Üye değil misiniz?
Aktivasyonunuzu tamamlamadınız!
Zaten bir hesabınız var mı?
Kemal Sunal; Türk Sineması'nın küçülmeye gittiği bir kriz döneminde (1974-1994) birçok meslektaşının aksine, sinemasından ve karakterinden ödün vermeden ayakta kalmayı başarabilmiş, 13 farklı yönetmenle çalıştığı 82 sinema filminde kendine has komedyen kimliğinin yanı sıra, politik ve sosyolojik analizlere imkân veren zengin bir doku inşa etmeyi başarmış, 50 yaşından sonra lisans ve yüksek lisans eğitimini tamamlayıp kendi sineması üzerine bir de tez yazarak gençlere örnek olmuş, hayatını kaybettikten uzun yıllar sonra bile hayran kitlesi artmaya devam eden benzersiz bir aktör. Üstelik onunla ilgili anlatılan anekdotlara ve kişisel tanıklıklara bakılırsa, iyi bir aile babası ve altın kalpli bir insan. Zaten oyunculuğunu tartışmaya gerek yok, sadece şunu söyleyeyim: Jack Nicholson bir seferinde Marlon Brando'yu kastederek, "Biz aktörler bir kafede oturup kimin en iyi aktör olduğunu tartışmayız. Kimin en iyi olduğu bellidir, biz ikinci kim, onu tartışırız." demiş, bence Türk komedyenler de kimin en iyi olduğunu tartışmaya zahmet etmesinler. En iyinin kim olduğu belli: Kemal Sunal.
Ertan TUNÇ
Kemal Sunal: Dönemler ve Formatlar Üstü Bir Başarı Öyküsü
Kemal Sunal'ın yetmişlerin başında başladığı oyunculuk kariyeri, özellikle 1974 sonrası ülkenin yaşadığı toplumsal hareketlilikle başat bir çizgide ivme göstermiş, komediyle toplumsal taşlamayı aynı potada eritebilmişti. Onun filmleri üzerinden; köyden kente göç, çarpık kentleşme, sınıfsal farklılıklar, emek sömürüsü, işsizlik, ağalık sistemi, gericilik gibi ülkenin yaşadığı bütün toplumsal dinamiklerin izini sürmek mümkündür. Bu yaklaşım onun unutulmamasının ve her dönem ilgiyle izlenmesinin de temel dayanağıdır. Önce sinema perdelerinde, sonra video kasetlerde, sonra televizyonlarda, vcd ve dvd teknolojilerinde şimdi de internet ortamında adeta bir inatlaşma örneği gibi varlığını koruyan Kemal Sunal realitesi, kendisinden sonra gelen komedi oyuncularının dönemsel başarıların ötesinegeçemeyen çizgilerinin de somut göstergesidir. Kemal Sunal'ın kariyerinin son döneminde televizyon projelerinde geçmişte edindiği başarıları yakalayamamasının da en büyük nedeni yetmişlerin ikinci yarısından itibaren filmlerinde var olan toplumsal taşlamayı taşımıyor olmalarıdır. Zira Kemal Sunal sineması sadece kuru bir mizah değil, derinlikli bir yaklaşımla, çarpık sistemin mizah yoluyla sorgulanmasıdır. Rıza OYLUM