Üye değil misiniz?
Aktivasyonunuzu tamamlamadınız!
Zaten bir hesabınız var mı?
Tematik bir kısa film festivalisiniz. Hem tema seçmenizin hem de dostluk temasını seçmenizin nedeni nedir?
Türkiye'de son zamanlarda neredeyse her belediyenin yaptığı etkinliklerden biri oldu kısa film yarışmaları. böyle bir ilginin olması bir açıdan güzel bir açıdan da sakıncalı tabi. Gençler bir yazarı, aydını gidip saatlerce dinleyemiyorlar. Haliyle okuma kültürü gittikçe zayıflıyor. Öte yandan kısafilm yarışmaları ve festivallerin sayısı artmasına rağmen gittikçe birbirlerine benziyorlar. Aynı filmler, aynı etkinlikler hatta çoğu zaman aynı isimler. Kısır döngüye girmeden zamanımızda en çok ihtiyaç duyduğumuz meselelere parmak basmak öncelikli hedefimizdi. Yaşadığımız çatışma, kavga ve savaş döneminde en çok ihtiyaç duyduğumuz olgulardan biri şüphesiz merhamet ve adalet idi. Bu temayı Çekmeköy belediyesi ile test ettik. Majid Majidi'nin jüri başkanlığında yaptığımız yarışmaya toplamda 550 film başvurmuştu. 25 adet bu temada güzel filmi seyirci ile buluşturduk. Merhamet kadar çok önemli gördüğümüz bir diğer kavram da dostluk...Bizim coğrafyamızda ve tarihimizde bu kavramın cisimleşmiş bir çok örneği var. Özellikle yakın tarihte Fethi Gemuhluoğlu'nun bu felsefeyi yeniden yorumlayışı, hayatıyla ona hepimizin ilham alacağı bir boyut ve cisim kazandırması es geçilmemesi gereken bir nokta bence. Fethi abinin vefatının 40.yılında böyle bir çalışmayı başlatmak ve sonraki yıllarda gelenekselleştirmek istedik.
Festival, Fethi Gemuhluoğlu'nun dostluk vizyonunu temel alma sebebi nedir? Fethi Gemuhluoğlu'ndan ve dostluk anlayışından bahseder misiniz?
Fethi Gemuhluoğlu, gönül adamlığı, dostluğu, derinliği, samimiyeti ve inceliğiyle kendi dönemini ve sonrasını, tartışmaya mahâl bırakmayacak derecede etkilemiş yerli bir okul. Kendi dönemindeki diğer aydın ve sanatçıların çoğu gibi bu coğrafyanın genç neslinden, mimarisinden, sanatından ve gelecek yüzyılda inkişaf gösterecek inanç ve hakkaniyet bereketinden asla umudunu kesmedi. Zamanındaki her aydına bir şekilde ulaştı ve ulaştığı herkesi dost olmaya ve gönülden gönüle giden gizli yolları keşfetmeye çağırdı. Gençlerden ilim, irfan ve sanat yolunda tavizsiz yürümeleri için gerekli maddi ve manevi desteği esirgemedi.
Bu gönül adamının zenginleştirdiği dostluk anlayışını doğru kavramak ve çağdaş dünyada yeniden var kılmak, gelecek nesillere bırakacağımız en önemli miraslardan biri. Birbirine dost olamayan insanlık, kendi ürettiği teknolojilerin ve sistemlerin kurbanı olarak bir başına ve yalnız bir şekilde, kendi kendini azaltarak tahrip edecektir. Fethi Gemuhluoğlu'nun dediği gibi toprak suyla, kasabalar köylerle, ülkeler komşularıyla ve sonuçta insan fikirle, tarihle, ağaçla, coğrafyayla, zamanla ve ötekiyle anlam ve varlık kazanır.
İlerleyen yıllarda festivali getirmek istediğiniz konum nedir? Festivalin amaçlarından bahsedebilir misiniz?
Her kısa film festivali gibi bu festivalin de en önemli hedeflerinden biri, kısa filmcileri desteklemek ve dolayısıyla kısa film yapımlarının çoğalmasını, niteliğinin ve görünürlüğünün artmasını sağlamak. Düzenlediğimiz festivalin yarışma ve yarışma dışı bölümlerinde, işbirliği kurduğumuz kurumların da desteğiyle, yeni kısa filmler için mümkün olduğunca yüksek motivasyon sağlayacak ödüller vermeye çabalıyoruz. Ayrıca düzenleyeceğimiz atölye ve seminerlerle yeni kısa filmcileri ustalarla buluşturmak suretiyle, yapacakları filmlerde yeni tecrübe ve birikimler elde etmelerini istiyoruz. Böylece daha hevesli, cesur ve bilinçli hareket etmelerini, yetkin ve özgün işler çıkarmalarını umut ediyoruz. Ayrıca üniversitelerin sinema öğrencileriyle ve gençlerle buluşmayı çok önemsiyoruz. Onların ustalardan alacakları kadar, bizim de gençlerden alacağımız farklı motivasyonların bulunduğuna inanıyoruz. Dostluk temasını uluslararası bir platformda gündem edinmeyi amaçladığımız festivalde her yıl belirleyeceğimiz bir ülkede, eş zamanlı film gösterimleri gerçekleştireceğiz. Ayrıca yine her yıl farklı bir ülkede bir kısa film atölyesi düzenleyecek ve atölye sonucunda yeni kısa filmlerin çekilmesini sağlayacağız. Atölyeler aracılığıyla çekilen bu kısa filmler, aynı yıl içinde düzenlenen festivalin açılış programında gösterilecektir. Sonraki yıl başka bir ülkede atölye düzenlenecek ve o atölyenin filmleri festivalin açılışında gösterilecek. Önceki yıl atölye düzenlenen ülkede ise festivalle eş zamanlı film gösterimleri gerçekleştirilecektir. Böylece her yıl farklı bir ülkeyle birebir ilişki kuracağız. Bir önceki yıl temasta bulunduğumuz ülke ile de kısa film gösterimi ve yapımı üzerinden ilişkimizi sürdüreceğiz. Bu yolla hem festivale katılan ülkelerin birbiriyle temasını sağlayacağız, hem de dostluk halkamızı büyüterek uluslararası bir dostluk platformuna dönüştüreceğiz.
Festivalin bu yıl ilk senesi olacak. Beklentileriniz nelerdir?
Olabildiğince festivali kısa filmcilerin ve dostluk meselesine özel ehemmiyet veren sanatçı, yazar ve aydınların gündemine taşımak istiyoruz. Farklı disiplinden insanların eminim ki bu kavrama katacakları farklı boyutlar olacaktır. Sinema formu ile birleştiğinde yeni açılımlar, yeni kazanımlar elde etmeyi ümit ediyoruz.
İzleyicileri ne gibi süprizler bekliyor? Program hakkında biraz bilgi verebilir misiniz?
Bir kısa film atölyesi düzenledik. O atölye sonucunda bir kısa filmin yapımı kollektif olarak gerçekleşmiş olacak. Sektörden değerli sanatçı arkadaşlarımız da danışmanlık yaptılar bu atölyeye. Yarışma bölümünde birbirinden güzel 20'ye yakın film yer alacak. Toplam'da 100.000 tl ye yakın para ödülü var. Yarışma dışı bölüm olarak 'Kırk Yıllık Hatır' bölümümüz var. Bazı şartları yarışma için uygun olmayan ama Dostluk temalı olan kısa film, belgesel ve animasyonlar bu bölümde yer alacak. Ödüllü dünya kısalarının yer alacağı Panorama bölümümüz olacak. Bir de yurt dışından misafirimiz olan jüri üyelerimizin dostluk temalı iki uzun metraj filmini göstermeyi planlıyoruz. Gösterimler ise Beyoğlu ve Kadıköy sinemalarında olacak.
Türkiye'de kısa film algısı hakkına ne düşünüyorsunuz? Festivalin sektöre nasıl katkısı olacağını düşünüyorsunuz?
Kısa film hala hak ettiği yere ulaşamadı bence. dünyada biraz daha kadri kıymeti biliniyor. Hala normal dağıtım, gösterim ve satış ağına girebilmiş değil. Dostane ve elbirliği çalışmalar ile ortaya çıkıyor. Bu açıdan temamız ile doğrudan ilişkisi var aslında kısa filmin. Belki de böyle yapılıyor olması daha samimi ve doğru...bilemiyorum. Yine de kısa filmlerin de uzunlar kadar sinemalarda gösterime hak kazanacağı bir zamanı özlüyorum. Festivaller şimdilik bu özlemimizi gidermede bir nebze olsun fayda sağlıyor.
Festival yerli kısa filmcileri uluslarası arenaya taşıyacak bir köprü görevi görecek mi? Bu konuda festivalin üstleneceği bir misyon var mı?
imkanlarımız ölçüsünde olabildiğince yurt dışından kısafilmciyi davet etmeye çalışıyoruz. Yurt dışındaki duyurularımız sonucu 800'e yakın başvuru aldık. Bir kaç yıla kadar inşallah büyük festivallerin sıralamasında yer almayı ümit ediyoruz. Sonuçta hep dostluk kazansın istiyoruz.
Yunus'un dediği gibi
Ben gelmedim da'vi için benim işim sevi için
Dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmağa geldim
Biz de bu bakış açısından hareketle, dil, din, ırk, cinsiyet ayrımı gözetmeden gönlü olan herkesi kucaklamak, gönlü olmayanlara da gönüller kazandırmak için böyle bir çalışmaya gönül koyduk.
Faysal Soysal Kimdir?
1979 Batman doğumlu olan Faysal gençlik yıllarından itibaren şiire ilgi duydu. 2000 yılında şiir ve sinema ile daha yakından ilgilenmek için Tıp Fakültesini 2.sınıfta bıraktıktan sonra, İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesin'den mezun oldu. 2003-2007 yılında Tahran Sanat Üniversitesi'nde Sinema Yönetmenliği ve aynı yıllarda Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nde Yeni Türk Edebiyatı bölümünde Yüksek Lisans yaptı. Tahran'daki eğitimi sürecinde uluslararası festivallerde gösterilen ve çeşitli ödüller alan 4 tane kısa film çekti. 'Kayıp Zaman Düşleri' adlı 35mm formatta çektiği mezuniyet filmiyle kendi sinema diline yakın olan şiirsel sinema örneklerinden birini ortaya koydu.
2008 yılında bir bursla New York Film Akademisi'ne katılan Soysal 'New York'ta 3'ü 16mm, biri dijital olmak üzere 4 adet çalışmaya daha imza attı. 2002'de yayınlanan 'Düşe Yağmalanan Hayal Kuyusu' adlı kitabından sonra 2011'de 'Bir Ölünün Defteri' adlı ikinci şiir kitabını yayınladı. Sohrap Sepehri ve F.G. Lorca'dan yaptığı tercümeleri 'Akdenizdeki Çöl' adlı kitapta topladı. Babek Ahmedi'nin Tarkovski Sineması kitabını Türkçe'ye kazandırdı. 2009'dan beri üzerinde çalıştığı ve çekim mekanları Türkiye ve Bosna'da yer alan 'Üç Yol' adlı sinema filmini 2013'te tamamladı. Film yurt içinde ve yurt dışında toplam 13 ödüle layık görüldü. 2014'te 'Şarkılar Değişti Önce' adlı belgeselini ve 2015 yılında Üç Yol'daki Srebrenitsa annesinin gerçek hikayesinin izini sürerek Srebrenitsa ve Prijedor katliamlarını konu alan 'Kayıp Zamanlar' adlı belgeseli yaptı. Sonra da Srebrenitsa Anneleri adlı 5 bölümlük belgesel dizisine imza attı. Şiir ve sinema değerlendirmelerini çeşitli edebiyat ve sinema dergilerinde yayınlamaya devam eden Soysal, aynı zamanda Yeryüzü Doktorları Derneği üyesi olarak sosyal sorumluluk projelerinde aktif görev aldı. Yeryüzü Doktorlarının gittikleri uzak coğrafyalardaki gönüllülük serüvenlerini 10 bölümlük Yeryüzü Hikayeleri adlı belgesel dizisiyle televizyon ekranlarına taşıdı. 2016 yılında Uluslararası Çekmeköy Belediyesi Merhamet ve Adalet Kısa Film Yarışmasını düzenledi. Bir çok film festivalinde danışmanlık ve jüri üyeliği yaptı. İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Kültür Dairesi adına Türk Sinemasında Yeni Bakışlar ve Yeni Bir Sinemaya Doğru adlı etkinliklerinin koordinatörlüğünü yaptı. Halen Film Yönetmenleri Derneği yönetim kurulu üyesi olup yeni sinema projeleri üzerine çalışmaktadır.