Uzun zamandır çekimleri tamamlanması beklenen ''THE FLASH'' filmi nihayet 16 Haziranda vizyona girdi. Yıllar süren çalışmalar, yönetmenin sürekli değişmesi ve son olarak başrol oyuncusu Ezra Miller’ın skandalının ardından çekimleri sarkan film seyirci ile buluştu. Filmin yönetmen koltuğunda ''IT'' filminden de tanıdığımız Andy Mushietti oturuyor. Senaryosunu Christina Hodson’ın kaleme aldığı filmin süresi 150 dakika. Filmin oyuncu kadrosunda Ben Affleck, Sasha Calle, Michael Keaton, Michael Shannon ve Maribel Verdu gibi başarılı oyuncular yer alıyor.

İzleyiciyi tam bir görsel efekt bombardımanına tutan The Flash, eleştirmenlerce çok fazla eleştirildi. VFX'in örneklerini her sahnede bol bol görmüş olduk özellikle Flash'ın ilk açılış sahnesinde! Hastanede geçen bir kurtarma sırasında izleyenleri şok eden uçuşan bebekler son derece gerçek dışıydı ve fazlasıyla abartılmış bir sahneydi.  Biz izleyenler olarak VFX'e filmin en başında doymuş olduk. Bir diğer sorun ise 150 dakika'nın neredeyse tamamının VFX teknolojisi ile yaratılmış olmasıydı. Ancak bu Andy Mushietti için bir sorun değildi.

Filmi izledikten sonra yönetmen amacına ulaşmış diyebiliriz. Andy Mushietti, bir ropörtajında The Flah'ın görsel efektlerinin insanlara çok fazla geleceğini ve zaten bunu yapmayı amaçladığını dile getirmişti. Peki amacına ulaşan Mushietti, DC'yi devam filmi için gişede mutlu edebilecek mi? Tartışılır.

 ZAMANDA GERİYE GİDEBİLSEK SORUNLARIMIZ ÇÖZÜLÜR MÜYDÜ? 

The Flash, annesini kurtarmak için zamanda geriye gidiyor ve olayların başlangıç zinciri bu şekilde başlamış bulunuyor. Diğer fantastik filmlerden farkı, hikayenin günümüzde değil geçmişte geçmesi. Geçmişte yaşanan olayları değiştirmek için zamanda geriye gitmesi alternatif evrenleri de birbiri içine sokar. Annesini kurtarırken akışı değiştiren Flash diğer süper kahramanların olmayışı ile kendini General Zod ile olan savaşta kısmen yalnız bulur. Filmde alıştığımız süper kahramanların koltuklarında başka kişileri izliyoruz.