 'yürütürken'; Birlikte bunları yerken; Süklüm püklüm, köşkten yoksul mahallelerine dönerken; Otobüs garajına geldiklerinde).

Fausto Papetti'nin 'I Remember N. 2' uzunçalarındaki (1965) 'Summertime' (1935) (George Gershwin) 3 sahnede (Okşan, Aydın'la sevişirken; Gazinoda striptiz yaparken; Daha zengin bir sevgili bulduğunu söylerken).

Russ Case'in 'Cleopatra' 33'lüğündeki (1963) 'Caesar & Cleopatra Theme' (1963) (Alex North) Kiraz, arkadaşlarına, babasının Londra'da ameliyat olması gerektiğini anlatırken.

'Daktilo Daktilo' Biletçi/Kaptan, gemiye biletsiz binen Kiraz'ı kulağını çekerken.

'Zambaklar Açarken' (Bora Ayanoğlu) 3 sahnede (Kiraz, arkadaşlarıyla, Hayrullah Bey'in çalışma yerine geldiğinde; Evlenme teklifi sırasında; Sonlara doğru, ikinci kez Aydın'ın resmine bakarken).

'Lüküs Hayat' (1933) (Cemal Reşit Rey) 2 sahnede [Bizimkiler, Hayrullah Bey'in verdiği 50 bini sayarken; Kiraz, köşkte arkadaşlarına çalışma prensiplerini(!) anlattıktan sonra].

'Il Mercenario'daki (1968) (Ennio Morricone) 'Ripresa' İlk görüşmede sıkılan Aydın, Kiraz'ı yalnız bırakıp giderken. 'Suspense' 2 sahnede (Aydın garaja yetiştiğinde Kiraz'ın otobüsü giderken; Otobüsü takip sırasında). 'Bamba Vivace (Titoli Di Testa)' Otobüsün yolunu kestiklerinde.

'All Alone Am I' (1962) (Manos Hadjidakis) 10 sahnede (Kiraz'ın babası "Ben bu parayı kendim için harcayamam" derken; Gemi ile Londra'ya giderken; Aydın, Kiraz'a "Dünkü hareketimden sonra beni hâlâ seviyor musun" derken; Veda mektubunu okurken; Aylar sonra karşılaştıklarında; Kiraz'la, mahallesinde konuşurlarken; Babası, Kiraz'ı tokatlarken; Kızının veda mektubunu okurken; Otobüs hareket ederken; Aydın, inmesi için seslenirken). Ay Feri, bu melodiyi Edvard Saatçi'nin Türkçe sözleriyle ve Yalçın Ateş Orkestrası eşlinde söylemişti (1968); 'Dünya Ne Yalan'.

Marcello Minerbi'nin 'El Cordobes' 45'liğindeki 'El Cordobes' (1966) (Jean-Max Riviére / Gérard Bourgeois) Okşan, gazinoda, Kiraz'a "Kalk ordan, şıllık" derken. [Bu melodiyi Nino De Murcia, Sezen Cumhur Önal'ın Türkçe sözleriyle plak yapmıştı (1969); 'Seni Beklerim Öptüğün Yerde']. 'B' yüzündeki 'Take Off Your Coat' (Marcello Minerbi) 3 sahnede (Okşan, "Ben oraya ancak evin hanımı olarak ayak basarım" derken; Tekrar gazinoya gelen Aydın'a "Oo, küçük bey, sizi tekrar burada görmek ne saadet" derken; Okşan'ı kovan Aydın içki içerken).

'Charade-Saklambaç' (1963) (Henri Mancini) Gazinodaki kavgada bizimkiler çalıyor. Tosun, saksofon; Ömer, gitar; Mehmet, bateri.xfgjsfjfs

'Düğün Marşı' (1842) (Felix Mendelssohn) Sonuçlanmayacak nikâhta.

'Duel At Diablo'daki (1966) (Neal Hefti) 'The Earth Runs Red' Nikâhtaki oyunu anlayan Aydın, Kiraz'a "Sen ne düzenbaz, ne rezil, meğer ne aşağılık bir yaratıkmışsın" derken.

Les Fantomes'in 'Stone City' 45'liğindeki (1963) 'Les Yeux Noirs' Okşan, gazinodaki kavga sonrasında "Yüzüme gözüme bak, ne hale girmişim" derken. 'Stone City' (Roger David) Otobüs takibi sırasında, Tosun "İşte, şu önde giden araba" dedikten sonra.

Fausto Papetti'nin 'I Remember N.1' albümündeki (1962) 'Amado Mio' (1946) (Allan Deville Roberts / Doris Fisher) Kiraz'la Aydın gazinoda dans ederken. Bu melodiyi Nükhet Duru, dilimizde söyleyecektir (1984); 'Yalan Sözlerle'.

'Dalları Bastı Kiraz' Kiraz, Aydın'a yazdığı veda mektubunu Hayrullah Bey'e verirken.

'El Cid'deki (1961) (Miklós Rózsa) '13 Knights' Sondaki takipte lastik patladığında.

Filmdeki şarkılar.

'Kaza Çok' (1969-Türkçe sözler, Edvard Saatçi) (Orijinali, Casatschok) (1969-Boris Lubaschkin) 2 sahnede dinliyoruz [(1 dakika 52 saniye) İlk vapurda, Yalçın Ateş Orkestrası eşliğindeki Ay Feri'den; (28 saniye) Yorucu bir işporta günü sonrasında eve dönerken bizimkilerden]. "Selam dostlar sizlere//Neşe dolsun gönlerle//Selam aşkı sevenlere//Mazide kalan günlere//Selam eski türkülere//Dostlara, sevgililere//**//Başımda eski kavak yelleri//Hatırla o eski günleri//Dargınlık bitsin neşe gelsin//Durmadan şerefe içelim//**//Kaza çok, kaza çok, kaza çok//**//Erisin dertler kadehlerde//Kalmasın damla yaş gözlerde//Olalım gamsız derbeder//Hırsından çatlasın kader//Söyleyelim keyifli şarkılar//Ömür boyu gülsün dudaklar."

'Böyle Gelmiş Böyle Geçer Dünya' (Türkçe sözler, Fecri Ebcioğlu) (Orijinali 'Al Bint Al Chalabiya-Georgeous Girl-Barefoot Girl') (Rahbani Kardeşler) (1 dakika) Okşan, Yalçın Ateş 6'lısı eşliğinde, Gönül Akkor'un sesiyle gazinoda söylüyor. "Böyle gelmiş böyle, böyle geçer dünya//Günlerimiz bitecek bir gün saya saya//**//Neşe, keder hepsi geçer//Bize kâr kalan nedir bu dünyadan."

'Lüküs Hayat' (1933) (Cemal Reşit Rey) (16 saniye) Kahramanlarımız köşkte söylüyor. "Lüküs hayat, lüküs hayat//Bak keyfine yan gel de yat//Ne ömür şey ah ne rahat// Yoktur eşin lüküs hayat."

'Sana Ben Kulum' (1969) (Türkçe sözler Fecri Ebcioğlu) (1 dakika 20 saniye) Okşan'ın, Gönül Akkor'un sesiyle gazinodaki ikinci şarkısı. Orkestra, Yalçın Ateş 6'lısı. "Ne param var benim ne de bir pulum//Tek hazinem sensin sana ben kulum//Roma gibi çıkıyor sana her yolum//Esirinim, kölenim sana ben yavrum."

'Ay Beyaz Deniz Mavi' (Orijinali, 'Abbo Oubib Ghanoura') (Rahbani kardeşler) (Türkçe sözler, Selahattin Sarıkaya) (1 dakika) Motorla Boğaz gezisi sırasında Yalçın Ateş Orkestrası eşliğinde Nesrin Sipahi'den dinliyoruz. "Ay beyaz deniz mavi eğlenin kızlar//Yârinden ayrılanın yüreği sızlar//**//Sandalımız sanki uçan bir kuştur//Hayat dalgalar gibi bazen yokuştur//Emirgan'dan Marmara'ya, Kınalı Büyük Ada'ya//Aşkımıza mavi suya gizleyelim yah yah." Bu melodi, Ron Goodwin'in 'Music For An Arabian Night' albümünde (1959) 'Dancing Eyes' adıyla yer alıyor.

'Seni Sevmek' (Türkçe sözler, Sezen Cumhur Önal) (43 saniye) Faytonla Tarabya gezisinde Doruk Onatkut Orkestrası eşliğinde Mehmet Taneri'den dinliyoruz. "Seni sevmek//Alnımda yazılıymış//Seni sevmek//Hiç bitmeyen serapmış//**//Seni sevmek//Sonsuz bir ayrılıkmış//Seni sevmek//En güzel pişmanlıkmış."

'Erkekleri Tanıyın' (Orijinali, 'Eem Ata Tzaeer Balev') (Yehuda Offen / Aris San) (1969) (Türkçe sözler, Fecri Ebcioğlu) (45 saniye) Bot dolu sahilde Ajda Pekkan söylüyor. "Erkekleri tanıyın//Onlara inanmayın//Nasıl çapkın bakarlar//Kalbimizle oynarlar//**//Şu erkekler ne yaman//Her sözleri bir yalan//Görmesin güzel bir kız//Kalırsın yalnız//Aşkları biter//Acımaz gider."

'Sen İstedin' (1969) (Orijinali, 'Honey') (1968) (Bobby Russell) (Türkçe sözler, Ülkü Aker) (2 dakika 40 saniye) Yalçın Ateş Orkestrası eşliğinde, Nesrin Sipahi'den 3 sahnede dinliyoruz. (Aşk acısı içindeki Kiraz, vapurdayken; Köprüdeyken; Evde, Aydın'ın resmine ilk kez bakarken). "Sev dedin seni sevdim//Sana ömrümü verdim//Sen istedin//**//Yalnız benim ol dedin//Sen aşkımla dol dedin//Sen istedin//**//Her günüm seninleydi//Kalbim hep seni sevdi//Sen istedin//**//Hiç ayrılık yok dedin//Sonunda kaçıp gittin//Sen istedin//**//Hani aşkımız hani o sözler//Nerde o sevgili, aşk dolu sözler//**//Artık ne yapsan da boş//Şimdi başka aşka koş//Sen istedin//**//Son pişmanlık faydasız//Daha mutluyum artık//Sen istedin//**//Suç senin günah senin//Yalan dolu sözlerin//Sen istedin//**//Çıkma artık karşıma//Bırak beni yoluma//Sen istedin."

'Boş Sokak' (1968) (Orijinali 'Was Ich Dir Sagen Will') (1967) (Udo Jurgens) (Türkçe sözler, Fecri Ebcioğlu) Yalçın Ateş Orkestrası eşliğinde Ajda Pekkan, 2 sahnede söylüyor. [(27 saniye) Aydın, Kiraz'ın mahallesine geldiğinde; (25 saniye) Kiraz, babasının koluna girip yürürken]. "Hiç niyetim yoktu ben maziye//Dönüp seni anıp düşünmeye//Eski bir şarkının o an birden//Geldiğini duydum penceremden//**//Koştum birden koştum baktım hemen//Seni aradım hep penceremden//Gözlerimde yaşlar birden coştu//Fakat ne yazık ki sokak boştu//**//Gözlerim dolaştı bir bir bu yollarda//Aradım seni her köşe başında//Kalbim ağlarken ah ne yazık ki//Belki de sen, sen başka kollarda."rtusrturt

'Dalları Bastı Kiraz' (1 dakika 15 saniye) Film biterken. "Kiraz dalda sallanır//Yere düşer dallanır//Kız dudağın allanır//Dalları bastı kiraz//Adalar'a gidelim bu yaz."

JOB tıraş bıçağı, o dönem çok reklâmı yapılan ama pek o kadar da iyi olmayan bir üründü. Kiraz "Bir jiletle 40 tıraş kardeşim. Nerde görülmüş bu?" diyor. 'Perdaha lüzum yokmuş'. Tosun ise "Satan şişman, almayan pişman" diyerek müşteri kızıştırıyor.

Yine Tosun, tebdil kıyafet, Belediye memuruymuş gibi bir manavı korkutuyor. 'Katiyen' rüşvet kabul etmezmiş. "Yoo, benim çocuklarımın boğazından daha haram geçmedi." Ama 'naçizane ufak bir hediyeye' diyeceği yok. Satıcının, kese kâğıdını meyveyle doldururken "Yenge hanım incir de sever mi" sorusuna verdiği yanıt harika; "Bayılır! Hepsinden biraz koy."

Bu sırada çevredeki reklâm yazılarından ülke olarak ne durumda olduğumuzu anlıyoruz; Shell, Coca Cola, Pepsi. Tarabya yakınlarındaki çayevinde %100 yerli imalatımız 'Kocataş Gazozu-Kocataş Kola' yazısı bile Coca Cola'ya benzetilmiş!

'Seni Sevmek' dışındaki tüm şarkılarda Yalçın Ateş 6'lısı var. Mine Baykara "Kulüpte olsun, plakta olsun eşlik eden orkestraların en iyisi, en kaprissiz olanı" diyor. Belki bir rekor, o sene 100'den fazla plakta çalmışlar.

Pırıl pırıl Beyoğlu. 'Rita Pavyon Night Club (Funda Yakar)'; 'Foliberjer (Sevtap Çetinkale, Filiz Mehtap, Han Güneş, Ancela, Esin Göksel, Nuray Günay, Orkestra Nejat Onat, Şantöz Aysun, Volkanlar)'. Sevtap Çetinkale, o dönem, 'İmamın Karısı' olarak fırtınalar koparmıştı.

Kiraz, kitap düşkünü. 'Ekonomi Politik' okuyan Aydın'a 'Aşk Kurbanı' ve 'Torik Necmi' romanlarından söz eder. Seçimlerde muhalif partilere oy verdiğini öğreniyoruz. "Herkes iktidar partisine verirse muhalefet olmaz ki." Okuldayken yurttaşlıktan hep pekiyi alırmış.

Vapurda çorap satmak için yırtınıyordu. Hayrullah Bey adını öğrenince "İsmin de senin gibi güzel" diyor. Yanıt anında gelir. "Sen benim güzelliğimi boş ver de çorabın güzelini seç!"

Babası için iki kez 'yatalak' deniyor ama hiç yatarken görmedik. Davranışlarımız, içinde bulunduğumuz koşullarla nasıl da ilgilidir. Parasızlıktan bunaldığı bir anda haykırıyordu; "Allah artık bizi unuttu kızım. Bir yanda yatalaklık, bir yanda fukaralık tamamen canıma yetti artık." Birkaç sahne sonra 'piyangodan çıkan' 50 bin lirayı görünce o sert sesi yumuşar; "Allah'a şükür, dualarım kabul oldu."

Aydın için evlilik önemli. Hem Okşan hem de Kiraz'a teklif ediyor. Televizyon serisi 'Barnaby Jones (İhtiyar Delikanlı)'un 'Divorce-Murderer's Style' bölümünde yer alan "Evlilik bir kumar gibidir ama yalnız yaşamaktansa insan şansını denemeli" şeklinde bir konuşmayı anımsattı. Hizmetçiden de yanak almıştı. Sekreter Aynur Aydan, nasıl olmuş beyimizin dikkatini çekmemiş! Viski tercihi 'Haig Haig'.

Şarkıcı Okşan Sevil rolündeki Feri Cansel'in herhalde en mutlu yılları. O kadar içten gülüyor ki. Tanışmak için köşke geldiğinde Hayrullah Bey, 31 Temmuz 199 tarihli gazeteyi okuyordu. Spor sayfasında, "Federasyon Zeki'yi Ceza Heyeti'ne Sevk Etti" haberi var. Olaylı bir şekilde Bursaspor'dan Fenerbahçe'ye transfer olmuştu.

Lahmacunlu sahnede görüntüye gelen (Türker İnanoğlu'ya ait) '34 HN 161' plakalı 'Buick'i 'Zehirli Hayat' (1967), 'Evlat Uğruna' (1967), 'Ayrılık Saati' (1967), 'Benim de Kalbim Var' (1968) filmlerinden anımsıyoruz.

Aydın'ın (Kartal Tibet'e ait) '34 HA 578' plakalı 'Mercedes'ini ise 'Ölmeyen Aşk' (1966), 'Parmaklıklar Arasında' (1967), 'Sevemez Kimse Seni' (1968), 'Benim de Kalbim Var' (1968), 'Sarmaşık Gülleri'nde (1968) görmüştük.

Aydın'ı (bu isim Kartal Tibet'e pek olmamış), Faik Çoşkun'u, Manav'ı, "Beyefendiyle konuşmak mümkün olmayacak mı acaba" diyen kişiyi Abdurrahman Palay; Kiraz'ı Adalet Cimcoz; Okşan'ı Nevin Akkaya; Hayrullah Bey'i Agâh Hün; Palabıyık Ömer'i Sadettin Erbil; Mehmet'i Zafer Önen; Tosun'u Toron Karacaoğlu; Kiraz'ın babasını Mümtaz Ener; Mehmet'i ve Nikâh memurunu Zafer Önen; Aynur Aydan'ı Gülen Kıpçak seslendirmiş.

Sonda kahramanlarımızı taşıyan '34 KH 255' plakalı Sarı Ford kamyon için Ömer "Çamurdan olsun, Ford olsun" diyor. Kapısında 'Apollo 9' (ay çevresinde insanlı ilk uçuş) yazılı. Ezikliğimizi ortadan kaldırmak için kamyon kasasının önüne 'Maşallah' yazısı ve etrafına iki Türk bayrağı konmuş.

Kiraz-Filiz Akın; Aydın-Kartal Tibet; Okşan-Feri Cansel; Hayrullah Bey-Hulusi Kentmen; Palabıyık Ömer-Hüseyin Baradan; Mehmet-Moris; Tosun-Necdet Tosun; Kiraz'ın babası-Mümtaz Ener; Kahveci-Arap Celal; Ali-Faik Coşkun; Sekreter-Aynur Aydan; Hulusi Bey-Zeki Sezer; Vapur yolcusu-Sıdıka Duruer; Kaptan/Biletçi-Hüseyin Salıcı; Beyoğlu gazinoları; Vapurdaki, köprüdeki işporta sahneleri; Kiraz'ın mahallesi; Yeşilköy'deki '34 DT 717' plakalı araba; Kiraz'ı otobüse getiren '34 DP 220' plakalı taksi; '34 EF 767' plakalı Magirus çok güzel.

Filiz Akın; "Allah'a şükürler olsun, işte gene sette, kameranın, ışıkların karşısındayım. O kadar mutluyum ki, dünyayı bana verselerdi bu kadar sevinmez, bu kadar heyecanlanmazdım." Buradaki bazı giysilerini başka filmlerden anımsıyoruz. Hayrullah Bey'e vapurda çorap satarkenki bluzu, 'Arkadaşımın Aşkısın'da (1968) "Kocamdı, O'na alışıyor, yavaş yavaş yakınlaşıyordum" derken; Hemen her sahnedeki enlemesine çizgili gömleği 'Ayrılık Saati'nde (1967) "Ben olmasam müzik dünyası batmaz Necip Baba" derken giyiyordu.

 YORUMLAR  ({{commentsCount}})
{{countDown || 2000}} karakter kaldı
{{comment.username}}
{{moment(comment.date).fromNow()}}
Uyarı:  Yorumunuz, yönetici tarafından onaylandıktan sonra tüm ziyaretçilerimiz tarafından görüntülenebilecektir. (Bu mesajı sadece siz görüyorsunuz)
{{reply.username}}
{{moment(reply.date).fromNow()}}
Uyarı:  Yorumunuz, yönetici tarafından onaylandıktan sonra tüm ziyaretçilerimiz tarafından görüntülenebilecektir. (Bu mesajı sadece siz görüyorsunuz)