Sinema yaşamı boyunca o ünlü süper takma ismiyle,  hiç durmamacasına dört nala koşup efsanevi bir ''olay adam'' konumuna gelmeden önce, Fahrettin Cüreklibatur olarak hakkındaki ilk yazı, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrenci kataloğundadır. 1172 nolu öğrenci Fahrettin'le ilgili aynen şu satırlar yer alır.

''60-61 stajyeri. Uzunca boylu, esmerce, yeşil gözlü, yüzünde üzgün, alaylı bir gülümseme etrafında çekingenlik yaratan...''

O ne kadar Dr. Fahrettin kartviziti taşısa da, asıl öğrencilik yıllarını Yeşilçam sokaklarında, Yeşilçam setlerinde geçirmiştir. Kişiliği de bu dönemde oluşur. İnişli çıkışlı, yani '' Kurtla kuzunun iç-içe yaşadığı, birbirine karşıt çift kişilikli bir Cüneyt Arkın'' olarak... Ve onu en hızlı, en çalkantılı döneminde tanıyan (1969) sevgili eşi Betül Işıl ( o çilekeş kahraman bir kadın), birlikteliklerinin ilk yıllarında tarafsız ve açık bir yüreklilikle öylesine güzel tanımlar ki: 

  ''İki yaşaması olan bir insan. Biri kandini olduğundan daha başka göstermeye çalışan, ama bir de benim tanıdığım gerçek Fahrettin. Mutlu olamamıi, hatta mutlu olma isteğini bile kaybetmiş bir insan...''