Erkan Tahhuşoğlu’nun son filmi Döngü, dünya çapında birçok festivalden ödüllerle döndü ve 7 Şubat’tan itibaren TOD platformunda sinemaseverlerle buluşuyor. Filmin, ödüllü yapısının yanı sıra güçlü senaryosu ve etkileyici oyunculuklarıyla izleyicileri derinden etkilemesi bekleniyor.

Dögü, geçen yıl prömiyerini yaptığı Adana Altın Koza Film Festivali’nde En İyi Senaryo Ödülü ve Film Yön En İyi Yönetmen Ödülü’nü alan “Döngü”, Boğaziçi Film Festivali’nde En İyi Yönetmen Ödülü’nü, İzmir Uluslararası Film ve Müzik Festivali’nde de En İyi Oyuncu, Film Yön En İyi Yönetmen ve SİYAD En İyi Film ödüllerini kazandı. Film en son geçtiğimiz Kasım ayında Ankara Film Festivali’nden Onat Kutlar En İyi Senaryo Ödülü ve En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü aldı.

Serpil Gül, Emel Göksu ve Tuğçe Yolcu gibi birbirinden başarılı sanatçıları kadrosunda buluşturan film, Ocak ve Şubat’ta da özel gösterimlerle sinemalarda izleyicisiyle buluşacak.

Sevim rolündeki performansıyla Ankara ve İzmir’de En İyi Kadın Oyuncu ödüllerini alan Serpil Gül’ü (Bana Karanlığını Anlat, Zuhal, Körfez) başrolünde izleyeceğimiz   filmde Emel Göksu (Koridor), Tuğçe Yolcu (Çatlak), Süleyman Karaahmet (Çatlak), Gökay Müftüoğlu (İnsanlar İkiye Ayrılır), Ftesa Hazrolli, Shpresa Hashimi ve Reyyan Sevim rol alıyor.

Başka Çarşamba kapsamında Ocak ve Şubat’ta seyirciyle buluşacak film, 28 Ocak’ta İstanbul’da Atlas Sineması’nda, 5 Şubat’ta Eskişehir’de Cinetime Özdilek Sineması’nda ve 6 Şubat'ta Ankara’da Büyülü Fener Kızılay Sineması’nda film ekibinin de katılımıyla gösterilecek.

Döngü filmi, 7 Şubat’tan itibaren yalnızca TOD platformunda izlenebilir olacak. TOD üyeleri, filmi platformda kolayca izleyebilecek ve bu ödüllü yapımın keyfini çıkarabilecek.

Sevim’in vicdan hikâyesi

“Döngü”, İstanbul’un yoksul bir semtinde yaşayan ve uzun yıllardır Ayten adlı zengin bir kadının evinde gündelikçi olarak çalışan Sevim’e odaklanıyor. Ayten’in Kosovalı bakıcısı Lena’nın evde bir kaza geçirmesi sonucu gelişen gerilim dolu olayları takip eden film, olaylara taraf olması istenen Sevim’in sınıfsal, ahlaki ve vicdani çelişkiler arasında sıkışıp kalmasının hikâyesini işliyor.