Üye değil misiniz?
Aktivasyonunuzu tamamlamadınız!
Zaten bir hesabınız var mı?
Film, 'Evlilik Sultanlıktır' diyenlerin zaferiyle bitiyor ama adı 'Bekârlık Sultanlıktır'! Yönetmen, 'mağlupların' gönlünü almak istedi galiba!
Erler Film'in 'mevsimin son filmi' olarak takdim ettiği 'Bekârlık Sultanlıktır', 26 Mayıs 1964, Salı günü (Kurtuluş) 'Yeni Atlas'taki suarenin ardında 27 Mayıs, Çarşamba günü (Çarşıkapı) 'Şık', (Kadıköy) 'Opera', (Şehzadebaşı) 'Kulüp', (Bakırköy) 'Yeni' sinemalarında gösterime girmiş.
Her fikir için hemen ikiye bölünen ülkemizde 50'lerin 'halkçı-demokrat' ayrımından sonra sıra 'bekârlık-evlilik'te! Dernekler kurulmuş. 'Bekârları Koruma Cemiyeti'nde erkekler, 'Bekârları Evlendirme Cemiyeti'nde kadınlar çoğunlukta. Başkanları Davut Özbekâr ve Mualla Sürer birbirlerini neredeyse bir kaşık suda boğacaklar. Ama her şeyi değiştiren, dönüştüren 'zaman', bu düşmanlığı, bambaşka bir şekle sokacaktır.
Önce erkeklerin toplantısını izliyoruz. 'Bekârlığın sultanlık' olduğu konusunda hepsi ateş gibi. (Ama salondan çıktıklarında davranışları bambaşka). Gelemeyenler 'mazeretlerini yazılı olarak bildirmek zorunda'. İstanbul'dan Avukat Rakım Özbakım, İzmir'den Rıfat Efe, Bursa'dan Osman Kutlucalı, Samsun'dan Atıf Saksısever, Isparta'dan Muhterem Nuhbaba hazır ve nazırlar. Başkan, 'yıllık faaliyeti zikretmeden evvel' Haysiyet Divanı tarafından ihraç edilmek üzere kara listeye alınan üyelerin adlarını sekreter Nilgün Esen'e okutuyor. Bu sırada 4 filme gönderme var. Bir üye, "Hainler" diye bağıranın kim olduğunu öğrenmek ister. Rakım Özbakım'ın yanıtı; "Rıfat Diye Biri" (1962) (Ertem Göreç)! Osman Kutlucalı, bunların öldürülmesini ister. Atıf Saksısever "Bu yapılır mı hiç? 'Allah Cezanı Versin Osman Bey' (1961) (Atıf Yılmaz)" diye karşı çıkıyor! Osman'ın yanıtı gecikmez; "Erkeklik Öldü mü Atıf Bey" (1962) (Mehmet Dinler)! Atıf'ın konuyu bağlaması; "Bu ne biçim iş Reis Bey? Bir adam kalkıyor cemiyetimizden ayrılanlara ölüm yağdırmak istiyor. Sonra da kalkıp dostluktan bahsediyor. 'Biz de Arkadaş mıyız' (1962) (Ülkü Erakalın)!"
Toplantı, 'daimî bekâr kalmaya söz vermiş' üyelerin yeminiyle sona erer. "Evliliğin zevkleri//Kısa sürer, anlıktır//Hayatta büyük gerçek//Bekârlık sultanlıktır//**//Ant içelim erkekçe//Bize haram evlenmek//Ant içelim erkekçe//Bekârlık sultanlıktır."
'Evlilik Sultanlıktır' cemiyetindeki toplantı böyle 'boş teneke misali' değil. Derneğin sekreteri kıpır kıpır Kudret Şandra. Üyeleri; Zehra-Suzan Avcı, Hatice-Nevzat Okçugil, Sıdıka Duruer, Talya Salta, Fahriye Şemahi. Mualla Sürer işi sıkı tutuyor; (Nezihe Becerikli'nin sesi ile) "Düşmanımız 'Bekârları Koruma Cemiyeti', yıllık toplantısında aleyhimize faaliyetlerini genişletirken biz derin bir kış uykusu uyuyoruz ('kış uykusundayız' dese daha mı iyi olurdu). Kesilsin artık bu uyuşukluk. Müşterek düşmanımız olan bekâr erkeklere karşı son ve nihai taarruzumuzu yapalım! Manevralarımızla perişan edelim. Öyle ki bir daha asla bize meydan okuma fırsatı bulamasınlar."
Karşı tarafı 'en ufak hususiyetlerine kadar' incelemişler. Elbiseleri, sigara-içki kullanımları ve gazino düşkünlüklerine kadar her şeyi biliyorlar. "Osman Kutlucalı, 30 yaşında olduğunu söyler fakat 35 yaşında. Ticaretle iştigal eder. İstanbul'da 1 hafta daha kalacak. Rakıdan hoşlanır, daima lacivert elbise giyer. Sigara içmez. Annesi var. Kadın görünce midesi bulanır." 46 yaşındaki Atıf Saksısever'i de araştırmışlar. "18 yaşında evlenmiş, iki sene evli kalmış, ayrılmış. Şimdi kadın gördü mü tüyleri diken diken oluyor. Fakat gene de barlara gidip, kimseye çaktırmadan, kadınlarla düşüp kalkmaktan zevk alıyor. Sarı saçlılara karşı zaafı fazla. Bilhassa romantik kadınlardan ve baygın bakışlardan hoşlanıyor." Hatice, Atıf'a; Zehra da Osman'a kancayı atacak. Yere mendil düşürmeler, 'ayağım burkuldu' numaraları! Aslında hiç öyle debelenmelerine gerek yok. Berikiler zaten dünden hazırmış!
Davut... İnce papyon, sarkık bıyık, hasır şapka, cebi mendilli frak veya takım elbise, baston. Pırıl pırıl pabuç, yırtık çorap, sökük gömlek. Okuldan arkadaşı Hasan da bir toplantı(!) için Ankara'ya gitmek üzereydi. Sarışın afet sekreterin de eşlik edecek olması nişanlısı Nurşen'i kızdırmış. "Mademki sen kâtibenle seyahate gidiyorsun ben de sen seyahatteyken, elbette ki boş durmayacağım. Senden evvel benle ilgilenen Selim İçlises'e telefon edeceğim" deyip duruyor. İşadamının soyadı 'Kaçırmaz'! Kâtibeyi de nişanlısını da kaybetmek istemiyor. Son çare olarak Davut'un yardımını ister; "Sen bugüne bugün 'Bekârları Koruma Cemiyeti' başkanısın. Bekâr olan nişanlımı korumanı senden istiyorum." Başka erkeklerle dolaşmasına mâni olmalıymış.
Haydarpaşa Garı'nda başlayan korumacılık görevi sırasında asıl avlanan dernek başkanımız olacaktır. Bu arada, okuldayken numarasının 19 olduğunu öğreniriz. Hasan'ın da lakabı 'sinek'miş!
Sonuçta, Hatice, Atıf'la; Zehra, Osman'la; Hasan, sekreteri Mine Soley'le; Nurşen, Selim'le; Sekreter Nilgün Esen, Rakım'la evlenir. Dernek başkanları Davut ve Mualla Sürer de nikâh masasındaydı. Erkekler, ayrıca, kılıbık olmayı kabul eden bir mukavele de imzalıyorlar!
'Bekârlık Sultanlıktır'daki melodiler.
Mitch Miller And His Orchestra'dan 'Bridge On The River Of Kwai'deki (1957) (Malcolm Arnold) 'The River Kwai March/Colonel Bogey' 5 sahnede (Mualla Sürer ve Davut, sabah, iş yerine gelirken; Denek toplantısı bittikten sonra; Atıf, Hatice'nin düşürdüğü mendili yerden alırken; Zehra, ayağı burkulmuş numarası yaparken; Filmin sonundaki yeminde).
'Du Rififi Chez Les Hommes'daki (1955) (Georges Auric) 'Main Title' 2 sahnede (Evlilik Sultanlıktır Derneği'nin ilk toplantısı görüntüye geldiğinde; Davut'un taşıdığı bavuldan kadın iç çamaşırları çıkınca).
Bert Kaempfert'in 'The Best Of Bert Kaempfert Hit-Maker No. 1' albümündeki (1962) 'Afrikaan Beat' (1962) (Bert Kaempfert) 2 sahnede (Zehra, Osman'a "Bekâr mısınız" derken; Davut, ikinci kez, Nurşen'in peşinden koşarken). 'Wonderland By Night (Wunderland Bei Nacht)' (1961) (Klaus-Gunter Neuman) 2 sahnede ("Ne iyi ettiniz de geldiniz. Benim de önce uykum kaçmıştı. Ama sonra uyumuşum" derken; Kahvaltı ederken).
Billy Mure'un 'Supersonic Guitars Vol. 2' uzunçalarındaki (1960) 'Shenandoah March' (Billy Mure) 2 sahnede (Toplantı sonrası, sekreteri, Davut'un ceketini, gömleğini getirdiğinde; söküklerini dikerken). 'Keep It Movin' (Parker) Davut'un yüzü mendilden boyanınca. 'Dizzy Fingers' (Zez Confrey) Davut, elinde iki bavul ve balık ortası, Haydarpaşa'da Nurşen'in peşinde koşarken. 'Baia' (1938) (Ary Barroso) Kuaföre girerken. 'The Jitterbug Waltz' (Fats Walter) Nurşen, kapıyı uzun uzun kapıyı çalarak Davut'u uyandırdığında.
'When The Saints Go Marching In' (1896) (James Milton Black / Katharine Purvis) Davut, Haydarpaşa'da Gülgün Erdem'le konuşurken.
Trio Albert Raisner'in 'Arminicas Magicas' 33'lüğündeki (1960) 'Chica Chica Bum' (Moyzakh) Davut, Selim'in sakal tıraşı için çırpılmış yumurta; Nurşen'in saçı için talk pudrası kullanırken.
Lalo Schifrin'li 'New Brazilian Jazz'ın 'Bossa Nova' albümündeki (1962) 'Boato (Bistro)' (1961) (Joáo Roberto Esteves Kelly) Davut ve Nurşen, motosikletle giderken. 'Chega De Saudade' (1958) (Antonio Carlos Jobim / Vinicius De Moraes) 2 sahnede (Tarsuslu Ahmet, Davut'a kesme şeker atarken; Nurşen ve Selim'in dansında).
'El Choclo' (1903) (Ángel Villoldo) 2 sahnede (Nurşen ve Davut'un dansında; Ahmet, telefonda güreşi anlatırken).
Gerry Mulligan'ın "Doin' The Twist" uzunçalarındaki 'Shout' Tango 'El Choclo'dan sonraki dansta.
Billy May'in 'Big Fat Brass' 33'lüğündeki 'Joom Jooms' Nurşen'in Hasan ile telefon konuşmasında.
'Düğün Marşı' (1842) (Felix Mendelssohn) Nikâhta.
Filmdeki şarkılar.
"Sıra Sıra Siniler (Sarı Kanaryam) (C'est Ça Que J'aime)" (Fransızca sözler, Dario Moreno / Jacques Plait) (Jerry Van Rooyen Orkestrası) 2 sahnede [(2 dakika) Jenerikte, Dario Moreno söylüyor; (1 dakika 45 saniye) Selim, gazinoda, Dario Moreno'nun sesiyle söylüyor]. "Sıra sıra tepsiler (siniler)//Hasta olan iniler//Aldı gitti yârimi//Denizdeki gemiler//**//Sana kızamam//Ah seni seviyom candan//Bakışların pek yaman//Benim de sarı kanaryam//**//Karanfilim bu dama//Safa geldin odama//Hakikatli yar isen//Görücü gönder babama//**//Je n'sais pas si je mang'ral//Du shoudu poulet//Ou les deux á la fois//Avec un peu de foie gras//**//Je n'sais pas si mon auto//S'ra violette ou bien bordeaux//Si je chant'rai la Traviata//L'Avion rose ou Mustapha//**//Cést ça que j'aime//C'ést ça que j'aime//Vivre ma vie ou jour le jour//Sans embrass et sans d'etour."
'Ali (Entarisi Ala Benziyor)' (Fransızca sözler, Dario Moreno / Jacques Plait) (Claude Bolling Orkestrası) (2 dakika 6 saniye) Selim'in, Dario Moreno sesiyle, gazinodaki ikinci şarkısı. "Je t'ai recontre au bord du Bosphore//Tu m'as enflamme çömme un bout de phosphore//Avec tes grands yeux de braise ardents//Tes muscles puissants tes regards charmants//**//Je t'ai accoste toi tu m'as souri//Je t'ai propose pre un raki//Sortons de la foule guittonsIstanbul//Tu pons trouble en disant ceci//**//Ali Ali Ali ah//**//Je ne comprends rien á tout cela//Qui donc est cet Ali lá//J'ai beau courir dans Istanbul//Je ne le vois pas dens la foule//**//Entarisi ala benziyor//Şeftalisi bala benziyor//Entarisi biçim biçim//Ölüyorum senin için//**//Gel yanıma kalbim yanar//Sen olmazsan canım yanar//**//Je t'ai embrasse//Tu n'as pas dit non//Tusemblais trouver ce baiser tres bon//Et çömme dejá je t'appellais cheri//Tu parus trouble en disant ceci."
'Yavaş Yavaş' (Dario Moreno, 'Doucement Les Amis' adıyla plak yapmıştı) (12 saniye) Selim'in (Toron Karacaoğlu sesiyle) Nurşen'in evinde mırıldandığı ilk şarkı. "Yavaş yavaş gel bana//Derdimi anlasana//Ben ki çoktan beridir//Yalvarıyorum sana."
'Baharda Kuşlar Getirecek' (10 saniye) Evde mırıldandığı ikinci şarkı. "Baharda kuşlar getirecek//Kalbimi ve aşkımı sana." [Bu şarkıyı 'Genç Kızlar'da (1963) Oya-Hülya Koçyiğit ve 'Yuvana Dön Baba'da (1968) Handan-Figen Say (Kamuran Akkor'un sesiyle) söyleyecektir].
'Papatya' (Necdet Koyutürk) (12 saniye) Evdeki tango. "Papaya gibisin beyaz ve ince//Eziliyor ruhum seni görünce//İsmin dudaklarımı yakıyor neden//Nedir bu çektiğim senin elinden."
'Evlilik Düeti (Bu Bekarlıktan Bıktım Usandım)' (1 dakika 52 saniye) Gazinodaki kanto. Selim, Toron Karacaoğlu'nun sesiyle eşlik ediyor. "Bu bekârlıktan bıktım usandım//Metreslerimden hiç zevk almadım//Bu son arzum evlenmektir kararım//Lakin münasip bir hanım nerden bulayım//**//İmdada yetiş aman Allahım//Sefil kuluna et biraz yardım//Bir takım çapkınlara aldandım//Bu mevsimde karda kışta sokakta kaldım//**//İşte bir bayan pek mini mini//Sorsam acaba sever mi beni//Matmazel bana verir misin elini//Al elimi hem kalbimi sensin sahibi//**//Tanrım çıkardı seni karşıma//Kurban olayım göz ve kaşına//Bizi görenler sakın kıskanmasınlar//Bir eş bulup evlenerek mesut olsunlar."
50'ler ve 60'larda her konuda olduğu gibi bu konuda da 'münazaralar' yapılırdı. Bursa-Çelik Palas'taki tartışmayı 'evlilik' kazanmış (Şubat, 1963). İşin ilginç yanı, bekârlığı savunan gurup 'evli'; Evliliği savunan gurup 'bekârmış'! Bandırma 6. Hava Alayı lokalindeyse, zafer, 'bekârlık' diyenlerin (Şubat, 1956). Karşı tarafın "Tebaasız sultanlık mı olur" savunması yeterli olmamış! Şiirlere dönüşen tartışma, Hasan Pulur'un 'Olaylar ve İnsanlar' köşesine de yansıyacaktır (Aralık, 1966). (Müzmin bekârlar adına) Kemal Öncü; "Evlenen cahillere beş öğün kötek haktır//Kim ne derse desin, bekârlık sultanlıktır." (Mesut evliler adına) Tuna Şenyücel; "Bir eşin bir yuvan yok, falaka sana haktır//Hangi cahil söylemiş, bekârlık sultanlıktır." (Orta yolcular adına) Cem Çakma; "Hanımım evde bekler, kızlar dışarda beni//Seçerim güzelini, canımın çektiğini//Ne bekârlık sultanlık, ne evlenmek haktır//Her ikisi rezalet, akıp giden hayattır."
Kudret Şandra, 'Bekârları Evlendirme Cemiyeti'nin yerinde duramayan sekreteri rolünde çok başarılı. Herkes evlenirken bekâr kalan tek kişi. Derneğin amacı evliliği teşvik etmek ve kadınlara yapılan ihanete mâni olmakmış!
İşadamı Hasan Kaçırmaz, yataklı vagonla gidecekti. Sekreteri de yanında! Nurşen'i rahatlatmak için "Çingene maşası gibi bir şey. Gece görsen uykun kaçar" demişti. "Merhaba nonoşum, beklettim mi" diyerek gelen Mine Soley'i görünce nişanlısının gerçekten uykusu kaçıyor! Marilyn Monroe'dan bile daha güzel. "Demek senin 'çingene maşası' bu ha!" Hasan kaçın kurası, durumu hemen kurtarıyor; "Ne o, sen estetik ameliyatı mı oldun?" Ankara'da ne yapacakları da kesin değil. "Bu konferansta bulunmazsam en az 20 bin lira zararım olur. Düğünümüz bile bu seyahate bağlı" diyordu. Ama Onları otel odasında sarmaş dolaş göreceğiz. Daktilo tıkırtısını telefonla Nurşen'e dinletmeleri harika.
Kovalamaca sahneleri çok hareketli. Haydarpaşa Garı'nda Nurşen, 'T. 60 807' plakalı taksi ile kaçar. Davut da 'T. 51 891' ile peşinde. Ama kuaförün orda indiklerinde genç kızın taksisi '34 DD 398'; Davut'unki ise '34 AK 381' plakalıydı. Takip uzun sürmüş, bu sırada plaka kuralları değişmiştir belki! '34 DD 398' plakalı taksiyi 'Ölüm Saati'nde (1967) Karadayı-Arap Celal kullanıyordu. 'T. 51 891' plakalı olanı 50'li yıllarda Şoförler Cemiyeti'nin Ortaköy şubesine kayıtlıymış.
Kuaför Kardeşler Hayrettin-Necmettin-Fahrettin, 'Beyoğlu Piliçleri'nin (1964) jeneriğinde de var. Ama Hayrettin'in adını çıkarmışlardı.
Muzaffer Yenen, polis ve Sedat Demir, bekçi rollerinde. Şaban, 3 ay kurs görüp bekçi olmuş. Hırsızı ('hırkızı' diyor) gözünden tanırmış!
Necdet Tosun da ağır sıklet güreşçisi Tarsuslu Ahmet olmuş. Selim'in ricasıyla habire kesmeşeker atarak Davut'u rahatsız ediyor. Bizimki, önceleri biraz dikleşse de dünya şampiyonluğunu duyunca "Şekersiz çay verin Bey'e" diye alttan alır.
Avukat Rakım, Şefik Eşrefsaati adıyla pehlivana telefon ediyor. Burada Eşref Şefik'in radyo programlarındaki süt içişine ve 'Antonson mücadelesindeki dakikalara' göndermeler var. 'Çift paça dalmak', 'elense çekmek', 'tırpan', 'kündeye getirmek' gibi güreş deyimleri ile konuşuyorlar.
Göbek dansı sahnesinde Filiz Akın'ın bileziği yere düşüyor. Sonra Davut'un alnına süs olur.
Nurşen'i Jeyan Mahfi Ayral; Selim'i Toron Karacaoğlu; Davut'u Kemal Ergüvenç; Atıf'ı Vahi Öz; Osman'ı Sadettin Erbil; Hatice'yi Nevzat Okçugil; Zehra'yı Sacide Keskin seslendirmiş.
Davut, Haydarpaşa Garı'nda. Bir elinde bavul, diğerinde olta. 'Deniz veya göl kenarında balık avlamak' istiyordu. Olta, gencecik Gülgün Erdem'in eteğine takılıp biraz açıyor. Genç kızın söyledikleri çok hoş; "Tatile hemen başladınız galiba."
Haydarpaşa (6 dakika 50 saniye); Kuaförde Davut'un yarım kalan manikür-pedikürü (2 dakika 21 saniye); Dönemin ünlü mağazası Kazova (2 dakika 42 saniye); Genç kızın evi (16 dakika); Gazino (16 dakika) sahneleri filmin yarısından fazlasını oluşturuyor. Davut, eve gelen berberin yerini alır. Fakat bu sahne pek inandırıcı değil. Biraz önce kuaförden çıkan Nurşen'in eve berber çağırması biraz zorlama olmuş.
Nurşen-Filiz Akın; Selim-Yılmaz Duru; Davut Özbekâr-Ahmet Tarık Tekçe; Atıf Saksısever-Vahi Öz; Zehra-Suzan Avcı; Osman Kutlucalı-Hüseyin Baradan; Sekreter-Nilgün Esen; Rakım Özbakım-Aziz Basmacı; Hatice-Nevzat Okçugil; Hasan Kaçırmaz-Sadettin Erbil ve sekreteri Mine Soley; Tarsuslu Pehlivan Ahmet-Necdet Tosun; Mualla Sürer; Bekçi-Sedat Demir; Gülgün Erdem; Haydarpaşa Garı; Gazino; Osman ve Zehra'nın bindikleri '34 DR 145' plakalı taksi; Nurşen'in mağaza sonrası bindiği 'T. 55 341' plakalı taksi; Polis-Muzaffer Yenen ve Davut'un bindiği '34 AR 506' plakalı 'Plymouth' taksi; '34 DN 123' plakalı motosiklet; Kuzuluk Madensuyu ve Sodası; Kapısında 'S. Şengül' yazılı kamyonet çok güzeldi. Gazinoda, Erdoğan Üçkaya, baterist; Silvana Panpani, konuk. Hüseyin Salıcı, otelde yan odadaki müşteri. 'Beyoğlu Piliçleri'nde (1964) tekrar göreceğimiz gazinoda Selim'in dansı ve Dario Moreno'nun 'Sarı Kanaryam' yorumu harika.
Filmin sonundaki yeminleri; Evliliğin zevkleri//Hayat boyu lazımdır//Varılan büyük gerçek//Evlilik Sultanlıktır//**//Ant içelim yeniden//Severek evlendik biz//Ant içelim severek//Evlilik sultanlıktır.