"Aşk, Her Şeyden, Hürriyetten de Üstündür İrfan Bey. Benim Vatanım, Bundan Sonra Sizsiniz Yalnız. Siz Nerede İseniz Vatanım Orasıdır Benim"
“Beklesinler! Sizin gibi bir kadına, zaten beklenilmeden ulaşılamaz ki (sf. 28).” Konsolosluktakilerin bekledikleri Nadya’ya söylüyor bunları. Ancak ‘beklemek’ dışında çok büyük bir mücadeleye girmesi gerekecektir İrfan’ın. 254 sayfalık roman öyle gizemli ki kahramanlarımızın adlarına da ancak 77. ve 97. sayfalarda ‘ulaşabiliyor’. Yazar, ‘bilinmeze olan tutkusunu’ genç kız aracılığı ile dile getirmiş; “Benim hangi millette mensup olduğumu, nerden gelip nereye gittiğimi, ismimin ne olduğunu öğrenip de ne yapacaksınız.” Meçhul kalmak daha güzelmiş! “Biraz da içimizde bir küçük merak hissi; Bu büyük aşkımız, bu eşsiz serüvenimiz sonsuz bir meçhulle örtülü kalsın. İnsanlar, niteliğini bilmedikleri şeylere karşı, daha büyük bir ilgi duyarlar.” Film çok daha gizemli. Romanda, bu soruların yanıtına ‘bekleyerek’ de olsa ulaşabiliyoruz hiç olmazsa!