''Sinemacılar Kuşağı''nın öncülerinden Memduh Ün'ün yönetmenlik yolu
05 Ocak 2023

  Memduh Ün hatıraları, 1920'den günümüze kadar 92 yıllık bir 'varoluş'' hikayesi. Ün, hatıratının ilk bölümünde; Osmanlı'dan Cumhuriyet'e geçiş sürecinde, İstanbul'un Kocamustafapaşa semtinde, huzursuz bir ev ortamında yoksulluk içinde geçen çocukluk ve eğitim yıllarını anlatıyor. Ziraat mühendisi, pilot, doktor olmak isterken, futbolu keşfetmesiyle hayatının akışı değişiyor. Babasının şiddetle karşı çıkmasına rağmen önce Langa gibi semt takımında oynadıktan sonra o yıllarda birinci ligde olan Vefa'da oynayıp sonra Beşiktaş'a transfer oluyor. Ancak o yıllarda futbol ''karın doyurmadığı'' için, babasının ayarladığı geçici memuriyetlerle hayatını sürdürebiliyor.

  Benliğin, cinselliğin, arkadaşlığın keşfedildiği çocukluk, gençlik yıllarını anlatırken, arka planda, yaşadığı şehrin sosyal panoramasını da gözler önüne seriyor; İmparatorluk tebaasında kalan Rum, Ermeni komşular, cami, klise avlularında aşina olduğu sokak insanları, çay bahçelerinde sanat icra eden kumpanyalar, meddahlar, tuluatçılar, tel cambazları bayram yerleri, yangınlar, kabadayılarıyla bu bölüm, aynı zamanda bir semt (Kocamustafapaşa) monografisi olarak da hatıratın kıymetini arttırıyor. Öte yandan yine bu hatırat sayesinde , '' yangın yerlerinde'' mahalle maçlarıyla başlayan Türk futbolunun, ''federe'' hale gelinceye kadar geçirdiği sürecide takip etmek mümkün.

  1947 yılında tesadüf eseri girdiği sinemada, günümüze kadar hayatını vereceği sinema dönemi başlıyor. Aralıksız 60 yıl sürecek bu tutkuya ihtirasla bağlanıyor. Sessizden sesliye, siyah-beyaz'dan, renkli sinemaskop'a tanıklık eden sinemada varoluş mücadelesi, yaşam biçimini ele geçiriyor. ''Orman kanunları''nın hükmettiği bir ortamda sıfırdan zirveye çıkıyor.

  Bugün Türk sinema tarihinin Klasikleri arasında sayılan '' Üç Arkadaş'', ''Kırık Çanaklar'', '' Ağaçlar Ayakta Ölür'', ''Ayşecik'', ''Ateşten Damla'', ''Ölüm Peşimizde'', ''Yaprak Dökümü'', ''Boş Beşik'', ''Ezo Gelin'', ''Ağrı Dağı Efsanesi'', ''Bütün Kapılar Kpalıydı'', ''Zıkkımın Kökü'' gibi nice unutulmaz filmlere yönetmen, yapımcı olarak imza atıyor. Başta Fatma Girik olmak üzere, sinemaya birçok yeni oyuncu kazandırırken, aynı zamanda kamera arkasında birçok da senarist ve teknik eleman yetiştiriyor.

  Bu sırada Yaşar Kemal'in , Orhan Kemal'in, Necati Cumalı'nın, Reşat Nuri'nin eserlerini beyaz perdede canlandırarak halka götürüyor. Henüz sinemanın eşiğindeyken Memduh Ün'e hep ''futbolcudan yönetmen olmaz'' derlermiş. Bakın nasıl güzel olmuş.

 YORUMLAR  ({{commentsCount}})
{{countDown || 2000}} karakter kaldı
{{comment.username}}
{{moment(comment.date).fromNow()}}
Uyarı:  Yorumunuz, yönetici tarafından onaylandıktan sonra tüm ziyaretçilerimiz tarafından görüntülenebilecektir. (Bu mesajı sadece siz görüyorsunuz)
{{reply.username}}
{{moment(reply.date).fromNow()}}
Uyarı:  Yorumunuz, yönetici tarafından onaylandıktan sonra tüm ziyaretçilerimiz tarafından görüntülenebilecektir. (Bu mesajı sadece siz görüyorsunuz)