Üye değil misiniz?
Aktivasyonunuzu tamamlamadınız!
Zaten bir hesabınız var mı?
SERGEI LOZNITSA: BENİM KAHRAMANLARIM İNSANLAR DEĞİL DURUMLARDIR
TürkMedya katkılarıyla gerçekleşen Sergei Loznitsa Master Class'ı Soho House İstanbul'daydı!
Sinema yazarı Murat Tırpan'ın sorularını yanıtlayan Ukraynalı yönetmen, sinema okulları onu kabul etmediği için matematik okuduğunu ve film çekmeye sezgileriyle başladığını anlattı: "Yönetmen olmanın en önemli özelliği irade ve irademizi ortaya koymaktır. Yaratmak irade işidir ve bu da yeteneğin bi parçasıdır. Benim bir yeteneğim var mıydı? Bilmiyordum. Film okuyabilir, konuşabilirsiniz ama hiç kimse sizin yetenekli olduğunuzu bilmez. Ben bunun farkına üçüncü filmde varabildim. Bu sürece kadar her şey sezgiyle oldu. Önce hareket ettim, sonra düşündüm. Normal insanlar gibi. Sofistike insanlar gibi değil yani."
Matematik okumasının sinema üretiminde çok büyük destek olduğunu da beliren Sergei Loznitsa, "Bilim ve sanat arasında önemli bir ortaklık var. Her ikisi de soyutlamaya dayalı çünkü. Ekranda gördüğümüz her şey bir soyutlama. Dün, Arkeoloji Müzesi'ne gittim ve orada bir taşın üstünde Sümer alfabesini gördüm. Perdede gördüğümüz de, o taşın üzerinde gördüğümüz şey de sıfırdan tanımlamadır, soyutlama yani" dedi.
Filmlerinden örnekler göstererek yönetmenlik deneyimlerini paylaşan Loznitsa, 1996'da çektiği kısa belgeseli "Today We Are Going to Build a House"tan sahneler izleterek şunları söyledi: "Sinemaya belgeselle başladım. İlk filmimi çekerken ne çekeceğimi biliyordum. Tüm film, insan toplulukları ve durumlarla ilgili. O nedenle kahraman yok. Durumları tespit etmek ve kahramanları, yani insanları kaydetmekti tek yaptığım. Sonra kurmacayla tanıştım. Bir yönetmen için kurmaca bir zorunluluk değildir ama alternatifler arasında yer alır. 'Donbass'ın yarı belgesel hali, film gerçek bir hikâyeye dayalı olduğu için değildi, belgesel tarzıyla kurmaca filmi bir araya getirip aktörlerle beraber bir içerik yaratmak istedim sadece. Kurmaca yaparken ona belgesel çeker gibi yaklaşıyorum, belgesel yaparken de kurmacayı unutmuyorum."
MERT FIRAT: KONTROLÜ BIRAKTIĞIN YER EN RAHAT OLDUĞUN YERDİR
Yönetmen Ömer Faruk Sorak'ın ve sinema ve tiyatro oyuncuları Belçim Bilgin ile Mert Fırat'ın konuşmacı olduğu "Oyuncu Yönetimi" adlı söyleşi Yapı Kredi Kültür Sanat'taydı. Konuşmacıların kendi tecrübelerini paylaştıkları söyleşide Ömer Faruk Sorak, "Bir filmi daha iyi yapan şey ne çektiğin değil, çektiklerinden hangilerini seçtiğin ya da kestiğin" derken, Belçim Bilgin "Yönetmenin en çok vakit geçirmesi gereken yer oyuncularla çalıştığı zamandır" dedi. Mert Fırat da "Kontrolü bıraktığın yer en rahat olduğun yerdir. Ben de içinde sadece oyuncusu olarak yer aldığım filmlerde daha rahat oluyorum" yorumunu yaptı.
BANU SIVACI: GÜVERCİNLERİ KALDIRIN, YERİNE SİNEMA KOYUN, İŞTE BENİM HİKÂYEM!
Burak Çevik "Tuzdan Kaide", Banu Sıvacı "Güvercin" ve Semir Aslanyürek de "Kaos" filmleriyle bugün Ulusal Uzun Metraj Yarışması jürisinin önündeydi ve gösterimlerin ardından seyircilerin sorularını yanıtladılar. Burak Çevik "Filmin dünyasının biri tarafından kurulduğu duygusunu özellikle vermek istedim. 'Tuzdan Kaide', kendi içerisinde gerçekliği olan başka bir filmdi" derken, Banu Sıvacı, "Film çekerken hiç bir zaman festivalleri düşünmedik, bu ekip bir film çıkarsın istedik sadece. Günümüz gençlerinin en büyük sorunlarından biri olan bir gencin kendi olma isteği, ve başkaları hep bunu durdurmaya çalışıyor! Buradaki güvercinleri kaldırın, yerine sinemayı koyun, bu benim hikâyem oluyor. Amacım güvercinlerden çok bir gencin kendi olma hikayesini anlatmaktı" diye konuştu. "Kaos"un İstanbul prömiyerini festival kapsamında yapan Semir Aslanyürek ise, "İnsanın kendi filmi hakkında bir şeyler söylemesi çok zor. Bence daha güzel bir film olabilirdi ancak gücüm bu kadarına yetti. İnsan her yaşta öğreniyor, öğrenmeye devam ediyorum. Bana imkan tanınsa şimdi bu filmi çok daha iyi çekerim. Her filmi birkaç defa çekmek lazım" yorumunu yaptı.
FESTİVALDE BUGÜN 29 EKİM 2018, PAZARTESİ
FESTİVALDE YARIN 30 EKİM 2018, SALI